Prijevod od "miševe" na Turski


Kako koristiti "miševe" u rečenici:

Čujem miševe na tavanu, kako lupaju kao slonovi.
Tavanarasındaki farelerin sıçramaları bana filler zıplıyormuş gibi geliyor.
Dama reče, "Nemam ništa protiv, ali kako vi hvatate miševe?
Kadın da "Bence mahsuru yok, fare yakalamakta iyi misindir? " dedi.
Znate one male stvari za miševe, gdje oni prolaze i imaju oni mali blokovi?
Fareleri koydukları o labirentler var ya? Hani fareler gider gider ve bir duvara çarpar?
Usko grlo uvlači izlazeće slijepe miševe u zbijenu koncentraciju, privlačeći pozornost drugih.
Dar bir boğaz, mağaradan ayrılan yarasaların saflarını sıklaştırıp başka canlıların dikkatini çekiyor.
Pelud i nektar, kojima su ovi cvijetovi napunjeni, privlače slijepe miševe izduženih noseva i jezika.
Polen ve nektar dolu bu çiçekler,.uzun-burunlu ve uzun-dilli yarasaları cezbeder.
Jeo sam šiš miševe u Laosu, ubio sam kravu bazukom.
Laos'ta yarasa yedim. Bir ineği bazukayla öldürdüm.
Coraline, Gospodin Bobinsky te je pozvao da dođeš pogledati miševe poslije večere.
Coraline, Bay Bobinski yemekten sonra zıplayan farelerin gösterisini izlemeye davet etti seni.
Vidite, većina mjesta imaju miševe ili komarce.
Başka yerlerde, ya fare ya da sivrisinek olur.
Drveća i pašnjake i bakterije i miševe i ptice i kako svi pripadaju zajedno.
Ağaçlar, çimenleri, bakterileri, fareleri ve kuşları....ve onların nasıl uyum içinde yaşadığını.
Naplati ima za buhe, ekstra za miševe
Bitleri hesaba yaz, fareler için ne istesek az.
Radio sam izvedbu "Rigoletta". Svi likovi su bili obučeni u bijele miševe.
"Rigoletto" oyununun, tüm karakterlerin beyaz fareler gibi giyindiği oyunun, yapımcılığını yaptım.
"Rigoletta" u kojem su svi bili obučeni u bijele miševe.
"Rigoletto" mesela, herkesin beyaz fareler gibi giyindiği.
Upoznaj Freda i Wilmu, naše tronoge miševe.
Üç bacaklı farelerimiz Fred ve Vilma'yı takdim edeyim.
Možeš je ševiti umjesto da radiš miševe od smeća.
Hurdadan fare yapacağına onunla yatak dansı yapıyor olabilirdin.
Samo mislim da ovim tvojim lovom na miševe više ličiš na ženomrzca.
Fare avının biraz kadın düşmanlığı olduğunu düşünüyorum.
Ili što ako imam paukove ili miševe?
Ya da örümcek veya farem olsa?
Ovaj smo put rabiti prave miševe.
Bu sefer gerçek bir fare kullandık.
Bila si u prodavnici za ljubimce, vidjela si miševe?
köpekler mi? Petco'ya gitmiştin değil mi? Tüm beyaz fareleri gördün?
Ovdje sam ja naučio loviti miševe i mijenjati oblik.
Fare yakalamayı ve şekil değiştirmeyi burada öğrenmiştim.
Možete li nam pokazati neke vježbe, recimo lov na miševe?
Bazı egzersizleri gösterir misiniz, mesela fare yakaladıkları yeri?
Da li je moguće da je slijepe miševe privukao moj telefon ili neka druga tehnologija?
Yarasanın telefonumun ya da teknolojinin çekimime kapılmış olması mümkün olabilir mi?
Zrakoplov u Japanu... možda su slijepe miševe privukli radio valovi.
Japonya'daki uçakta da belki de yarasalar radyo dalgalarının çekimine kapılmıştı.
Pa, hm, samo sam oslobodio sve svoje laboratorijske miševe, tako da su svi zauzeti jurnjava svoja istraživanja oko zgrade.
Demin bütün laboratuvar farelerini salıverdim, yani şu an bina boyunca araştırmalarını kovalamakla meşguller.
I pretpostavljam da je sve posuto otrovom za miševe.
Evet ve sanırım bunun hepsi sıçan zehirlenmesiyle bağlanmıştı.
Vampiri jedu roštilj, pretvarajući se u slijepe miševe... to su ta Hollywoodska sranja.
Vampirler sarımsaktan ve haçtan nefret eder, yarasaya dönüşürler yalnızca Hollywood saçmalığı.
Da sam zatvorila vrata ne bi se zaglavio poput tvog škočimiša na ljepilu za miševe.
Kapıyı kapatsaydım sen de Manny'nin gerbilinin zamklı tuzağa yapıştığı gibi buraya yapışmayacaktın. - Kaçtı demiştin.
Imao sam sve vrste štakora, miševe, hrčke, zamorce, vjeverice.
Her cins farem, fındık farem, hamsterım, çöl farem ve sincabım vardı.
Započeo sam raditi na staničnoj kulturi, na uzgoju stanica... Potom sam koristio mišje "knockout" modele - miševe koji nisu mogli stvoriti gen...
İlk olarak hücre kültürü üzerinde çalışmaya başladım, hücreleri büyüttüm. Sonra kıyaslamalı fare modelleri kullandım, gen üretemeyen fareleri.
To je vrsta bliska ljudskoj, s nekoliko prednosti u odnosu na miševe: besplatni su, nije ih potrebno brijati, sami se hrane, i nitko ne upada u vaš ured uz riječi: "Zaštitimo laboratorijskog studenta medicine!"
İnsana yakın bir tür, farelere oranla birkaç avantajı var: Bedavalar, onları tıraş etmezsiniz, kendileri beslenebilirler ve kimse ofisinize protesto için gelmez. "Laboratuvar tıp öğrencilerini koruyun."
Ono što možemo učiniti je uzeti miševe i možemo ih postaviti u kutiju, koja izgleda točno kao ova ovdje, i možemo im blago stresti stopala kako bi stvorili uspomenu straha od ove kutije.
Yapabileceğimiz şey, farelerimizi alıp onları tamamen buradaki kutuya benzeyen bir kutuya koyup ardından onlara çok hafif bir ayak şoku verebiliriz, böylece bu kutuya dair bir korku anısı oluştururlar.
Proučavao sam miševe jer se isti obrasci moždanog odgovora pojavljuju u različitim vrstama društvenih životinja.
Psikopatlar yerine, fareleri inceledim, çünkü aynı beyin tepki kalıpları, farklı sosyal hayvan türlerinde görülür.
Za ovaj pokus koristimo mlade miševe, koji se jednaki 20-godišnjim ljudima, i stare koji imaju otprilike 65 ljudskih godina.
Bu amaçla 20'li yaşlarda insanlara denk genç fareler ve insan yaşıyla kabaca 65 yaşındaki yaşlı fareleri kullanıyoruz.
Ono što vam sada pokazujem su neobjavljene studije, u kojima smo koristili ljudsku plazmu, mladu ljudsku plazmu, i kao kontrolu, slanu otopinu, ubrizgali smo ju u stare miševe i pitali, možemo li opet pomladiti te stare miševe?
Size şimdi gösterdiklerim yayımlanmamış araştırmalar. İnsan plazması, genç insan plazması ve kontrol grubu olarak tuz kullandık ve yaşlı farelere enjekte ettik ve bu fareleri gençleştirebilir miyiz sorusunu sorduk.
Stara ljudska krv, nisam vam pokazao, nema taj učinak; ne pomlađuje miševe.
Yaşlı insan kanı, ki göstermedim henüz, bu etkiye sahip değil. Fareyi gençleştirmiyor.
Prilično je neupečatljiv i ne bi bio vrijedan spomena, da istraživači nisu otkrili da ako se time nahrani miševe, nastaje cjepivo protiv PTSP-a.
Bu çok önemsiz ve tartışmaya değer değil fakat araştırmacılar, bunun farelere verildiğinde TSSB'ye karşı aşılandıklarını buldu.
Uzet ćemo dugovjeku mišju lozu, što praktički znači miševe koji prosječno žive tri godine.
Söylediğim uzun süreli yaşayan bir fare yapmaktır, kastettiğim normalde 3 yıl yaşayan fare.
On kaže, "Nema veze je li mačka bijela ili crna, sve dok hvata miševe."
Ve o şöyle dedi; "Bir Kedinin siyah veya beyaz olması, fare yakaladığı sürece, önemsizdir"
I možete vidjeti dvije mačke ovdje, Kina i Indija, kako žele uloviti miševe tamo.
Ve işte buradaki iki kedinin durumunu görüyoruz, Çin ve Hindistan, şuradaki fareleri yakalamak istiyorlar, biliyorsunuz.
Drugim riječima, ne možemo dobiti miševe supermodele. (smijeh)
Başka bir deyişle, "süpermodel fareler" yaratamıyoruz. (Kahkaha)
Oni koji se posvećuju i čiste u vrtovima iza onog jednog u sredini, koji jedu svinjetinu, nečisto i miševe - svi će zajedno izginuti, riječ je Jahvina.
‹‹Bahçelere girmek için kendilerini arıtıp kutsayanlar, domuz, fare ve öteki iğrenç hayvanların etini yiyenlerin ortasında duranı izleyenler hep birlikte yok olacaklar›› diyor RAB,
1.7804160118103s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?