Požuri nazad prije no što se pretvoriš u tikvu i 6 bijelih miševa.
Bir balkabağı ve altı beyaz fareye dönüşmeden baloya geri dön.
Ja ga zamišljam kao kantu pišaline za davljenje miševa.
Bence burası fareleri boğmak için bir sidik kovası.
Nisi ti ništa bolji u ubijanju miševa, nego što si u bilo čemu drugom.
Fare öldürmekte bile beceriksizsin her şeyde olduğun gibi.
Pitala vas je jeste li se riješili miševa, pa ste spomenuli kikiriki maslac.
Sizin fare sorununuz hakkında soru sormuştu siz de fıstık ezmesi kullandığınızı söylemiştiniz.
Pa, uspješno smo rematerijalizirali par miševa.
Hangi konumdayız? -Başarıyla birkaç farenin moleküllerini birleştirdik.
Zapanjujućih 3 milijuna slijepih miševa živi ovdje.
Burada yaşayan 3 milyon buruşuk dudaklı yarasa gibi.
Svake večeri, za samo dva sata, tri milijuna slijepih miševa napuštaju sigurnost pećine da bi lovili insekte u obližnjim šumama.
Her akşam sadece 2 saat içinde, 3 milyon yarasa mağaranın güvenliğini bırakır ve dışarıdaki ormana böcek avlamaya gider.
Kako napusti pećinu, niz slijepih miševa formira prsten oblika krafne.
Mağaradan çıkarken sıralanarak simit biçimli bir halka oluşturur.
Krug slijepih miševa izgleda da zbunjuje orla, ali oni još uvijek moraju preživjeti napad drugih, stručnijih ptica grabljivica.
Dönüp duran yarasalar, al karınlı kartalın aklını karıştırıyor. Ama daha uzman başka avcı kuşların saldırılarından kurtulmaları gerekiyor.
Ipak, noćni napad ima mali utjecaj na ukupan broj slijepih miševa - ujutro će se ogromna većina njih vratiti u sigurnost pećine.
Ancak bu akşamüstü katliamı, yarasaların sayısına pek etki etmez. Sabah yarasaların büyük çoğunluğu mağaranın güvenliğine döner.
Poput slijepih miševa, one koriste lociranje odjeka za navigaciju.
Yarasalar gibi yön bulmak için sonardan faydalanırlar.
Sutra ujutro će Barney poslati paket, a Butterfield će imati do koljena ljutih bijelih miševa.
Yarın sabah, Barney paketi gönderecek ve Butterfield diz boyu kızgın, beyaz fareler arasında kalacak.
A ako se pojavi neka hitna situacija s Annie, ona bi trebala čekati dok završiš mučenje laboratorijskih miševa?
Peki ya, Annie ile ilgili acil bir durum olursa laboratuar farelerini ilaçlamayı bitirmeni mi beklesin?
Odbio je da ispoštuje volju i podučavanje starijih miševa.
İhtiyar farelerin rehberliğini ve buyruğunu reddetti.
Pretpostavljam da nikada dovoljno laboratorijskih miševa.
Sanırım kimsenin bu kadar çok laboratuvar faresi olmamıştır.
Rekli su mi da je jedan od miševa umro prošli tjedan, i pokopan je u dvorištu.
Sakin ol. Geçen hafta ölen fareyi arka bahçeye gömmüşler.
Kosti miševa posvuda. To je tipično.
Fare postu, fare kemiği, bunlar standart.
Imam mleka koliko mogu popiti i miševa koliko mogu loviti.
İstediğim kadar süt içip, istediğim kadar fare kovalayabiliyorum.
Što znači da 20% miševa sa implantima ponovno ima dijabetes.
Yani implant yapılan farelerin yüzde 20'sinde yeniden diyabet baş gösterdi.
Nekada davno, unutar fino naštimanog klavira, u staroj kući, živjela je porodica miševa.
"Bir zamanlar evin birindeki iyi akort edilmiş bir piyanonun içinde bir fare ailesi yaşarmış."
Ovo je učinilo porodicu miševa veoma sigurnom i svi su bili veoma sretni.
"Bu durum fare ailesinin huzur içinde yaşamasını sağlamış ve herkes son derece mutluymuş."
Njegov tim je upravo povezao korištenje Lexa-2 s otkazivanjem bubrega kod miševa i štakora.
Ekibi kısa süre önce Lex-2 kullanımın farelerde böbrek yetmezliği yaptığını keşfetmiş.
Molim vas, neka budem vaš Krckalo Oraščić u borbi protiv Kralja miševa.
Lütfen, Fındıkkıran'ınız olmama ve Fare Kral'la olan savaşınıza katılmama izin verin.
Ti i Rose izgledate napaljeniji nego par miševa koji se seksaju u vučjoj čarapi.
Sen ve Rose, bir çorabın içinde sevişen iki fareden daha ateşli görünüyorsunuz.
U međuvremenu, kako bi ti skrenuli misli sa slijepih miševa, mislio sam da vam pokažem neke činjenice.
Bu arada, düşündüm ki, aklınızı yarasalardan uzaklaştırmak için sizlerle bir iki bilgi paylaşayım.
Inače, ove ledene loptice nisu za hvatanje miševa.
Ayrıca, bu dondurucu toplar fare yakalamak için değil.
Isto je i kod miševa -- a miševi su sisavci poput nas.
Mesela fareler, farelerde bizler gibi memelilerdir.
I mutacije koje uništavaju TOR gen -- kao i daf-2 mutacije -- produžuju životni vijek kod crva, muha i miševa.
Ve zararlı TOR geni mutasyonları,...... yani daf-2 mutasyonu gibi...... solucanların, sineklerin ve...... farelerin ömrünü uzatır.
Znanstvenici su počeli shvaćati kako funkcionira prostorna memorija snimajući aktivnost pojedinih neurona kod štakora ili miševa koji su istraživali okolinu u potrazi za hranom.
Ve bilim adamları, uzamsal hafızanın nasıl çalıştığını, sıçanlar ya da farelerin nöronlarından, onlar yiyecek araken veya bir ortamı incelerken, kayıtlar alarak anlamaya başladılar.
U miševa, mikrobi su povezani sa svim vrstama dodatnih prilika, uključujući stvari poput multiple skleroze, depresije, autizma, te ponovo, pretilosti.
Farelerde mikroplar çoklu skleroz, depresyon, otizm ve yine obezite gibi şeylerin de dahil olduğu ilave şartlarla bağlantılıdır.
Dobro, jedna stvar koju možemo je možemo uzgojiti nešto miševa bez ikakvih vlastiti mikroba u mjehuru bez klica.
Yapabileceğimiz şeylerden birisi şu bazı fareleri kendi mikroplarından başka mikrop bulunmayan mikropsuz baloncuklarında yetiştirebiliriz.
CRISPR metoda već se počela koristiti za izmjenu DNK u stanicama miševa i majmuna, kao i drugih organizama.
CRIPSR teknolojisi zaten fareler, maymunlar ve başka organizmalar üzerinde denenmiş durumda.
Dakle, tvrdim da imamo šansu 50:50 da dosegnemo tu SLJP (RHR) prekretnicu, snažno ljudsko pomlađivanje, u roku od 15 godina od trenutka kad postignemo snažno pomlađivanje miševa.
Bunun için de yüzde elli şansımız var RHR köşetaşına ulaşmak için şimdiden başlayarak 15 yıl içinde insanın gençleşmesini sağlayabiliriz Fare gençleşmesini sağladığımız gibi
To će u tom trenutku biti povijest, jer više neće biti moguće vjerovati da je starenje kod ljudi neizbježno, kad je tako učinkovito odgođeno kod miševa.
Bu noktada tarih başlayacaktır çünkü insanlarda yaşlanmanın kaçınılmaz olduğuna inanmak daha fazla mümkün olmayacaktır, Farelerde etkili bir şekilde geciktiğinden
To je gomila miševa koje su otrovali naši prijatelji znanstvenici iz Teksasa, u Brooks avio bazi, s antraksom.
Bunlar Texas'ta Brooks Hava Üssü'ndeki biliminsanı arkadaşlarımız tarafından şarbonla zehirlenmiş bir grup laboratuar faresi.
Zanimljivo, što sam napravio s tim valjcima je, u biti, maknuo sam ih s miševa i zatim postavio u jednu crtu.
İlginç olan, basit bir şekilde, bu tekerlekleri farelerden çıkarttım ve onları bir çizgi üzerine monte ettim.
Jer hvatanje miševa je ono što su dvije mačke htjele raditi.
Çünkü iki kedinin de istediği şey fare yakalamaktır.
Predsjednik tvrtke za izradu računalnih miševa ne zna.
Bilgisayar faresini yapan şirkerin sahibi/yönetim kurulu başkanı bilmez.
0.97891592979431s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?