Gemiyi araştırdık ama farelerden başka hiçbir şey bulamadık.
Pojavila se jedna glasina, koja je isprepadala posadu, da je na brodu stranac.
Su geçirmemesi için dikkatle yaptı farelerden ve nemden korunmak için araları katranla kapladı.
Napravio je vodootpornom zaštitio je od štakora i vlage.
Bu şeylerle 20 yıldan fazladır uğraşıyorum ve burada şeker kıçlı tatlı farelerden bahsetmiyoruz.
Bavim se tim stvarima preko 20 godina... i ne govorimo o naivnom mišiću.
Peki, eğer büyü biliyor ise... ve çocukları dağa götürebildiyse... neden sihirli kavalını kullanıp... farelerden kurtardığı için insanlara para ödettiremedi?
Pa ako je znao praviti čarolije i mogao odvesti djecu u planine, zašto nije svojom čarobnom frulom natjerao ljude da mu plate što ih je riješio štakora?
Ama onları mükemmel saklıyorum. Nemden, ışıktan, sıcaktan ve farelerden koruyorum.
Ali, odlično su očuvane, sigurne od vlage, svjetla, topline, štakora.
Farelerden ve örümceklerden korkuyorsun. Ama en çok da iki türün melezleşip çok güçlü bir Örümcek-Fare ırkı meydana getirerek insanları peynir çalmak için dev ağlarda hapsedeceklerinden korkuyorsun.
Bojiš se miševa i paukova ali još veći ti je strah da će se oni međusobno razmnožavati te stvoriti novu rasu mišo-paukova.
Ne bulacağını zannettiğini bilmiyorum. Farelerden ve pislikten başka.
Neznam sta misli da ce naci, osim misjih i pticjih govana.
Eğer farelerden nefret ediyorsa, neden onları besliyor?
Ako ih mrzi, zašto ih podmeće?
Edindiğimiz bilgiye göre, virüs hastalık kapmış farelerden, insanlara tükürük ve kan yoluyla bulaşıyor.
Koliko znamo virus se širi slinom i krvlju i potiče od štakora.
Gübreyi neden kanatlı farelerden çalmasın ki?
Zašto ne krasti đubrivo od štakora sa krilima?
Benim için bunların uçan farelerden hiçbir farkı olmamıştır.
Uvijek sam mislio da su oni samo leteći bjegunci. Nekome jesu.
Farelerden dolayı burada yemek yemememiz gerekiyordu.
Ako nećeš reći štakorima, neću ni ja.
Oraya gidip o komünist farelerden öğrenebildiğimiz öğrenmeliyiz.
Idemo tamo i pokušat što više saznati od tih komunističkih štakora!
Ta en başından Despereaux Tilling diğer tüm farelerden daha fazlasını duymaya, görmeye hatta koklamaya başladı.
I od samog početka, Desper Tiling je čuo bolje, imao bolji vid, pa čak i bolji njuh nego li bilo koji drugi miš.
Kemirile kemirile ölmek istiyorsan bu senin kararın ama hayatının farelerden daha önemli olduğunu düşünüyorsan onları öldürmelisin.
Ako želiš smrt tisuće malih glodavaca... to je odluka koju sama moraš donijeti... ali ako svoj život smatraš više vrijednim od štakorovog onda ćeš ih ubiti.
Farelerden çoğu zaman hoşlanmam ama bu alarm veriyordu.
Ni inače ne volim štakore, ali ovaj je nešto posebno.
Farelerden çoğu zaman hoşlanmadığımı belirtmiştim galiba.
Mislim da sam spomenuo da ne volim štakore.
Burada lanet farelerden başka şey yok.
Ovdje nema ničega osim jebenih štakora.
Farelerden daha büyük sorunlarımız var, Grey.
Imamo većih stvari za brigu od miševa, Grey.
Liseye başladığımda kendini yılan kafesinde bulan ve zarar görmemek için donmuş şekilde duran farelerden farksızdım.
U srednjoj školi sam se osjećala poput miša kojeg ubace u kavez sa zmijom i onda samo sjedi tamo kao kip, pokušava se uklopiti.
Ben çocukken babam farelerden kurtulmak için evin altına naftalin topu atardı.
Kad sam bila dijete, moj tata ih je bacao pod kuću da se riješi štakora.
Yılanlara katlanabilirim Vibora ama farelerden nefret ederim.
Mogu nositi s zmije, Víbora. To je štakori mrzim.
Pis koku buraya farelerden çok şüphe çekmeden evvel çabucak yapalım şunu.
Uh! Učinimo to brzo, prije smrad privlači više pitanja nego štakora.
Farelerden ve temsil ettikleri her şeyden nefret etsem de bu seferki, bayağı iyi direndi.
Koliko god mrzio miševe i sve što predstavljaju, ovaj se dobro borio.
Tularemi kültürüne ulaşamadım ama üzerinde deney yaptıkları ölü farelerden birini ele geçirebildim.
Nisam mogao doći do kulture Tularemije, ali sam bio u mogućnosti da vratim jednog od mrtvih štakora, na kojima su ga testirali.
Üç gün sonra, farelerden ikisi gözle görülür şekilde güçlendi.
Nakon tri dana, dva štakora Pokazivali su zabilježili porast u snagu i izdržljivost.
Ama çalışma, farelerden biri diğerlerini öldürünce sonlandı.
No, studija je završila nakon što je jedan od štakora Ubio sve ostale.
Neden farelerden biri psikopata bağlamış da diğerlerine bir şey olmamış?
Pa, zašto bi jedan od štakora ići psiho A ne drugi?
Evet, ilk deneyde farelerden biri engelleri aşarak diğer fareleri öldürmüş, biliyorum.
Da, prvi nalazi... Jedan je štakor zbrisao i poubijao ostale, znam.
İnsan hafızası farelerden çok daha karmaşık.
Ljudska memorija je složenija nego u štakora.
Ama şunu bulduk ki insanda, farelerden elde ettiğimiz verileri üretemiyorduk.
Međutim, otkrili smo da na čovjeku ne možemo ponoviti nalaze koje smo dobili na miševima.
Yaptıkları şey normal farelerden daha fazla yemek yemek, istedikleri kadar yemelerine izin verirsek şişmanlayacaklar.
Što čine je kako jedu više nego normalan miš, pa postaju debeli samo ako im pustimo da jedu onoliko koliko bi željeli.
Bu gelişmeye neden olan şey büyümeyle ilgili yakın zamanlı bir dizi çalışmada, genç farelerden kan desteği alan yaşlı farelerin gençleşebildiğini gösteren bir deneydi.
Počelo je s eksperimentima koji su pokazali, u nedavnim studijama o starenju, da se životinje-- stari miševi-- koji dijele zalihu krvi s mladim miševima mogu pomladiti.
İlginç olan, basit bir şekilde, bu tekerlekleri farelerden çıkarttım ve onları bir çizgi üzerine monte ettim.
Zanimljivo, što sam napravio s tim valjcima je, u biti, maknuo sam ih s miševa i zatim postavio u jednu crtu.
0.67837715148926s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?