Demek istediğim neyim ben, bir erkek ya da bir fare?
Pre no slepi miš završi svoj samotni let i pre nego što na poziv crne Hekate balegar, svojim dremljivim zujanjem odsvira uspavanku noći biće izvršeno delo od užasne važnosti.
Yarasa karanlıklar içinde uçmadan kara böcek, Hecate'nin çağrısıyla uyku veren kanat sesiyle uyku çanlarını çalmadan korkunç bir iş yapılmış olacak.
Misliš li da bi Moćni Miš mogao da prebije Supermena?
Mighty Mouse, Süpermen'i yener mi hiç?
Nije baš normalno da miš ide pravo prema ljudima.
Bir farenin insanlara yaklaşması normal değildir.
Gospodo, od ovog trenutka, ja sam taj drugi miš.
Beyler, şu anda karşınızda duran ikinci farenin ta kendisidir.
I šta je onda, bubašvaba ili miš?
Peki hangisi, hamamböceği mi, fare mi?
Ja... znam da je rano, ali sumnjam da me išta može natjerati da promijenim miš...
Erken olduğunu biliyorum ama bence hiçbir şey bana engel...
Tko rano rani, dvije sreće grabi, ali drugi miš pojede sir.
"Erken kalkan kuş yem alır. Ama geç kalkan fare peyniri alır."
Igraš se sa mnom, kao da sam miš u tvojim šapama.
Avuçlarındaki bir fare gibi oynuyorsun benimle.
Rekao sam: "Ta kučka je slijepa kao slijepi miš."
O karı yarasa kadar kör demiştim. Devam edebilir miyiz lütfen?
Zašto si zainteresiran da miš daltonist razlikuje boje?
Neden renk körü farelerin renkleri görebilmeleriyle ilgileniyorsun?
A... drži nam palčeve... izmjenjeni miš... očima prati linije
Oysa ki yani umarım ki genetiği değiştirilmiş fare gözleriyle çizgileri takip eder.
Bila sam miš u Krcku Oraščiću tri godine za redom.
Nutcracker Suite'te arka arkaya 3 yıl fareyi oynamıştım.
Sjajna tipkovnica i najljepši miš kojeg ste ikad vidjeli.
Muhteşem bir klavye şimdiye kadarki en fiyakalı fare.
Ili je to nešto kao miš u zidu?
Yoksa duvardaki sıçan tarzından bir şey mi?
Miševi su pametni pa ovaj miš na kraju rješava labirint, ali ga pretražuje grubom silom.
Fare zeki ve nihayetinde labirenti çözüyor, ama çıkış yolunu kendini yırtarcasına arıyor.
Dakle, ovaj je miš bio slijep nekoliko tjedana prije pokusa i primio je jednu dozu tih molekula osjetljivih na svjetlo u virusu.
Bu fare deneyden 2 hafta önce kördü ve bir virüsteki ışığa duyarlı molekülden bir doz aldı.
JE: A u teoriji to znači da, dok miš osjeća, miriše, sluša, dodiruje, možete modulirati kao niz jedinica i nula.
JE: Ve teoride, bu şu anlama geliyor, hisseden, koklayan duyan, dokunan bir fare, ve siz onu birler ve sıfırlar zinciriyle modelleyebiliyorsunuz.
Kada događaj percipiramo kao „uzrokujte da miš ima nešto“, tada utječemo na miša, te stoga koristimo „Dajte mišu mafin“.
"Farenin birşeye sahip olması" olarak yorumlarsanız, Fareye bir şey yapıyorsunuz ki bunun için de, "Fareye çörek ver" diye ifade ediyorsunuz.
Prvo, kad ste na internetu i želite se pomaknuti prema dolje, ne koristite miš i kliznu traku.
Evet, ilk olarak, internetteyken sayfayı aşağı doğru kaydırmak istediğinizde fareye elinizi atmayın ve kaydırma tekerini kullanmayın.
Koje može biti uspješno ili ne ali ako bude uspješno, miš će to zapamtiti i stvoriti novo ponašanje koje se može viralno proširiti ostatkom zajednice.
İşe yarayabilir, yaramayabilir, ancak işe yararsa, bunu hatırlayıp yeni bir davranışa sahip olacak ve bu davranış, topluluk içinde hızla yayılabilecek.
Drugi miš gledajući ovo bi mogao reći: "Hej, to je bilo baš pametno, tako zaobići kamen, " i mogao bi također usvojiti to ponašanje.
Bunu seyreden diğer bir fare şöyle diyebilir: "Hey, bu kayanın etrafından dolanmak çok akıllıcaydı." Böylece o da bu yeni davranışı benimseyebilir.
Što čine je kako jedu više nego normalan miš, pa postaju debeli samo ako im pustimo da jedu onoliko koliko bi željeli.
Yaptıkları şey normal farelerden daha fazla yemek yemek, istedikleri kadar yemelerine izin verirsek şişmanlayacaklar.
Sad, kad imate inicijative kao što je laptop od 100 dolara, ja se hvatam ideje da ćemo uvesti potpuno novu generaciju ljudi koja će se koristiti ovim sučeljem za miš i prozore.
Şimdi, eğer 100 dolarlık laptoplar gibi girişimleriniz varsa, bu tanıtacağımız yeni jenerasyondan, insanların bu standartta mouse ve windows kursör arayüzü ile bilgisayar kullanacağından korkardım.
Mnogi od vas su možda svjesni kako, prije, je miš obično dolazio skupa s lopticom unutra, i postojala su dva valjka koja zapravo navode računalo gdje se loptica kreće, i, sukladno s tim, gdje se miš miče.
Çoğunuz bilirsiniz, o zamanlar, farelerin içinde bir top olurdu, ve iki tane tekerlek vardı ki bunlar bilgisayara topun ve ona uyumlu olarak farenin nereye gittiğini iletirlerdi.
Zanimala su me ta dva valjka, i zapravo sam htio više, pa sam posudio drugi miš od prijatelja, nikada ga nisam vratio -- i sada sam imao četiri valjka.
Her neyse, bu tekerlekler benim ilgimi çekti, ve daha fazlasını istedim, dolayısıyla arkadaşımdan bir fare daha ödünç aldım -- ona hiç geri vermedim -- böylece dört tane tekerleğim oldu.
Taj jedan dan je već ovdje, ako ste miš.
Eğer bir fareyseniz o gün geldi bile.
Naučila sam nešto -- vi tehnolozi koji ste prisutni, ja stvarno ne pripadam vašoj grupi -- ali izgleda da je potrebno 30 godina kako bi većina tehnologija srasla s nama, kao što su miš i Internet i Windows sustav.
Öğrendiğim şey -- ve burada bulunan teknoloji adamları, ki bütünüyle onlardan biri değilim görünüşe göre bu 30 sene alır çoğu teknolojinin gerçekte bize özgü olması için, mouse, internet ve windows gibi.
Ali tko zna kako napraviti računalni miš?
Fakat bir bilgisayar faresinin nasıl yapılacağını kim bilir?
Ne postoji nitko na planeti tko zna napraviti računalni miš.
Bu gezegende bir bilgisayar faresinin nasıl yapıldığını bilen hiç kimse yoktur.
Ah, naravno, vi mi ljudi zagorčavate život, jer je nekad laptop imao okrugli miš, lijepo zaobljen.
Evet, sizler hayatımı çekilmez kılıyorsunuz, çünkü padler eskiden yuvarlaktı, güzel yuvarlak şekilli.
1.7366209030151s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?
Demek istediğim neyim ben, bir erkek ya da bir fare? 