Z kim się trzeba przespać, żeby dostać porządne biuro?
Adam gibi bir ofisin olması için daha ne yapmalıyız?
Potrzebne będzie porządne leczenie po takiej jeździe.
Bundan sonra çok fazla terapiye ihtiyacım olacak.
Spraw jej w moim imieniu porządne Waikiki.
Haydi, ona gizli kalça arası Waikikiki numarasını çek.
Trzy miesiące w gipsie i będzie dobrze, ale ma porządne siniaki na ciele i są już od jakiegoś czasu.
Üç ay alçıda kalacak o kadar. Ama vücudunda bazı ciddi morluklar var ve önceden olmuşlar.
Nie martw się, mam porządne wykształcenie aktorskie.
Merak etme. Oldukça iyi bir oyunculuk altyapısına sahibim.
Jerry, masz porządne miejsce i tam zostań.
Jerry güzel bir kovuktasın. Orada kal!
Był jednym z tych ludzi, którzy znosili porządne baty.
O güçlü adamlardan biriydi işte. Çok kötü yaralar alsa bile, üzerine gelmeye devam edenlerden.
Szeryfie Holley, uważam, że macie tu bardzo porządne więzienie.
Şerif Holley, bence bu hapishane çok güzel.
Masz w tej norze jakieś porządne krzesło?
Bu çöplükte gerçek bir sandalyen var mıdır?
Dobrze jest od czasu do czasu odprawić rytuał i przygotować pyszne, porządne danie.
Değişiklik olsun diye ayini doğru yapıp, güzel, sakin bir yemek hazırlayacağım.
Przydadzą mi się jakieś porządne... no wiesz... łaskotki.
Ayrıca, bu iyi bile gelebilir bilirsin gıdıklanmak gibi.
Nigdy nie jest za wcześnie na nachos i nigdy nie jest za późno na porządne dziennikarstwo.
Asla bir dürüm için erken ve asla bir hikayeyi sıkı takibe almak için geç değildir.
Jak dla mnie to za porządne i podejrzane.
Aşırı düzenli ve biraz fazla yapmacık.
To czego potrzebujesz, to porządne 9 cali.
İhtiyacın olan iyi bir 9 inç'lik(22, 86 cm) alet.
Jeśli chcą przyciągnąć porządne sportowe ekipy, powinni wyburzyć tę ruderę i zainwestować w nową arenę.
İyi bir spor takımı istiyorlarsa bu fare kapanını yıkıp yeni bir stat yapsınlar.
Nie ma to jak porządne pranie dupska.
Georgia usulü bir tokat gibisi yoktur.
Na miłość boską, dajcie jakieś porządne żarcie.
Lütfen tanrı aşkına bu pislik dışında başka bir şey verin.
Na pewno, Joey, bo ma porządne jaja.
Emin misin, Joey, çünkü bu şahıs çok taşaklı.
Czy ta kosztowna kolacja da mi chociaż porządne dymanko?
Bu aşırı pahalı yemek bana en azından aklımı başımdan alacak bir seks toplantısı ayarlayabilecek mi?
Tolerują mnie w Senacie tylko z powodu majątku, który zgromadziłem poprzez pracę i interesy z tymi, którzy mają "porządne" pochodzenie.
Senato'da müsamaha görmemin tek sebebi uğraşlarım ve münasip soydan gelenlerin kendilerinden alt tabakadakilerle olan ilişkileri sayesinde elde ettiğim servetim.
Pomyślałbyś, że mogliby szarpnąć się na porządne łóżko.
Evet. Adam akıllı bir yatak koyarlar diye düşünüyor insan.
Może zrobimy z tego porządne biuro?
Burayı düzgün bir ofis haline mi getirsek?
Ale porządne porno, nie te japońskie kocopoły.
Ama sağlam porno olsun, o Japon saçmalıklarından değil.
Dzięki Bogu Finch kupuje porządne trunki.
Tanrıya şükür Finch en iyileri alıyor.
Byłem winien tobie i Bellowi porządne pożegnanie.
Size ve Dedektif Bell'e gitmeden önce düzgün bir veda borcum vardı.
Musisz postarać się o dwa porządne posiłki dziennie.
Her gün, bir-iki kez güzel bir şeyler yemeye dikkat etmelisin.
Zaczniesz zarabiać porządne pieniądze, czy mnie dźgniesz?
İçeri gelip para kazanmak mı istiyorsun, yoksa beni bıçaklamak mı?
Jesteśmy bandziorami poszukiwanymi w całej galaktyce, a nie stać nas nawet na porządne żarcie?
Neredeyse bütün galakside aranıyoruz ama düzgün yemek alacak paramız yok.
Walczyłem o porządne życie, od dnia, gdy się urodziłem, agencie Booth.
Doğduğumdan beri düzgün bir hayatım olsun diye uğraşıyorum, Ajan Booth.
Nieprędko znajdziemy dwie fajne i porządne babki.
Hem eğlenceli hem düzgün kızlar bulmak için... çok kızla buluşmamız gerekecek.
Chcieli porządne dziewczyny, a my tak nie wyglądamy.
Düzgün kız aradıklarını söylediler. Pek düzgün görünmüyoruz.
Wtedy ja otrzymuję tytuł, posiadłość i porządne laboratorium.
Sonrasında unvanım, malım mülküm ve adamakıllı bir laboratuvarım olacak.
Poza tym jak na ogrodnika nosi porządne ubrania.
Ayrıca giyimi de güzel. Bir bahçıvan için.
Kup porządne buty i weź się do roboty.
Kendine bir çift ayakkabı alıp, sonra da iş bul.
Podwójne espresso, i jakieś porządne sushi.
Bana bir duble espresso getir. Ve bak bakalım, civarda güzel suşici var mı.
0.92522716522217s
Pobierz naszą aplikację z grami słownymi za darmo!
Połącz litery, odkrywaj słowa i wyzwij swój umysł na każdym nowym poziomie. Gotowy na przygodę?