Prijevod od "ayarladın" na Hrvatski


Kako koristiti "ayarladın" u rečenici:

Öyle bir ayarladın ki, artık yaşamak istemiyordu.
Ti si se pobrinuo da to ne želi.
"Helen, bunu ne zaman ayarladın?" dedim. "Bir hafta önce" dedi.
I ja joj kažem "Helen, kad si ovo ugovorila?" A ona kaže "Prije sedmicu dana."
Beni kovmak zorunda olmamak için avukatın yanında iş ayarladın.
Postavio si me na mjesto drugog odvjetnika tako da me nisi trebao otpustiti.
Yoksa eski sevgilinle bir parti mi ayarladın?
Moram li vječno biti s tvojim bivšima?
Teoride iyi fikir ama sen aile toplantısı ayarladın.
Dobra ideja u teoriji, ali sam organizirao obiteljsko okupljanje.
Gizli bir randevu ayarladın, değil mi?
Dogovorila si nekakvu mućku zar ne?
Joey, Alex'e bir lezbiyen mi ayarladın?
Joey, jesi namjestio lezbijku za Alex?
Bu akşam için kaç adam ayarladın?
Koliko ljudi si pripremio za večeras?
Sanat ve beceriler etkileyiciydi ama gerçek karı nasıl ayarladın?
Slike i majstorije su bili impresivni, ali kako si uspjela da napraviš pravi snijeg?
Benimle Pakistan Devlet Başkanı arasında bir görüşme mi ayarladın?
Ugovorila si susret mene i predsjednika Pakistana?
Neden Lyla'ya Ty Johnston'la bir randevu ayarladın?
Zašto ste joj ugovorili spoj s Tajem Jonstonom?
Charlie, William Bell ile görüşme ayarladın mı?
Charlie. Da li si mi sredio vidjeti William Bella?
Termostatı mı ayarladın, yemeğe kişniş mi koydun, "often" derken t'yi de mi telaffuz ettin?
Jesi li dirao termostat, kuhao sa peršunom, spelovao "s" u često?
Bize şu on yıllık faizsiz krediyi ayarladın mı, anlaştık.
Omoguči nam taj 10-ogodišnji invensticijski zajam, imamo dogovor.
Bu görüşmeyi bana şantaj yapmak için mi ayarladın?
Sredio si ovaj sastanak da bi me ucjenjivao?
Uyumak için başka bir yer ayarladın mı?
Da li si napravila drugi raspored spavanja?
Zamanını iyi ayarladın değil mi Kent?
Ne može biti. - Tko ne može biti?
Onunla isimsiz kontak kurup, elinde bilgiler olduğunu söyledin, köprüde bir buluşma ayarladın.
Anonimno si ga kontaktrao, rekao si da imaš informaciju, Dogovorio si sastanak kod mosta.
Yani bu toplantıyı sen mi ayarladın?
Jesi li ti uredio ovaj sastanak? Ne!
Claire'ın bu geceki partisi için kostüm ayarladın mı?
Jesi nam nabavila kostime za veceras kod Claire?
Haftada bir eve gönderilmesi için çiçekler ayarladın çünkü kadını görmesine gerekliydi, ona takıntılı olması gerekiyordu.
Sredio si da se cvijece šalje u kucu jednom tjedno, jer ju je morao vidjati. Morao je postati opsjednut njome.
Sen de daha fazla para öderler diye Estonyalılar görüşme ayarladın.
Dakle, sredio si da napraviš posao sa Estoncima, misleći da će oni platiti više.
Gerçi sen ayarladın ve hiç oralı görünmüyordun.
Mislim da si samo onako ugovorio, da ti možda ne smeta sve ovo?
Numaraları direkt olarak buraya gelecek şekilde mi ayarladın?
A ti si imao brojeve poslane izravno ovdje?
Bildiği az şey için, onun infazını ayarladın.
Nije ni sumnjao da ste mu podmetnuli.
O yüzden onu fetiş kıyafetine soktun ve dominatriksi de ayarladın ki, şirket ona emeklilik ikramiyesi vermekten kurtulsun?
Znači obukao si ga u SM odijelo i pozvao dominu, samo da bi firma uštedjela ne isplativši mu umirovljenički bonus?
Bu akşamki kalabalık için büyük bir konuşma ayarladın mı doktor?
Veliki govor u pripremi da zapali ove ljude večeras?
Söylesene, o iş için sahte evraklarını nasıl ayarladın?
Reci mi, kako si dobio lažne vjerodajnice za taj posao?
Bu buluşmayı da beni almaları için mi ayarladın?
Ugovorila si ovaj sastanak da bi me mogli uhvatiti. Moramo poći.
Manevi ölümünü istedikten önce veya sonra Selah Strong'un mahsul satışını ayarladın mı?
Jesi li odlučio prodati Strongov urod prije ili nakon njegove osude?
Ona başka bir iş ayarladın ve bu sebeple bütün bunları ayarlamak için ona gittin.
Ti si mu sredio drugi posao, i zato si otisao njemu da sve ovo namjestite. Ne valjaju ti informacije.
O görüşmeyi beni ajanstan atmak için ayarladın.
Dogovorio si taj sastanak da me otjeraš iz agencije.
Bu yönetim kurulu toplantısını biraz daha vakit geçirelim diye mi ayarladın?
Mm-hmm. Jeste li nazvati ovaj forum sastanak samo kako bi mi provode više vremena zajedno?
Yer ayarladın mı malum kişiden aldığın şey için?
Jesi li ti našla mesto za... Ono što si dobila od znaš već koga?
Sağlık Bakanıyla görüşme ayarladın mı? - Evet.
Jesi li nam sredio sastanak s ministrom zdravstva?
Bir polis öldürdün, bir yaran oldu ve psikiyatrist ile kalıcı randevu ayarladın.
Policajac ubio, ružan ožiljak i stalni Datum s psihijatrom.
Bu buluşmayı gece 22.00'da benim evimde "Her şey her şeydir." demek için mi ayarladın?
Tako da se zove ovaj sastanak u mojoj kući u 10:00 noću da nam kaže da je sve sve?
Yani sen-- adamlarını katledilsinler diye mi ayarladın?
Pa ti-- ste upravo postavili svoje ljude do klanje?
Bir saniye, bunu sen mi ayarladın?
Čekaj, ti si odgovorna za ono?
Carmen'a sen haber verdin, hırsızlığı da sen ayarladın.
Ti si potplatio Carmena i ti si organizirao krađu.
0.86551403999329s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?