Sad se pojavljuje nakon ručka u društvu čovjeka vojničkog izgleda potamnjelog i s nedavnom povredom, što sugerira ratovanje u Afganistanu i prisilni odlazak otamo.
Şimdi öğle yemeğinden dönüşte, yüzü yanmış ve yeni bir yarası olan askeri bir görünüşü olan bir adamla gelmiş, her ikisi de Afganistan'daki sefere ve mecburi terhise işaret ediyor.
Ako i postoji tumor intrakranijalni pritisak će napraviti da mu mozak otkaže prije ručka.
Eğer tümörse, kafa içi basıncı öğle yemeğinden önce beyninin dışarı fırlamasına neden olabilir.
Popije jednu ujutro i jednu poslje ručka.
Sabah bir tane, öğlen bir tane.
U stvari znam, baka mi je rekla za vreme ručka.
Yani, hayır. Haberim var. Büyükannem öğle yemeğinde bahsetti.
Nakon ručka, otišli su da obiđu svjetionik koji se dopao Vicky.
Öğle yemeğinden sonra, Juan Antonio Vicky'yi Avilés'deki deniz fenerine götürdü.
Napokon važno pitanje, jučer u vrijeme ručka, sendvič sa tunom.
Konuyla ilgili bir soru, nihayet. Dün, öğlen. Sorduğunuz için teşekkür ederim.
Za vrijeme ručka kad se prestupnici okupe kako bi pričali o mladenačkom buntovništvu kladim se da ću imati o čemu pričati.
Öğle yemeği vaktinde kaşarlanmış memurlar gençlerin asilik hikâyelerini anlatmak için toplandıklarında eminim ki benimkini en iyisi seçmeyecekler.
Onda će obrana nakon ručka pozvati prvog svjedoka.
O zaman savunma, öğle yemeğinden sonra ilk tanığını çağırabilir.
U svakom slučaju, na skupu sam predložila novi sistem nadzora ručka.
Neyse. Uyum toplantısında, yemek nezaretinde yeni bir sistem önermiştim.
Ne, ne trebam novce za ručak, imam novca od jučerašnjeg ručka.
Hayır, öğle yemeği için para lazım değil. Dükü öğle yemeği param duruyor.
Dame i gospodo, treba mi netko tko će slagati papire za vrijeme ručka, hitno.
Beyler ve bayanlar. Yemek molasında acilen halledilmesi gereken dosyalamalar var.
Zatim sam, nakon ručka od koga ću dugo imati žgaravicu, došla ovdje i nasumično otvorila knjigu čekajući nekoga, bilo koga, da me spasi.
Bana verdiği acıları unutamayacağım öğlen yemeğinden sonra... buraya geldim ve birilerinin beni kurtarmasInı beklerken... bu kitaba boş boş bakmaya başladιm.
Vrijeme ručka je, i ja sam iznenada ogladnio.
Öğle yemeği vakti ve aniden acıktım.
Ako si gladan, ostalo je dosta od ručka.
Lee, yiyecek bir şey istersen öğleden kalma çok şeyimiz var.
Mama, molim te ne govori o tim stvarima prije ručka.
Anne lütfen yemek öncesi böyle şeylerden bahsetme.
Nema kršenja farmaceutskog kodeksa u kupovini ručka za doktore, dok god pričamo o poslu barem pet minuta.
Neyse, doktorlara yemek ısmarlamak eczacılıkta bir ihlal değil en azından 5 dakika da olsa iş konuşursak.
Nisam se trebala toliko napušiti poslije ručka kada dolazim ovdje tako kasno.
Daha sonra derse geleceksem, yemekten sonra esrar içmemeliydim.
Vaš otac je odlutao iz Comfort Hilla nakon ručka.
Babanız öğle yemeğinden sonra Huzur Tepesinden ayrıImış. Onu 79.
Znaš kako se osjećam za vrijeme ručka?
Yemek yerken ne hissediyorum, biliyor musun?
...i onda poslije ručka, samo je zurio u mene kao da može vidjeti da nisam uzeo lijekove.
Yemekten sonra bana bakıp duruyor, sanki ilaçlarımı almadığımı biliyor.
A to su samo sranja koja su se dogodila prije ručka.
Ve bu sadece öğle yemeğinden önce olanlar.
Oprostite, obično ne pijem u vrijeme ručka.
Affedersiniz, normalde öğle yemeği saatinde içmem.
Do kraja našeg ručka priznale smo jedna drugoj otvorenost.
Yemeğimiz sona erdiğinde ikimiz de karşımızdakinin açık davrandığını görmüştük.
Baviti se sportom s prijateljem u vrijeme ručka.
Yemek saatinde bir arkadaşla spor yap.
Do kraja poslijepodneva -- bilo je to oko tri sata nakon ručka -- osjećali smo se kao da se znamo oduvijek.
insani varlığımız ile iletişim kurduk. öğlen yemeğinden sonra aşağı yukarı 3 saat sürdü. Birbirimizi daha önce tanıyormuşuz gibi hissettik.
Mogli smo biti gotovi s ovim do ručka. Hoću reći...
Öğle yemeğine kadar buradaki işimizi bitirebiliriz. Yani...
Radili su od 10 do 3! Zatvarale su se na jedan sat radi ručka.
10'dan 3'e kadar! Öğle yemeği saatinde de kapalı olurlardı.
Pokušajte ne piti kofein kasno u danu, idealno ne poslije ručka.
Gün içinde çok geç saatte, en iyisi öğleden sonra kafein almamaya çalışın.
Nadam se da nećete čekati Dan Heroja Školskog Ručka da bi rekli hvala vašem osoblju koje se brine za ručak, i nadam se da ćete upamtiti kako snažno može biti hvala.
O yüzden, umarım yemekhane personeline teşekkür etmek için Yemek Kahramanı Gününü beklemezsiniz. Umarım bir teşekkürün ne kadar güçlü olabileceğini hatırlarsınız.
I tako sam zadnjeg dana u kampu, ustao se rano i uzeo svarno veliku dinju iz trgovine namirnicama i sakrio je u bršljan, i za vrijeme ručka rekao sam, "Riley, zašto ne odeš tamo i pogledaš što si učinila."
dedi. Ben de, kampın son gününde erken kalktım ve marketten büyük bir kavun aldım. Kavunu sarmaşıkların arasına sakladım ve yemek arasında şöyle dedim, "Riley, neden şuraya gidip ne yaptığına bakmıyorsun?"
(Smijeh) A kako se bližilo vrijeme ručka, rekli su, "U redu, dati ćemo vam ručak.
(Gülüşmeler) Öğlen yemeği zamanı olduğu için "Size yemek verelim" dediler.
1.5826289653778s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?