A da se ne bi ponovilo sve četvero ostajete u kazni.
Tekrarlanmamasını sağlamak için dördünüz de cezaya kalacaksınız.
Ja imam 39 godina, i imam četvero djece.
Ben 39 yaşındayım, ve 4 çocuğum var.
Četvero-petero, uključujući dvije žene, ušli su u tvrđavu.
İkisi kadın dört ya da beş kişi kaleye ulaştı.
Dan nakon cunamija, bila je jedna žena, Medina, koja je izgubila troje od četvero djece u tom talasu.
Bir keresinde Medina yakınlarında bir köyde tsunamiden ölümü görmüştüm. 3 yaşlarında bir çocuk annesiyle daha farkına varmadan denize sürüklendi.
Koji samo vas četvero možete cijeniti.
Sadece dördünüzün hakkıyla tadını çıkarabileceğiniz an.
Četvero drugih terorista je pobjeglo nakon što su ubili dvoje policajaca.
Diğer 4 terörist, iki polisi öldürdükten sonra kaçtı.
Kada sam čuo što se dogodilo, vaša situacija jedino o čemu sam razmišljao je bilo njih četvero.
Olanları duyduğumda, durumunuzu tek düşünebildiğim şu dördü oldu.
Ovi ljudi, ili vanzemaljci, kako god ih želite zvati su prošli kroz Vrata ubili četvero mojih ljudi i oteli jednog koristeći napredna oružja.
Bu insanlar ya da uzaylılar, onlara her ne diyorsanız geçitten buraya geldiler, gelişmiş silahlarını kullanarak dört adamımı öldürüp, bir tanesini de kaçırdılar.
Ako imam pravo, četvero ljudi poginulo je da se prikrije Oline.
Eğer haklıysam, birileri Oline ile ilişkisi bulunmayan dört kişiyi öldürdü.
Prije 7 godina, četvero takve djece uputilo se u Kamp mješanaca, jedino sigurno mjesto na Zemlji za našu vrstu.
Bundan yedi yıl önce, bu çocuklardan dördü, bizim türümüz için dünya üzerindeki... tek güvenli yer olan Melez Kampı'na doğru yola çıkmışlardı.
Jer večeras će se na ovoj pozornici dvadeset četvero najvećih zvijezda Panema natjecati za najvažniju krunu.
Çünkü bu akşam Panem'in en parlak 24 yıldızı nihai tacın peşinde olmak için sahnede olacaklar.
SREĆOM, MLADI SMO I NEPAŽLJIVI PA NAS JE USKORO BILO ČETVERO.
Neyse ki genç ve pervasızdık ve kısa süre sonra dört kişi olmuştuk.
Znači, četvero nesretnih ljudi, jedan od njih definitivno samoubojica.
Tamam dört mutsuz insan ve biri intihara meyilli.
Onda sam zbunjen, jer sam te upravo vidio da čavrljaš s April, a treba donijeti još salate, imam stol za šestero i dva za četvero koji su prazni jer još nisu postavljeni!
O zaman kafam karıştı herhâlde, çünkü doldurulması gereken bir salata barı ve temizlenmedikleri için kullanamadığım bir altı kişilik ve iki dört kişilik masa varken April'la çene çaldığını gördüm!
Imam osjećaj kao da smo nas četvero sad ekipa.
Yapma ama, dördümüz bir ekip gibi olduk bence.
Carol Jenkins je samohrana majka četvero djece privremeno preseljena iz Delawarea da poboljša prodaju jednoj softverskoj tvrtki.
Carol Jenkins, 4 çocuklu bekar bir anne. Bir yazılım şirketindeki yüksek maaştan dolayı Delaware'den geçici olarak gelmiş.
Znate kako je teško podizati četvero djece plaćom raketnog znanstvenika?
Füze mühendisi maaşıyla aile geçindirmek kolay mı sanıyorsunuz?
Namirnice i satovi poduke, a imam četvero djece ispod 13 godina sa zubnim protezama.
Manavıydı, özel dersiydi... Dişinde tel olan 13 yaş altı dört tane çocuğum var!
Četvero ljudi je mrtvo, a nemam pojma kako su povezani.
Dört tane ceset var ama birbirleri arasında ne gibi bir bağlantı var tek bir ipucu yok.
Gore. Imam četvero djece, i čak ako je samo dio onoga o čemu priča istinit, oni neće imati život koji sam ja imao.
Dört çocuğum var, ve söylediklerinin parçası doğru olsa bile, Çocuklarımın benim sahip olmuş olduğum hayatı olmayacak.
Morate imati na umu, kako se to događa 10 godina prije nego je Heinrich Hertz dokazao postojanje radio valova -- 15 godina prije četvero-titrajnog kruga NIkole Tesle -- gotovo 20 godina prije prvog Marconijevog prijenosa.
Şimdi hatırlamalısınız, Bu olay, Heinrich Hertz'in radyo dalgalarının varlıklarını ispatlamasından 10, Nikola Tesla'nın dört LC devresinden 15, ve Marconi'nin ilk yayınından yaklaşık 20 yıl önce idi.
Ali u današnje vrijeme uobičajena učionica ima polukružno složene stolove, gdje je četvero, petoro, šestoro, sedmoro djece međusobno suočeno.
Ancak bugünlerde tipik bir sınıfa bakarsanız sıraların toplu olarak dizildiğini görürsünüz, birbirlerine bakan dört beş altı yedi çocuk.
ovdje je smrtnost djece – to jest, preživljavanje – četvero djece umire ovdje, 200 ondje.
burada çocuk ölümü var -- bu da sağkalım -- orada 4 çocuk ölüyor, orada da 200
1998.: samohrana majka četvero djece, tri mjeseca nakon rođenja svog četvrtog djeteta otišla sam raditi kao asistent na istraživanju.
Yıl 1998 Dört çocuklu bekar bir anne olarak, sonuncunun doğumundan üç ay sonra yardımcı araştırmacı olarak bir iş buldum.
Jedna mlada djevojka koju sam upoznala, majka tinejdžerica četvero djece, nikad nije razmišljala o završavanju srednje škole, ali je uspješno maturirala; nikad nije pomislila da bi mogla na fakultet, a upisala se na fakultet.
10'lu yaşlarında dört çocuk annesi bir genç kızımız hiç umudu yokken liseyi başarıyla bitirdi, hatta aklında bile geçmezken üniversiteye kaydoldu.
Ovdje pokazujem broj djece po ženi: dvoje, četvero ili šestero -- mnogo djece, malo djece.
Burada kadın başına düşen bebek sayısını gösteriyorum: iki, dört veya altı-- çok bebek, az bebek.
To je zapanjujuće poboljšanje, od sedmero djece po ženi, spustili su se na četvero do petero.
Bu inanılmaz bir gelişme, kadın başına yedi çocuk sayısından, dört ve beş çocuk seviyesine kadar düşmüşler.
Moja supruga Yvonne i ja imamo četvero djece, troje odraslih i jedno 15-godišnje.
Karım Yvonne ve benim 4 çocuğumuz var. 3'ü yetişkin ve biri de 15 yaşında.
I kada bismo imali samo četvero ljudi, napravili bismo nešto poput ovoga, pokušali bismo i hrvali se s oba palca u isto vrijeme.
Eğer sadece dört kişiysek, bu şekilde yapabiliriz iki parmağımızla aynı anda güreşmeyi deneyebiliriz.
Danas troje od četvero ljudi u Keniji koristi mobilni novac, što je zapravo bankovni račun koji se može koristiti s bilo kojeg mobilnog telefona.
Günümüzde, 4 Kenyalıdan 3ü mobil para kullanıyor, mobil para temelde herhangi bir telefonda çalışan bir banka hesabı.
Desetljećima se procjena učestalosti zadržala na troje ili četvero djece na 10 000.
Onlarca yıl, yaygınlık derecesi 10 bin çocukta sadece 3 ila 4 arasında sabit kaldı.
Prije godinu i pol, četvero od petero ljudi koji su punopravni članovi Ushahidi, što znači «svjedočanstvo na svahiliju, bili su TED Fellows.
Bir buçuk yıl önce, Swahili dilinde "şahitlik" anlamına gelen Ushahidi'de tamzamanlı çalışan beş kişiden dördü TED Fellows üyesiydi.
Ovo je slika moje obitelji, četvero mojih rođaka, mama i ja, fotografirana 1977.
Bu fotoğraf aileme ait 4 kardeşim, annem ve ben. 1977'de çekilmiş bir foto.
500 ljudi se prijavilo i četvero ih je odabrano da zapravo ode i pregleda sporni objekt, i tako ga provjeri, i onda piše na blogu o tome.
Böylece 500 kişi başvurdu ve aralarından dört kişi seçildi hafiyelik yapıp sonra da hakkında blog yapmak için.
Već imaju četvero djece. Možete ih vidjeti.
Fakat şimdiden dört çocukları var. Onları görebilirsiniz.
I oni još uvijek imaju stopu preživljavanja djece od samo 70 do 80%, što znači da ako rodite šestero djece, najmanje četvero će preživjeti do slijedeće generacije.
Ve hala sadece yüzde 70-80 oranında çocukları sağ kalabiliyor, yani eğer 6 çocuk doğurdularsa, bir sonraki nesilde en az 4 tanesi sağ kalacak.
Stopa rađanja je ovdje: broj djece po ženi, jedno, dvoje, troje, četvero, sve do osmero djece po ženi.
çocuk sayısı, bir, iki, üç, dört, kadın başına sekiz çocuğa kadar çıkıyor.
Jedno, dvoje, troje, četvero djece po ženi. Šestero, sedmero, osmero djece po ženi.
Kadın başına düşen çocuk sayısı: bir, iki, üç, dört, altı, yedi, sekiz çocuk.
(21:37) "Tko ukrade goveče ili marvinče od sitne stoke, pa bilo da ga zakolje, bilo da ga proda, onda za jedno goveče neka se vrati petero goveda, a za malo marvinče četvero marvinčadi.
‹‹Bir adam öküz ya da davar çalıp boğazlar ya da satarsa, bir öküze karşılık beş öküz, bir koyuna karşılık dört koyun ödeyecektir.
1.9731209278107s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?
Tekrarlanmamasını sağlamak için dördünüz de cezaya kalacaksınız. 