Prijevod od "şef" na Hrvatski


Kako koristiti "şef" u rečenici:

"Müteveffa Bay Futterman'ın Debbie'yi kaçırdığını söylediği şef o.
"A pokojni je g. Futterman rekao da on drži Debbie.
Çok mu akıllı yoksa çok mu salak anlayamadım şef.
Ne znam šerife. Ili je jako pametan ili jako glup.
Japon denizaltısı bordasına iki torpido sapladı şef.
Japanska podmornica je sprašila dva torpeda u njega.
Hiç bu oyunu oynadın mı Şef?
Igrao si kad ovu igru, Poglavico?
Sana zararı dokunmuyor, değil mi Şef?
Neće ti nauditi, zar ne, Poglavico?
Havaya sıçra ve sok şu kahrolası şeyi Şef.
Skoči i zabij tu kučku unutra, Poglavico.
Senden bugün bütün istediğimiz bu Şef.
To je sve što tražimo od tebe danas.
Aman Şef, sen neredeyse lanet bir ağaç kadar büyüksün.
Zašto, Poglavico, velik si kao truplo od stabla.
Bu sefer bu iş olmak zorunda Şef.
Ja ću morat biti taj, Poglavico.
Pencereden uzaklaş, o lanet Şef'i de yanına al.
Makni se od prozora ti i Poglavica.
Ben polis şefiyim, milli şef değil.
Ja sam šef policije, ne šef ljudi.
Şef, sana bir soru sorabilir miyim?
Smijem li vas nešto pitati? Jasno.
Şef Sunday'i dekompresyon için odaya götürün.
Odvedite Sundaya u prostoriju za dekompresiju.
Sadece orduda kapalı yerlerde selam verilir, kıdemli şef.
Samo se u Vojsci pozdravlja unutra, zapovjedniče.
Şef Balyoz Elli'nin borusu Dehlizde son bir kez daha duyulmalı.
Rog Helma Maljšake... oglasiće se u Ponoru... poslednji put.
Şef, olayı alıp alamayacağımızı merak etmiştik.
Zanima nas dali bi mi mogli da radimo na ovom slučaju.
Şef öldürmeden önce ben kendimi öldüreceğim.
Ubiću se pre nego što me šef ubije.
Şef, Burton'un JFK havalanına indiğine dair onay aldık.
Šefe imamo potvrdu da je Burton stigao na JFK.
Şef sanırım o taşıdıkları bir cesetti.
Šefe, ja mislim da je to bilo mrtvo tijelo.
Cindy, bu şartlar altında Şef August ile irtibata geçeceğim ve bugün buluşup bu seansı yaptığımızı anlatacağım.
Sindi... Pod takvim okolnostima Ja ću kontaktirati šerifa Augusta i reci mu da smo imali ovaj sastanak.
Şef olmak için uğraştım ama o rolü Andy Sung'a verdiler.
Probao sam za poglavicu ali su je dali Andyju Sungu.
Hem madem Şef değilsin, kafandakini nereden buldun?
A ako nisi bio poglavica, odkuda ti ta perjanica?
Baba, asla ünlü bir şef olamayacaksın!
Nikad nećeš postati poznati kuvar, tata!
Adam "Şef önlüğümde eroin bulmanız eroinin benim olduğu anlamına gelmez belki de önlüklerimi yıkayan çamaşırhaneden gelmiştir" dedi.
Kaže on, "To što ste našli heroin "u mojoj radnoj uniformi, ne znači da je moj." Možda je sa mesta koje pere moju uniformu" - a to je ovo mesto.
Arabayla Manhattan'dan Florida'ya beş saatte gidemeyiz, şef.
Ne možemo stići iz Manhattena za 5 sati.
Oldukça iyi iş çıkarıyorlar gibi, Şef.
Izgleda da su radi prilično dobro, šefe.
Sonuçta şef olmak için sırada ben varım.
Na kraju, ja sam sljedeći poglavica.
Ben de 13 yıldır kanıtlardan sorumlu şef memurum.
A ovdje sam u službi već 13 godina.
Gece kulübündeki şef konumu için gönderilen özgeçmişlere bakıyorum.
Čitam životopise kandidata za glavnog kuhara u noćnom klubu. Ovaj je dobar.
Benim türüm her zaman aradığını bulur şef.
Moja vrsta uvijek pronađe ono što traži, poglavice.
Öylesin Carl, çalıştığım en iyi şef sensin.
Najbolji si chef s kojim sam radila.
O hâlde menüyü bir şef olmadan pişir de bakalım bu akşam neler oluyor!
Točka. Kuhajte je bez chefa. Vidjet ćemo što će biti.
Şef bıçağı şefe aittir, mutfağa değil.
Ali taj nož pripada chefu, a ne kuhinji.
Quetta ve Rawalpindi medreselerinin şef intihar bombacı toplayıcısı.
Glavni regruter bombaša samoubojica iz provincija Quetta i Rawalpindi.
Sana yalan söylemeyeceğim, şef, çünkü sen bunu hak eden biri değilsin.
Neću ti lagati, šefe, jer, ne zavrijeđuješ da ti se laže.
Şef, burada bütün Bergen Kasabası'na yetecek kadar lezzetli kafa yok ki.
Kuharice, ovo nije dovoljno da se nahrani cijeli Bergengrad.
Şef, Leydi Parıltı-Işıltı'yı beklememiz gerekmiyor mu?
Kuharice, ne bismo li trebali pričekati gospu Glitter Sparkles?
Şef, peşinde olman gerekenler kaplumbağalar değil.
Šefice. Kornjače nisu oni koje biste trebali goniti.
bizim şef de kendi meyvesinin tamamını kendisi yetiştiriyor, harika bir şey.
Uzgaja svoje vlastito voće, i to je fantastično.
Demeliyim ki, ondan önce, kendimin şarkıyı yöneten halini bir şef parçası olarak koydum.
Trebam reći, prije toga sam objavio snimku sebe kako dirigiram.
Ve yine bir şef videosu koydum, katılımları kabul etmeye başladık.
Ponovno sam objavio dirigentsku snimku i počeli smo primati prijave.
Köyde aynı zamanda büyüğümüz olan bir şef var eğer o tamam derse, herkes ona uyardı.
U selu također postoji glavni, najstariji, koji ako kaže da, svi ostali ga slijede.
E tabi şef olmak isteyen bir çocuğa Easy-Bake Oven (Çocuklar için mini fırın)'dan daha iyi bir hediye olamaz, değil mi?
I tako, što je mogao biti bolji poklon za dječaka koji želi biti kuhar nego Easy-Bake Pećnica.
Köprü inşaatında görevli şef mühendis Joseph Strauss'un "Köprü, fiilen intihara elverişsizdir. Köprüden intihar etmek
Joseph Strauss, glavni inžinjer zadužen za gradnju mosta citiran je kada je rekao, "Most je praktički otporan na samoubojstva.
Bir CD'nin ön yüzünde benim resmim görünüyor -- (Kahkahalar) -- fakat şef bir tek ses çıkarmıyor.
Moja se slika pojavi na naslovnici svakog CD-a -- (Smijeh) -- ali dirigent ne proizvodi zvuk.
Şimdi başka bir süper-şefe bakalım: Bir Alman süper-şef, Herbert von Karajan, lütfen.
Pogledajmo još jednog odličnog dirigenta, njemačkog dirigenta Herberta von Karajana.
Bir şef olarak, yapabileceğim en kolay şeyin tabaktaki porsiyon ölçüsünü azaltmak olacağını farkettim.
Kao kuharu, shvaćam kako je meni najjednostavnija stvar za učiniti smanjiti veličinu porcija na mom tanjuru.
1.0839700698853s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?