Četvoro nas je preživjelo, kuhar i mornar su već bili u čamcu.
Dört kişi kurtuldu. Aşçı ve denizci filikadaydı.
Kuhar mi je bacio bovu i uvukao me u čamac, a majka se držala za neke banane i uspjela se popeti u čamac.
Aşçı bana can yeleği attı ve beni filikaya çekti. Annem de muzlara tutunup filikaya çıktı.
I kuhar je rekao da moramo nešto učiniti ili će umrijeti.
Aşçı bir şeyler yapmalıyız, yoksa ölecek... dedi.
Kuhar je rekao da bi on to učinio, ali smo ga majka i ja morali držati.
Aşçı ben yaparım dedi ama adamı annemle benim zaptetmesi gerekiyordu.
Jutro nakon što je kuhar uhvatio svog prvog dorada, nisam razumio što je isprva napravio, ali majka je, i nikada nisam vidio majku toliko ljutu.
Ertesi sabah aşçı ilk yunusunu yakaladı ama öncesinde ne yaptığını anlamamıştım. Ama annem anlamıştı. Annemi hiç o kadar kızgın görmemiştim.
Kao što ni svaki kuhar brze hrane nije tajni detektiv za mrtve ljude.
Bütün aşçılar ölü insanları izlemekle ilzileyerk sizleri korumaz.
I kada je kralj posjetio Noćnu utvrdu, kuhar je ubio kraljeva sina i ispekao ga ga u velikoj piti sa lukom, mrkvom, gljivama i slaninom.
Bir sebepten ötürü krala kızgınmış hatırlamıyorum onu. Kral Gece Kalesi'ni ziyaret ettiği zaman aşçı kralın oğlunu öldürmüş ve soğanlar, havuçlar mantarlar ve pastırmalar arasında turtaya koymuş.
Čini se da je naš kuhar fan Pink Floyda.
Sanırım tamamen uyuşmuş şekilde yemek yapmayı seviyor.
Planirao sam da ovo ljeto budeš pomoćni kuhar, a to je puno odgovornije.
Bu yaz seni kızartmacı yapmayı düşünüyorum. Sorumluluğu daha fazla.
Moj sin je najbolji indijski kuhar u Europi...
Oğlum Avrupa'nın en iyi Hintli şefidir.
Znaš, gospođa Mallory kaže da ona zna u samo jednom zalogaju ako kuhar ima potencijala da bude sjajan.
Madam Mallory bir şefin, mükemmel olma potansiyeli olup olmadığını tek bir lokmada anladığını söyler.
Znaš li koliko treba da kuhar to nauči?
Şeflerin bunu öğrenmesi ne kadar sürüyor biliyor musun?
Onda će možda bolji kuhar pobijediti.
O halde en iyi şef kazansın.
Svijet sada zna da si kuhar koji donosi zvjezdicu.
Dünya seni yıldız getirebilen bir şef olarak tanıyor şimdi.
Hoće li kuhar Hassan Kadam ostati u Baleine Grise?
Hassan Kadam, Baleine Grise'de kalacak mı?
Naš pravi tata je super duper dobar kuhar!
Bizim gerçek babam bir süper var, süper kandırılan iyi bir aşçı!
Ona je veliki kuhar, a imamo iste oči.
Harika bir aşçı ve gözlerimiz aynı.
A kad je naručio omiljeno jelo iz Il Rossa, naš kuhar je otišao tražiti recept od kuhara iz Il Rossa.
Il Rosso'dan en sevdiği yemeği sipariş ettiğinde şefimiz gidip Il Rosso'nun eski şefinin peşine düşüp tarifi buldu.
Izuzetak, ja sam kuhar, ja sam uvijek u vatri.
Ben bi şefim, zaten her zaman ateşteyim.
Stoga smo odlučili uzeti portrete Palestinaca i Izraelaca kako rade iste poslove -- vozač taksija, odvjetnik, kuhar.
O yüzden aynı işi yapan İsrailli ve Filistinliler'in portre fotoğraflarını çekmeye karar verdik, taksi şöförü, avukat, aşçı...
Postoji kuhar u Španjolskoj zvan Ferran Adria.
İspanya'da Ferran Adria adında bir şef var.
I tako, što je mogao biti bolji poklon za dječaka koji želi biti kuhar nego Easy-Bake Pećnica.
E tabi şef olmak isteyen bir çocuğa Easy-Bake Oven (Çocuklar için mini fırın)'dan daha iyi bir hediye olamaz, değil mi?
Mislio je da nije u redu da želi postati kuhar, jer je to samo za djevojčice.
Aşçı olmayı istememesi gerektiğini, çünkü bunun kızların yapması gereken bir şey olduğunu düşünüyordu.
Nisam liječnik. Kuhar sam; Nemam skupu opremu niti lijekove.
Ben bir doktor değilim, bir aşçıyım; pahalı aletlerim ya da ilaçlarım yok.
Imao sam sreće što je moj otac bio odličan kuhar.
Babamın mükemmel bir aşçı olmasından dolayı kendimi oldukça şanslı görüyorum.
2.1312808990479s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?