Prijevod od "şahsen" na Hrvatski


Kako koristiti "şahsen" u rečenici:

Bu hisseye değer 10 bin dolarlık hisse satarsan şahsen sana beleş sakso çekerim.
Ako prodate ovu dionicu za 10.000 $, popušit ću vam ga besplatno.
Şahsen seni Eric ile birleştirmesinden biraz daha rahatsız olursun sanmıştım.
Osobno, ja sam mislio da će ti više smetati što si spojen s Ericom.
Açıkçası şahsen ben, o canavarın yok edilmesiyle...
Ja mislim da je najbolje da tu zvijer uništ...
Size, inanılmaz derecede cömert bağışınızdan dolayı teşekkür etmek için şahsen ulaşmak istedim.
Samo sam, uh... sam htio doprijeti do vas osobno, Reći hvala za nevjerojatno velikodušnoj donaciji.
Frank'e söyle onunla şahsen pazarlık yapmak istiyorum.
Recite Franku da želim s njim pregovarati. Osobno.
Bu sefer, onu şahsen ben halledeceğim.
Ovaj put osobno ću se za nju pobrinuti.
Ve tabii ki Bubba'ya şahsen saygımı sundum.
I dakako, odao sam počast i samome Bubbi.
Suçluya şahsen, 1963 Yayıncılık Yasası'nın 364. emri altında hapishaneye kadar eşlik edeceğim.
Lično ću prestupnika sprovesti u zatvor zbog prekršaja člana 364 Zakona o emitovanju iz '63.
Şahsen, ben şu anda ölmek istemiyorum çünkü bu tip şeyler insanların ölümüne sebep olur.
Osobno, bas mi se ne umire i upravo zbog takvog sranja ljudi umiru.
Dik duracaksınız yoksa şahsen önüme çıkan her uzak doğulu kıça tekmeyi basacağım!
Uspravit ćete se ili ću osobno razvaliti svakog dalekoistočnjaka ovdje!
Şahsen kahramanlara ayıracak vaktim hiç olmadı.
Ja i nemam vremena za junake.
Barış için geldiğimize sizi şahsen temin ederim, dostluktan başka bir şey istemiyoruz.
Želim vam dati moje osobno uvjerenje da dolazimo u miru, tražeći samo prijateljstvo.
Onlar Adolf Hitler'e cehenneme dek şahsen eşlik edecek.
Soja koji će osobno sprovesti Adolfa Hitlera u predvorje pakla.
Onu sorgulamak istemiyorsan Carter, şahsen senin yerine seve seve yaparım.
Ako ga ne želiš ispitati, Carter, rado ću to učiniti za tebe.
Şahsen, siz salakların birbirinizi öldürmesine göz yumardım ama işler çığırından çıkabilir böylece.
Iskreno, ja bih se sklonio da pustim vas idiote da se poubijate međusobno, ali bi onda moglo postati jako neuredno.
Birleşik Devletler Başkanı bu sabah Amiri şahsen aramış ve iyi iş çıkarttığımız için onu tebrik etmiş.
Predsjednik Sjedinjenih Država... osobno je jutros zvao upravnika. i čestitao mu na dobro obavljenom poslu.
Şahsen, birkaç martini içmeyi dört gözle bekliyorum.
Osobno već se vidim gdje naručujem nekoliko martinija.
Andrews'un şahsen arkadaşı olan Emniyet Müdürü Carl Fairbanks soruşturmanın şubenin en büyük önceliği olacağını söyledi.
Policijski komesar Carl Fairbanks lični prijatelj Andrewsa, kaže da će istraga, u odjeljenju imati najveći prioritet.
İki saatin var yoksa onu Beyaz Saray'ın Güney Bahçesi'nde şahsen infaz ederim.
Imate dva sata. Ili ću ga osobno pogubiti na Južnom travnjaku.
Bence şahsen, sen ellerini kaldırsan daha iyi olur.
Mislim da je puno boljije da ti podigneš svoje ruke.
Operasyonların nasıl başarısız olabileceğini şahsen gördüğümü unutuyorsun.
Zaboravila si, sama sam se osvjedočila kako je to kad akcija krene krivo.
Duruşma gününü 3 hafta öne çektiğimi ve davayı şahsen kovuşturacağımı avukatına söyle.
Reci odvjetnici da pomičem suđenje za 3 tjedna i da ću osobno voditi slučaj. Vidimo se na sudu.
Ben, şahsen bir çeşit ağaçlık yerde eğitim gördüğünü düşünüyorum ya da ormanda yeşil de buna ithafen.
Osobno mislim da se obučavao u nekom šumskom okruženju ili džungli, pa zeleno dolazi od toga.
Dostane bir ikinci oğul olarak konuşuyorum şahsen aile tarafından aşağılanmaya alışarak büyüdüm.
Pa, govoreći kao kolega drugi sin, navikao sam se da budem obiteljska uvreda.
CIA müdürü beni aradı seni şahsen tanımak için hevesli.
Ravnatelj CIA me je zvao i osobno se raspituje o tebi.
Bunun için parayı gönderebiliriz ya da sana şahsen verebiliriz.
Možemo novac ili poslati na račun ili osobno ga predati.
Şahsen inanmayan çok fazla kişiyi arındırmaya gerek olmadığını düşünüyorum.
Idealno bi bilo kad bismo mogli spaliti što manje nevjernika.
Şahsen tesadüfi olarak oluşturulmuş olasılıklardan oluşan görünüşte sonsuz bir yelpazeyi, en az sayıda makul değişkene indirgemeye dair 58 teknik biliyorum.
Ja osobno znam barem 58 tehnike kako bi oplemenili naizgled beskonačan niz nasumično generiranih mogućnosti do najmanjeg broja izvedivih varijabli.
Ben şahsen binlerce kod satırı yazdım bu yemek kitabını yazabilmek için.
Osobno sam napisao tisuća linija koda kako bi napisao ovu kuharicu.
Şahsen ben bu kadar devasa bir görevin üstesinden gelebileceğimden emin değildim.
Osobno, stvarno nisam znala jesam li sposobna suočiti se s tako golemim zadatkom.
Şahsen, bunun bize gelecekte fiziki yapıların, binaların ve makinelerin kendi kendine kurulumları, çoğalmaları ve onarımları ile ilgili yeni olanaklar sağlayacağını düşünüyorum.
Mislim kako nam govori kako postoje nove mogućnosti za samo-sastavljanje, repliciranje, popravak u našim fizičkim strukturama, našim zgradama, strojevima.
Şahsen detaylı bir fiziksel muayene yaptığımdan emin olmak isterim. Bu ziyaretin amacı da sadece fiziksel muayene olduğu için, istediğim gibi gayet detaylı bir muayene yapabiliyordum.
Smatram da radim detaljan fizikalni pregled, ali zbog toga što je cijeli dolazak sada bio zbog pregleda, mogao sam obaviti iznimno detaljan fizikalan pregled.
Şahsen ben istatistikleri kullanmayı tercih ederim, bu nedenle s.ze önce bunu göstereceğim.
Osobno, više volim statistiku, pa ću se prvo pozabaviti njome.
Ben, şahsen bunu düşünerek uykusuz geceler geçirmiyorum.
baš i ne ležim budan noću brinući o tome.
Şahsen bence bir yer yaratmak, bir yer bulmaktan daha kolay, çünkü bu şekilde aklınızdaki fikirlerden ödün vermek zorunda kalmazsınız.
Osobno mislim da je lakše stvoriti mjesto nego ga pronaći, jer onda ne morate stvarati kompromise sa svojim idejama.
faydalanırdı Şahsen, yoruldum artık unutmaktan ve bu yapılacak çok kolay bir şey.
Osobno, umoran sam od zaboravljanja, a ovo je jednostvarna stvar za napraviti.
Benim şahsen bu konuda düşünmeye başlamam bir öğrencinin ziyaretime gelmesinden sonra oldu.
Ja sam osobno počeo razmišljati o tome nakon što me posjetio jedan od studenata.
Burada şahsen anlamaya çalıştığım şey, bir SmileyGirl1978 kadar şansım olması için ne yapabilirim,
Ono što sam htjela ovdje dobiti je da i sama budem jednako konkurentna kao i SmileyGirl1978.
Durum şu ki, şahsen ben böylesine karamsar bir bakış açısını takip etmiyorum.
No, ja osobno ne prihvaćam takav pesimistični stav.
(Kahkaha) Ve ben şahsen profesörleri severim, ama onları bütün insanlığın varabildiği en üst başarı noktası olarak görmemeliyiz
Ja volim sveučilišne profesore, ali znate, ne bismo ih trebali smatrati krajnjim postignućem ljudske vrste.
Günümüzde juri açıkça bu tamamlayıcı terapileri denemekte ve ben, şahsen kahve damlası anlayışının bir daha genel kabul göreceğinden kuşkuluyum.
Još se odlučuje o mnogim od tih komplementarnih terapija. Ja osobno sumnjam da će ispiranje crijeva kavom ikad dobiti odobrenje većine populacije,
Şahsen ben şu an bu ateşe dayanıklı cam kapları topluyorum ve yiyecekleri saklamak için Glad ve Tupperware kapların yerine kullanıyorum.
Osobno sada sakupljam staklene posude "Pyrex" i koristim ih umjesto posuda "Glad" i "Tupperware" za čuvanje hrane.
Yahudiyenin Mesihe ait kiliseleri beni şahsen tanımıyorlardı.
Osobno pak bijah nepoznat Kristovim crkvama u Judeji.
1.3575720787048s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?