Prijevod od "randevu" na Hrvatski


Kako koristiti "randevu" u rečenici:

Bu hiç de iyi bir ilk randevu konusu değildi, değil mi?
Nije baš pristojno pričati o tome na prvom spoju, zar ne?
Ama bana bir türlü bir randevu vermiyor.
Ali ne želi izaći sa mnom.
Ona zenci kızlardan biriyle bir randevu ayarlasan.
A da ih sparimo s onim crnim bludnicama.
Kabul ederseniz, yarın sabaha bildirin San Francisco Chronicle 'in, mesajlar kolonunda ben de bir randevu vereceğim.
Pristajete li, potvrdite to sutra ujutro...... uosobnomoglasuChroniclea iugovoritću sastanak.
Dedektif Flint diye biri arayıp, bana randevu ayarlayacaktı.
Detektiv FIint je trebao nazvati i najaviti me.
Yardımcım Margaret'i arayın, bir randevu ayarlar.
Zovite moju pomoćnicu Margaret da ugovori sastanak.
Baylar, cüzdanlarınızı çıkarın çünkü Hampton'un en güzel bekar bayanından bir randevu almak için teklif vereceksiniz.
Gospodo, izvadite novčanike... jer ćete davati ponude za izlazak... sa Hamptonsovim devojkama.
20 dakika içinde randevu noktasında olacağız.
Sastat ćemo se na dogovrorenom mjestu za 20 minuta.
Bir vampirle randevu ayarlamaktan ne bekliyorsun, ölmeyi mi?
Ugovaraš sastanak sa vampirom? Hoćeš da umreš?
Konuşacak bir konun varsa Harvey yardımcın yardımcımdan randevu talep etsin.
Ako imaš nešto o čemu bi popričao, sekretarica će zakazati.
Ama randevu gecende bunu bir düşün.
Razmisli o tome na tvom izlasku večeras.
Bayan von Hammersmark demişken, ölüm tehlikesi olan bu randevu kimin fikriydi?
Kad smo kod nje, tko je smislio ovu klopku?
Uzun ve karmaşık bir açıklamaya geçmeden önce adamlarıma bir grup Nazi'nin olduğu bir bodrumda neden randevu verdin?
Prije rasprave o tome tko i što, zašto si moje ljude pozvala na sastanak u podrum pun nacista?
Adamın; internet, telefon, kredi kartı ve seyahat randevu kayıtlarını takip et.
Organiziraj praćenje njegovog interneta, telefona, kreditnih kartica, putovanja.
Demek Ezra Fitz ile gerçek bir randevu, böyle bir şey.
Znači, ovako izgleda sastanak sa Ezrom Fitz.
Bu bir parti mi yoksa randevu mu?
Je li ovo zabava ili spoj?
Eğer istersen benim için randevu alabilirsin.
Slobodno zakaži za mene, ako želiš.
Yarın öğlenleyin, Brezilya ağdası için randevu almak istiyorum.
Htjela bih zakazati brazilsku depilaciju, za sutra u podne.
Ofisim, saat 11 ile 14 arası açıktır, ve eğer isterseniz sekreterim sizin için bir randevu ayarlamaktan mutlu olacaktır.
Radim od 11 do 14 sati. Moja će vam tajnica ugovoriti sastanak.
Üstü kapalı bir şekilde sana başka bir randevu teklifi yaptığımı anlamıyor musun?
Zar ne vidis da je to moj prikriveni nacin da te pitam za jos jedan izlazak.
Yeni bir baskı türü pazarlyan birisi olarak randevu aldım oradan.
Zakazao sam sastanak kao investitor zainteresiran za tisak.
NCI'dan randevu alıp bütün istihbaratını onlarla paylaşabilirsin.
Sve svoje informacije možeš odnijeti na razgovor za posao za zaštitara.
Asla buraya gelmiş kimse tanımıyorum ben de bunu getirdim, randevu için üzgün bir bahane.
Rekli su mi da nikad nisi bila ovdje, da nikoga ne znaš, pa sam smislio ovaj jadan izgovor za sudar na slijepo.
Gerizekalı erkek arkadaşı randevu istedi, fakat sorarken çok utandı.
Njegov retardirani kompić je htio spoj, ali stidio se pitati.
Adamı aradım iki kez randevu aldım, adam hiç gelmedi.
Dva puta sam dogovorila termin, ali nikad se nije pojavio.
Ama bu gerçek bir randevu değil, değil mi?
Ovo baš i nije izlazak, zar ne?
Yalanlar, dolaplar bir de benimle gizli bir randevu ha?
Laganje, spletkarenje, i tajni sastanak sa mnom?
Merhaba, Dr. Richardson'dan perşembe günü için randevu almak istiyorum.
Želim zakazati za četvrtak kod dr Richardsona.
Evet ama Sheldon ile Amy randevu akşamı yaptılar ve garipleşmesi için de bana ihtiyaçları yok.
Da, ali Sheldon i Amy se druže i ne trebam im ja da bude nelagodno.
Şikâyeti görüşmek istiyorsanız düzgün bir randevu almanızı öneririm.
Ako se želite žaliti, predlažem vam da se pravilno najavite.
Seninle görüşmek için randevu mu alacaktım bir de?
Pokušaj ugovoriti jebeni sastanak s tobom.
Elimde ilk randevu için mükemmel bir elbise var.
Imam nešto savršeno za prvi spoj.
Hmm, şey, Norma'dan randevu aldın mı?
Mm, OK, da li si zakazala sastanak kod Norma-e?
Simon Asher az önce bana randevu teklifinde bulundu.
Simon Asher me pozvao na spoj.
Sen bize Creek'i getir ve biz de sana kralla bir randevu ayarlayalım.
Pomozi da dođemo do Creeka i imat ćeš spoj s kraljem.
Konuşmak için randevu almış olman beni sevindirdi.
Ja sam samo drago što je napravio jedan termin da dođe razgovarati.
Örneğin, kampüs çevresinde haber bülteni yayınlayan bir öğrenci televizyonunda çalışıyordum, ve saatini aşan bir randevu sırasında dedim ki "Üzgünüm, Doktor, ben gitmek zorundayım.
Naprimjer, bila sam dio studentske televizijske postaje koja je prenosila vijesti iz kampusa i tijekom jednog sastanka koji počeo vrlo kasno, rekla sam: "Oprostite, doktore, moram ići.
Bilgisayarı çantama tıkacağım, bu e-postanın şablonunu yanımda bulunduracağım ve randevu sırasında farklı veriler hakkında bilgi toplayıp yazacağım ki, herkese bilimsel olarak bu randevuların berbat olduğunu göstereyim.
Ugurat ću ga u torbu, i imat ću predložak e-pošte, popunit ću ga i prikupiti informacije o raznim podatcima koje ću dobiti tijekom spoja kako bih svima dokazala da su empirijski ovi spojevi zaista užasni.
Benim fikrim, Stacey'nin Sevgililer Günü'nde Las Vegas'ta hızlı randevu etkinliğine katılmasıydı.
Moja je ideja bila poslati Stacey na brzinske spojeve u Las Vegas na Valentinovo.
(Kahkahalar) (Alkışlar) (Müzik) SB: Kendimizi dünyanın en büyük hızlı randevu etkinliğinde bulduk.
(Smijeh) (Pljesak) (Glazba) SB: Završili smo na nečemu promoviranom kao najveći skup brzinskih spojeva.
Bu hızlı-randevu olayında, bunun çok fazla örneğini gördüm, fakat Stacey'nin randevularını izlediğimde ve onunla bu randevular hakkında konuştuğumda, fotoğraftaki aşkın gerçek aşktan ne kadar farklı olduğunu fark ettim.
Na ovom skupu brzinskih spojeva vidio sam puno takvih primjera, ali gledajući Staceyine spojeve i pričajući s njom o njima, shvatio sam koliko je fotografska ljubav drugačija od one prave.
Walmart 100, 000 farklı ürün satıyor Amazon'da 27 milyon kitap var ve Match.com -kaç tam olarak- 15 milyon randevu imkanı sağlıyor.
Uzmite tako Walmart sa 100.000 različitih proizvoda, Amazon s 27 milijuna knjiga i Match.com s -- koliko ono? -- 15 milijuna mogućnosti za udvaranje.
1.0876140594482s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?