Bileği gevşetin ve kalçanızın sağına vurun. Şaplat!
Opustite zglob i udarite daj desni guz, udarite ga.
Hayran olduğum bir şey varsa, o da ayak bileği biçimli olan kızlardır.
Ono što stvarno volim kod djevojaka su lijepi gležnjevi.
Baretta, CZ, ayak bileği için kılıf, ve mini 14 alıyorum. Bu kadar.
Uzet ću Beretu, taj CS, i futrolu, i mini-14 i gotovo.
Sadece bileği burkulmuş, iyileşene kadar birine ihtiyacım var.
Samo ima iščašenje. Trebam nekoga za vježbanje dok se ne oporavi.
Bayan Shen'in ayak bileği kırıldı ve süresiz izin aldı.
Gđica Shen ima slomljeni gležanj i otišla je na dopust.
Meckstroth'un bileği burkulmuş, cumartesiye kadar iyileşir.
Meckstrothov gležanj je samo istegnut, pa bi trebao biti bolje do subote.
Bu adamın bileği son birkaç saat içinde sert bir köşeye çarpılıp kırılmış.
Ovaj čovek je slomio svoj zglob u poslednjih nekoliko sati.
Boyun, omuz, dirsek, bilek, kalça, diz, ayak bileği gibi tüm eklemler.
Vrat, rame, lakat, ručni zglob, kuk, koleno, skočni zglob, i tako dalje.
Ayak bileği, tibia ve fibula, hepsi normal görünüyor.
Članak, tibia, fibula... sve izgleda normalno.
O kadar büyük bir şok dalgası gelmiş ki, iki bileği de kırılmış.
Šok je bio toliko veliki da je polomio oba ručna zgloba.
Çünkü o, bu bileği kırarak kariyerimin üç yılına mal olan tek kişi.
Zato što je mi je on slomio ovaj članak i unazadio moju karijeru za 3 godine.
Muhtemelen şu bileği kuvvetlendirici şeylerden kullanıyordu haksız mıyım?
Vjerojatno je koristio onu stvar za jačanje zapešća, zar ne?
Sadece bileği burkuldu David, ama onunla olmaya devam edersen, tek önem verdiği şeyi elinden alacaksın.
To je samo uganuće, Davide, ali ako ostaneš s njom oduzet ćeš joj jedinu stvar do koje joj je ikada bilo stalo.
Böyle bir şey nasıl olur da bir bileği yatay diğerini ise dikey şekilde keser?
Kako bi ga tako nešto iseklo horizontalno po jednom zglobu, a vertikalno po drugom?
Ayağı ve bileği kırılmış; ayrıca kaburgaları zedelenmiş. Ayrıca dalağını almaları da gerekebilirmiş.
Slomila je nogu, članak, rebra, a možda će morati da joj izvade slezenu.
Adam kafasından yaralanmış ve ayak bileği berbat hâlde fakat görünürde başka bir yaralanma göremiyorum.
On ima ranu na glavi i zeznut članak, ali ne vidim druge očite ozljede.
Güneş doğmadan hemen önce hastaneye geldi burkulmuş bir bileği, bir kalp krizini ve bir de el kesiğini tedavi etti.
Pojavila se u bolnici prije svitanja, liječila uganuti gležanj, infarkt i porezotinu na ruci.
Bileği kırılmış. Yara bere içinde ama yarın çıkar.
Slomila je zglob i ima puno modrica, no sutra je puštaju.
Geçen ay adamlarından birinin savaştan önce iki ayak bileği kırıldı.
Pre mesec dana, jedan od mojih ljudi je polomio oba zgloba uoči bitke.
İçecek bir şeyler iyi olurdu ama ayak bileği kelepçemi tetikliyor.
Rado bih popila nešto, ali ne smem da se ne aktivira nanogica.
Yeni bir taneye ihtiyaç duymamın ve bir müddet ayak bileği kelepçesi takmamın sebebi de bu.
Sad znaš zašto mi treba nov, i zbog čega sam nosila nanogicu.
Hâlâ bileği kırılan hastanın göğüs röntgenini bekliyorum.
Još uvijek čeka na moj slomljena gležanj prsa skandiranje.
Mesela Michael Phelps, iki ayak bileği de normalden fazla dönüyordu.
On ima elastične zglobove. Kažeš da tako nešto ne bi želeo u našem timu?
Ekim ayında bileği kırık Linda Stansbury adında bir hastayı tedavi etmişsiniz.
Tretira Vi pacijenta po imenu Linda Stansbury još u listopadu za slomljenog zgloba.
Ayak bileği kırılmış ve alçıya alınması gerekecek.
Slomio je članak i trebat će mu gips.
Kırık bir bileği kopartmak insan gücünün ölçülerine daha yakın.
Odvajanje šake slomljenog zgloba je baš u okviru ljudske sposobnosti.
Bileği kırılmış ve beyin sarsıntısı geçirmiş.
Ona ima slomljen zglob i potres mozga.
Lenny altın yıllarını Marge ile geçirmek istediğini söyledi ve Dave'in el bileği iyiye gitmiyor bu yüzden...
Lenny kaže da želi provesti svoje zlatne godine s Marge a Dave je zglob ne dobiva sve bolje, tako da...
Üstelik, bileğinde travma izleri var. Üst kol ve ayak bileği de aynı.
Pored toga, tu je povreda zgloba nadlaktice i skočnog zgloba.
İçeride bileği kuvvetli yaman oğlanlar var.
Imamo neke loše momke koji su jako dobri s rukama.
Şu elindeki bileği taşını bırakmazsan bıçağı iğneye dönen kadar bilemiş olacaksın.
Ne spustiš li taj brus sastrugat ćeš tu oštricu do igle.
Violet, bu adamın sol ayak bileği, yelkenli kiralama görevlisiyken yutulmuş.
Violet... Njegov lijevi članak je odgrizen tijekom rada tko agent za iznajmljivanje brodova.
Eğer nüfusunuzun ortalama yaşı 30 ise, tedavi etmeniz gereken genel hastalıklar belki ara sıra kırık bir ayak bileği, belkide birazcık astım olacaktır.
Ako je prosječna dob vašeg stanovništva 30 godina tada su prosječne bolesti koje trebate liječiti možda svako toliko slomljeni gležanj, možda malo astme.
İçki içmek için dışarı çıkmadan önce ağrıyan bileği için ağrı kesicisi içen kişi mi?
Ona koja uzima acetaminofen protiv boli za svoj bolan gležanj prije nego što ode na piće?
Tıbbi açıdan da bunun bileği kırılmış veya kanserle savaşan birine "aş bunları" demekten hiçbir farkı yok.
I medicinski se ne razlikuje od toga da osobi slomljenog gležnja ili s rakom kažete, "Ma, preboli to."
Ve bunun gibi -- robotlar hakkında konuşmaya başlıyorum -- Da Vinci robotu kesiğin diğer tarafına bileği yerleştirin.
I tako -- Imam priliku govoriti o robotima -- da Vinci robot stavlja samo taj zglob na drugu stranu tog reza.
Sende Tanrının bileği gibi bilek var mı? Sesin Onunki gibi gürleyebilir mi?
Zar ti mišica snagu Božju ima, zar glasom grmjet' možeš poput njega?
0.56091618537903s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?