Uvijek je ovdje držiš, s drškom između lakta i zgloba.
Her zaman burada olsun, dirsek ve bileğin arasında.
Pa, ovaj palac se može vratiti unatrag sve do zgloba, vidiš?
Bak, baş parmağımı bileğime değdirebiliyorum, gördün mü?
Izvjesni Henry Lamb je dosao sinoc zbog slomljenog rucnog zgloba.
Henry Lamb adlı çocuk dün gece kırık bir bilekle gelmiş.
Snimke pokazuju prijašnje ozljede, prijelom zgloba i prstiju koji nisu liječeni.
Önceden de incinmiş, bilekte ve parmaklarda tedavi edilmemiş çatlaklar var.
17-godišnjakinja s ogrebotinama i ozljedom ručnog zgloba.
Hasta 17 yaşında, bayan. Bileğinde sıyrıklar ve travma olduğu görülüyor.
Počelo je iznad zgloba i sad se širi prema gore.
Bileğimin hemen üstünden başlayıp yukarılara doğru yayılıyor.
Pobjeda u ponovnom susretu mi je donijela uganuće ručnog zgloba, dva iščašena zgloba šake i ostatak dana slobodan.
Rövanşı kazanmak ise bileğimin burkulmasına... iki eklem kaymasına ve günün kalanında istirahat etmeme mal oldu.
Zar mi nisi rekao da si vidio Corwina Earlea sa medaljonom svetog Krešimira oko zgloba?
Corwin Earle'ü bileğine sarılı Aziz Christopher madalyonuyla gördüğünü söyleyen sen değil miydin?
Bendere, mazni oružje masovnog uništenja sa profesorovog zgloba.
Bender, git profesörün bileğine takılı olan kıyamet silahını çal.
Većinu muškaraca zaplaši činjenica da bih trzajem zgloba mogla da ih ubijem.
Bir bilek hareketiyle onları öldürebileceğim için genelde benden erkeklerin gözü korkar.
Filip je uspeo da tom tipu uzme sat sa zgloba i sakrije ga u svoj džep!
Philippe kolundan saatini çıkarmaları için adamaları kandırdı ve saati cebine sakladı.
Beskucnik sa crvenom trakicom oko rucnog zgloba.
Bileğine kırmızı kurdele bağlanmış evsiz bir adam.
Mrtvac je bio beskucnik, ali je imao crvenu trakicu oko zgloba.
Adam evsizdi fakat bileğinde kırmızı bir kurdele vardı.
Zasto bih se beskucnik morao sjecati da bi trebao da ima crvenu trakicu zavezanu oko zgloba?
Evsiz bir adam neyi hatırlamak için tutup da bileğine kırmızı kurdele bağlar ki?
Šok je bio toliko veliki da je polomio oba ručna zgloba.
O kadar büyük bir şok dalgası gelmiş ki, iki bileği de kırılmış.
Ma daj, dušo... veliki je, budžast, trči ti oko zgloba...
Yapma hayatım, büyük oluyor, ağır geliyor, bileğinde sallanıyor...
Ništa nisam mogla da napravim zbog zgloba.
Tabii ki bileğim yüzünden de bir şey yapamadım.
Mislio sam da imam puknuće zgloba, ali sad više nisam siguran.
Hafif bir ceza aldığımı düşünüyordum ama artık o kadar emin değilim.
Dva iščašena zgloba i napuknuto rebro.
İki buruk bilek, bir çatlak kaburga.
Kažu da su bogovi svezali crvenu nit oko svakog našeg zgloba, i priložili je svim ljudima čije smo živote predodređeni dotaknuti.
İnanışa göre; Tanrı her insanın ayak bileğine kırmızı bir ip takar ve kaderleri birleşecek insanları bu ipler sayesinde birbirlerine bağlarmış.
Ako uzmemo malo one trake oko njenog zgloba, i stavimo je preko njenih usta, to će riješiti problem.
Bileğindeki bandın birazını alırsak ve ağzına yapıştırırsak, bence sorunu çözmüş oluruz.
To je ono što omogućava da kost ostane unutar zgloba.
Hapishanede bizi ayakta tutan şey bu.
Zato ga pazi i hrani ga ako hoćeš, ali sporo i iz svog zgloba.
Ona göz kulak ol ve elinden gelirse onu besle. Fakat lütfen yavaş ol ve bileğinden besle.
Uvijek drži uzicu oko ručnog zgloba onda ti neće ispasti kada udariš u tvrdo.
Her zaman ipi bileğine dola böylece düştüğünde elinden kaymaz.
Ako osjetim i najslabiji dodir tvoje magije, Freya, dovršit ću ga okretom svog zgloba.
Eğer bir damla olsun büyü yaptığını hissedersem Freya onu tek bir bilek hamlesiyle öldürürüm.
Ona je konobarica u tom country glazbe zgloba, Slow Roll.
The Slow Roll adında Country müzik barında garson.
Samo sam je jednom vidio otkako sam izašao iz zgloba.
Hapisten çıktığımda onu sadece bir defa görmüştüm.
Vjerojatno biste pomislili, kao što je i ona, da je uganuće zgloba trivijalan događaj u životu svake osobe.
Siz de eminin o zaman onun da düşündüğü gibi bilek burkulmasının bir insan için oldukça sıradan bir olay olduğu görüşündesiniz.
Bol se proširio sa zgloba na ruku do prstiju, od zgloba do lakta gotovo sve do ramena.
Ağrı bileğinden ellerine, oradan da parmak uçlarına, bileğinden dirseğine ve hatta neredeyse omuzuna kadar çıkmıştı.
Listovi su bili glomazni blokovi metala sa cijevima spojenim vijcima koje su služile kao zglobovi, i žuto gumeno stopalo s podignutom gumenom linijom od prsta do zgloba kako bi izgledala kao vena.
Baldırlar, bilek kısmını oluşturan demir borulara vidalanmış, kocaman metal bloklarıydı ve üstünde damar gibi görünen lastik bir şerit olan sarı kauçuk bir ayak gibiydi.
I sada ovdje vidite operaciju tog zgloba.
Ve işte burada bu bileğin ameliyat edişini görüyorsunuz.
0.83812594413757s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?