Prijevod od "aramaları" na Hrvatski


Kako koristiti "aramaları" u rečenici:

Sizi daha sık aramak isterdim ama annem, babam, sen ve Ben arasındaki uzun mesafe aramaları herkesi iflasa sürükleyebilir.
Češće bih zvao, ali između mame i tate, tebe i Bena, pozivi odavde bi nas sve upropastili.
Halifeler, kitapları yakmak yerine dünyanın dört bir yanına kitap aramaları için temsilciler gönderdi.
Umjesto da ih spaljuju, kalifi su slali izaslanike širom svijeta u potragu za knjigama.
Daha sonra kızınızın odasını aramaları için bir ekip göndereceğiz evinize.
Poslije ćemo poslati pozornike do vaše kuće da pregledaju sobu vaše kćerke.
Netcom'a yapılan bazı aramaları arıyoruz belirli süreler, bunları elimizdeki oturum süreleriyle karşılaştıracağız bunu yapabilirmiyiz?
Tražimo pozive preko NetCom sistema Treba usporediti sa onime što imamo? Možeš li da to učiniš?
Hakkında suçlama olduğu için kanuna uyarak evini aramaları için bir ekip göndereceğim.
Naravno, pošto je žalba uložena... pisani zakon nalaže da ja odobrim timu da pretraži tvoju kuću.
Telefon şirketini ara ve bütün önemli aramaları kablosuz protokole kaydır.
Nazovi telekom, a sve vazne pozive prebaci na mobilnu mrezu.
07 kodunu kullanan tüm aramaları kontrol ediyorum değil mi?
Pregledavao sam zapise o biperu koji rabi kod 07, zar ne?
Telefon şirketini, hatta yasal bir kısıtlama var diye kandırıp aramaları bize yönlendireceğim.
Srediću da ova telefonska kompanija misli kako je rieč o legalnom prisluškivanju i prebaciti snimke poziva na nas.
Onları hemen eve getirmeleri ve başka hayatta kalanlar olup olmadığını aramaları için bir ekip görevlendirdim.
Naredio sam potragu za njima da ih se vrati kucama i potraže ostali preživjeli.
Sizi aramaları için 20 adam gönderdim.
Morao sam poslati Ijude da te nađu.
Hayır. 3 gün sonra, hasta onları adele ölümü aramaları için yönlendirdi.
Ne, nakon tri dana pacijent je posumnjao na smrt mišića.
Kötü koşullar altında 50 kişi aramaları gerçekleştiriyor.
50 ljudi sudjeluje u potrazi u teškim uvjetima.
Bu bölgeden, şüpheli bir terörist hücresine yapılan aramaları takip etmek için gönderildim.
Poslat sam ovde da pratim telefonske pozive koji su ovde napravljeni... prema terositičkim ćelijama.
Blackriver şirketine kayıtlı cep telefonundan yapılan aramaları takip ederek FBI ajanları dün gece Dubai'nin hemen dışında Charles'ın sabit disklerine ulaşmışlar.
Posle analiziranja mobilnog iz Blackriver-a, juće uveče je jedan agent iz FBI-a našao hard diskove Pored Dubai-a.
Bazı aramalar yaparım, bazı aramaları da açarım.
Neke pozive napravim, a neke preuzmem.
Beyfendi, havaalanı güvenliği olarak işimiz silah ve uyuşturucu bulmak için bütün aramaları yerine getirmektir.
Gospodine, naša dužnost kao aerodromsko osiguranje... je da tražimo sve vrste oružja ili ilegalnih droga.
L.A. polisine, hatalarını kabul etmeleri için ve oğlumu yeniden aramaları için şans verdim.
Policiji sam dala svaku priliku da priznaju svoju grešku i obnove potragu za mojim sinom.
Askerlerime çocuğu aramaları için derhal emir verirdim.
Mogao bi nazvati svoje ljude i narediti potragu za njim odmah.
Internet sitesi tamamlandığında, broşürler basıldığında ve Sinerji Buluşmalarımız'da hangi oyunları oynayacağımıza karar verdiğimizde o aramaları yapacağım.
Kad postavim web stranice, tiskam reklame i shvatim kakve se igre igraju u korporativnim poslovima, obavit ću te pozive.
Çatıdaki kameradan ve Metropolis'deki tüm cep telefonu aramaları sayesinde.
Hakirala sam sigurnosne kamere na krovu, i nadzirala sam sve komunikacije preko mobilnih telefona u Metropolisu.
Onlara senin görüntü gösterilip aramaları istendi.
Dali smo im tvoju sliku i rekli da drze otvorene oci.
Dale'in tüm aramaları aynı ana telefon hattından gidiyor, kasten cevapsız.
Svi Daleovi pozivi su išli prema istoj liniji, mrtvoj.
Halktan onu görenlerin yakalama girişiminde bulunmamaları ancak derhal acil durum hattını aramaları istendi.
Ako ga vidite ne smijete ga pokušati zadržati, zovite 999.
Hapishanedeki yemekler ve günlük güvenlik aramaları için ne düşünüyorsun?
Šta kažeš na zatvorsku hranu i svakodnevno prepipavanje?
50 metre içinde sadece birkaç evi aramaları gerekiyor.
U krugu od 50 metara. Treba samo da pretraže nekoliko kuća.
Tahminimce aramaları yaptığı yere yakın bir yerde yaşıyor.
Mislim da živi nedaleko od mjesta odakle obavlja pozive.
Onlara aramaları söyleyen bir faks göndermenizi tavsiye ederim.
Predlažem, faksiraj im da te pozovu.
Polis halkı bu adamın yanına yaklaşmamaları ve gördüklerinde derhal kendilerini aramaları konusunda uyardı.
Policija upozorava javnost da se ne približava ovom čovjeku, već da pozovu smjesta policiju ako ga vide.
Yaptığı her aramayı ve bu aramaları yaptığı yerleri bilmek istiyorum.
Također želim znati za svaki poziv koji je napravio i odakle ga je napravio.
Laf aramızda geldiklerinde adamı yakalamış olmazsan onu bulana kadar bu şehri tuğladan tuğlaya yıkıp aramaları emredildi.
A neslužbeno, ako on nije u pritvoru do trenutka kad stignu, su po nalogu do suza ovaj grad razlikuje ciglu po ciglu dok ga nisu pronašli.
İsimler, randevular, hiç yapmadığı telefon aramaları ekliyorlar.
Dodaju kontakte, sastanke, pozive koje nikad nije uputila.
Kusura bakmayın, yeni ürünler bölümü habersiz yapılan aramaları kabul etmiyor.
Žao mi je, razvojni odjel ne prima akvizitere.
Aramaları onları menzilimize getirene kadar bekleyeceğiz ve sonra da EMCON'dan çıkıp harekete geçeceğiz.
Pričekati da ih pretraga vrati u domet, onda prekinuti EMCOM i prijeći na aktivno.
Tıbbi kayıtlarına ek olarak hastane dosyaları, evlatlık verme aramaları buldum.
I pored medicinske dokumentacije, Našao sam u bolnici datoteke, Usvajanje - agencija pretraga.
St. Agnes'te butün çocuklar ailelerinin bir yerlerde kendilerini aramaları için dua ederdi.
U Svetoj Agniji, sva djeca su se molila da su njihovi roditelji negdje tamo, da ih traže.
Aramaları gereken adamın Frank Sutter olduğunu düşünüyorum.
Mislim da trebaju provjeriti Franka Suttera.
Dördüncü anayasa değişikliği bir izin belgesi olmadan aramaları ve el koymaları engeller.
Četvrti amandman zabranjuje prisluškivanje bez naloga.
Ve eğer Cumhuriyetçiler kurulda bize sıkıntı çıkartırsa, gerekli aramaları yapacağım.
Ako nam republikanci budu uzrokovali otpor u komitetu, ja ću početi okretati brojeve.
Öncelikle baktığımız şey sistem fonksiyon aramaları, çünkü ne işe yaradığını biliyoruz.
Prvo smo tražili pozive funkcija sistema jer smo znali što one rade.
Bırakalım kişisel aramaları için cep telefonlarını kullanabilsinler. -- tanrı korusun.
Znate li što, neka koriste mobilne telefone za osobne potrebe - zaboga.
İnsanların çok iyi bir içerik oluşturarak, hayatlarını kazanması için bu aramaları daha etkin kılıyor ve içeriği daha iyi duruma getiriyor.
Omogućava bolji sadržaj, omogućava bolju pretragu, kada ljudi mogu doista zaraditi za život pružanjem boljeg sadržaja.
Mükemmel Pepsi'yi arıyorlardı, aslında mükemmel Pepsiler'i aramaları gerekiyordu.
Tražili su savršenu Pepsi, a trebali su tražiti savršene Pepsije.
Röportaj yaptığım her mahkum, üç ışık beneği olduğunu söyledi hapishane karanlığında: telefon aramaları, mektuplar ve aile ziyaretleri.
Svaki zatvorenik kojeg sam intervjuirao je rekao da postoje tri točkice svjetlosti u zatvorskom mraku: telefonski pozivi, pisma i posjete obitelji.
Ama bütün evleri aynı anda aramaları mümkün değil ve eğer yanlış evi seçerlerse, hırsız takip edildiğini anlayarak kaçacak.
Međutim, ne smiju pretraživati sve kuće odjednom, jer ako izaberu krivu, lopov će znati da su mu na tragu.
6.7211098670959s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?