Ben de sizi ABD'deki en güçlü genel müdürden daha zengin yapacağım.
I učinit ću vas bogatijim od najbogatijeg šefa u SAD-u.
Hangi durumlarda FBI ya da ABD Adalet Bakanlığı Soruşturma Amirliği ile işbirliği yapma yükümlülüğünüz var mesela?
Pod kojim okolnostima biste morali surađivati s FBI-jem ili američkim pravosuđem, na primjer?
ABD Adalet Bakanlığı bize celp gönderecek olursa onu tuvalet kağıdı olarak kullanırız.
Ako nam američko pravosuđe pošalje sudski poziv, postat će... toaletni papir.
Güya ABD'nin dört bir yanında bulunan, S Müdürlüğü'ne bağlı gizli ajanlar.
Tajni agenti Odjela S vjerojatno se kriju diljem SAD-a.
ABD topraklarında teröristlerin denetiminde bir nükleer aygıt var.
Na američkom je tlu teroristička nuklearna bomba. -Gdje?
Bu şarkı ABD'de Simple Minds tarafından kaydedildi.
Ova pjesma je proslavila "Simple Minds" u Americi.
Ben bir ABD vatandaşıyım ve susmayacağım!
Građanin sam SAD-a, i neće me ušutiti!
Adım Martin James Walker ABD Gizli Servisi, Başkan Korumalarının şefiyim.
Ja sam Martin James Walker šef predsjednikove zaštite.
Martin, ABD Başkanı olarak makamımın gücü ve yetkisine dayanarak şunu demek istiyorum.
Martine, kao predsjednik ovo kažem sa svom moći i autoritetom titule:
ABD başkanının kan grubu ve kalp atışına duyarlı.
Povezana s krvnom grupom i bilom predsjednika.
Şimdi burayı terk etmezsem, bir daha ABD'ye giremeyebileceğimi söyledi.
Rekao mi je da mi može zabraniti povratak u zemlju ako odmah ne odem.
Kazmi'nin ABD'yi ilk ziyaretinde, Eli, bir anda ortaya çıkıyor.
Kazmi je prvi put u SAD-u, a Eli je slučajno tu.
ABD topraklarında, bilim adamlarını öldürmeye başlarsak işin sonunun nereye varacağını kim bilebilir?
Ako počnemo ubijati znanstvenike u Americi... tko zna čemu to vodi.
ABD Hükümeti bana celp mi gönderiyor Stratton Oakmont'ta celplere böyle yaparız.
Šalju meni sudski poziv?! Evo što se događa sa sudskim pozivima u Stratton Oakmontu.
ABD Siber Komuta'da onun etrafında son derece uzman bir ekip oluşturduk...
U Američkoj Sajber Zapovjedništvu (Sajberkom), napravili smo posebnu jedinicu koja ga okružuje...
Bu sandıkların içinde ABD Ordusuna ait silahların olması gerekiyor.
U ovim sanducima bi trebalo biti oružje koje pripada Američkoj vojsci.
ABD Özel Kuvvetleri, 6 ay önce İbrahim Bin Halid'in yerleşkesine bir saldırı gerçekleştirdi ve kendisiyle birlikte 8 terör örgütü üyesini öldürdü.
Prije šest mjeseci, SAD-u Specijalne snage Pokrenut napad na Spoj Ibrahim bin-Khalida, njega i osam članova Ubijanje njegove terorističke organizacije.
ABD'nin katılımıyla, sistem kapalı bir sisteme dönüştükten sonra, yönetim kurulundaki herkes -- burada kaç kişi bir şirketin yönetim kurulunda?
Jednom kada postane zatvoreni sustav, sa sudjelovanjem SAD-a tada će svi oni koji su u odborima direktora -- koliko ljudi ovdje sjedi u odboru direktora u korporaciji?
1900: ABD Kızılderili nüfusu, 250, 000'in altına, 1492'deki tahmini sekiz milyon nüfusla karşılaştırıldığında en düşük noktaya indi.
1900. godina: populacija američkih indijanaca dosegla je najniži broj – manje od 250.000, u usporedbi s procijenjenih 8 milijuna 1492. godine.
Polonya'da doğdum ve şu an ABD'deyim.
Rođen sam u Poljskoj, sada sam u SAD-u.
Bu ABD'nin tamamındaki rüzgar potansiyelini gösteriyor.
Ova prikazuje potencijal vjetra diljem Sjedinjenih Država.
Ve sağdaki ülkelerin, Norveç ve ABD gibi, soldaki İsrail, Yunanistan ve Portekiz'den iki kat daha zengin olduklarını görüyorsunuz.
I možete vidjeti da su zemlje na desnoj strani, poput Norveške ili Amerike, dvostruko bogatije od Izraela, Grčke, Portugala na lijevoj strani.
Fakat eşitsizliğin daha fazla olduğu uçta, -Birleşik Krallık, Portekiz, ABD, Singapur- farklar öncekinin iki katı.
Ali na kraju s većom nejednakosti -- Ujedinjeno Kraljevstvo, Portugal, Amerika, Singapur, razlike su dvostruko veće.
Ve eşitsizliğin daha fazla olduğu uçta, babanın geliri çok daha önemli, Birleşik Krallık'ta, ABD'de.
Na kraju s većom nejednakosti, očev dohodak je mnogo važniji -- u Ujedinjenom Kraljevstvu, SAD-u.
Batı uygarlıklarında, özellikle de ABD'de, eylem adamı her zaman düşünce adamına tercih edilir, düşünce "adamı".
Zapadnjačka društva i osobito SAD, uvijek su više vrednovali čovjeka od akcije od čovjeka koji promatra i čovjeka koji „promatra.“
"Sanmao'nun Tüm Eserleri" ("Echo Chan") ve Nan Huaijin'in "Tarihten Dersler"i. 1995 yılında ABD'ye geldim. Bu ülkede ilk olarak hangi kitapları okudum?
["Sanmaova sabrana djela" (alias Echo Chan)] ["Pouke iz povijesti", Nan Huaijina] U SAD sam stigla 1995. I koje sam knjige ovdje prve pročitala?
Botero'nun çalışmalarını sürdürdüğü New York galerisi hariç, ABD'deki hiçbir müze ya da galeri, bu tabloları teşhir etmeye cesaret gösteremiyor, çünkü eserlerin teması Ebu Garip cezaevi.
Nijedan muzej ni galerija u SAD-u, osim njujorške galerije koja drži Boterove radove, nije se usudio izložiti slike jer je tema zatvor Abu Ghraib.
ABD'de Tyler Clementi Kurumu, Ingiltere'de Anti-Bulllying Pro, ve Avustralya'da Project Rockit gibi bu tür konularla uğrasan organizasyonları destekleyerek de bu kültürü etkisiz hale getirebiliriz.
Također se možemo suprotstaviti toj kulturi tako da podupiremo udruge koje se bave takvim problemima, poput Zaklade Tyler Clementi u SAD-u, u Ujedinjenom Kraljevstvu postoji program Anti-Bullying Pro, a u Australiji Projekt Rockit.
Belki de, bazı önde gelen ABD vatandaşlarının bu ifşada, bu skandalda hala yer almamasından dolayı olabilir.
I to je vjerojatno zato što američki moćnici nisu spominjani u ovom posljednjem skandalu.
Bundan dolayı Panama sızıntısının, bu offshore dünyasına yaptığımız devasa bakışın, gerçekten tüm dünyada ve ABD'de açıklığa kavuşmasının yolunu açmasını istiyoruz.
Stoga bismo zaista željeli da "panamski papiri", taj značajan pogled u offshore svijet, posluže kao način otvaranja, kako u SAD-u tako i u svijetu.
Toplam haber kapsamının yüzde 79'u ABD'den oluşmaktaydı.
Udio SAD-a u ukupno kreiranim vijestima je 79%.
ABD'yi çıkardığımızda kalan yüzde 21'e bir bakın, fazlaca Irak görüyoruz -- şu büyük yeşil şey ordaki -- ve az biraz diğerleri.
Ako zanemarimo SAD i pogledamo preostalih 21%, vidimo mnogo Iraka -- to je ova velika zelena stvar ovdje -- i malo ostalog.
Kitapta, CIA'in nükleer bomba planlarını tam anlamıyla ve kendi elleriyle İran'a teslim ettiği korkunç bir ABD istihbarat operasyonunu afişe ediyor.
U njemu on opisuje katastrofalnu operaciju američkih obavještajaca, u kojoj je CIA skoro doslovno predala nacrte nuklearne bombe Iranu.
Sağlık Bakanlığı (ABD) tarafından yapılan en etkin sigara karşıtı kampanyalardan birisi, atardamarlarınızda daralmaya yol açan nikotinin kalp krizi ve inmelere yol açmakla kalmayıp cinsel güçsüzlüğe de yol açtığını göstermişti.
Najučinkovitiju reklamu protiv pušenja napravilo je ministarstvo zdravstva koje je pokazalo da nikotin sužava vaše arterije i može uzrokovati srčani i moždani udar, ali isto može dovesti i do impotencije.
2050 ile birlikte, ABD'de 80 yaşın üstünde yaklaşık 32 milyon insan olacak ve eğer bu konuda bir şey yapmazsak, bu insanların yarısı Alzheimer hastası olacak ve bunun üç milyon fazlası insan da Parkinson hastası olacak.
2050. će u Sjedinjenim Državama biti oko 32 milijuna ljudi starijih od 80 g. i ukoliko ne poduzmemo nešto, pola od njih će imati Alzheimerovu bolest, a još tri milijuna će imati Parkinsonovu bolest.
Bu iki slaytı, geçen sene son 3 milyon yılın büyük çoğunluğunda Kuzey Kutbu'nda varlığını sürdüren ABD'nin 48 eyaleti büyüklüğündeki bu buzulların yüzde 40 azaldığını ortaya koymak için göstermiştim.
Prošle godine sam pokazao ova dva slajda kako bih demonstrirao da se arktička ledena kapa, koja je u proteklih 3 milijuna godina bila veličine 48 "donjih" saveznih država, smanjila za 40%.
Yıllar sonra, Nijerya'dan ayrılıp, ABD'de üniversiteye gittiğimde bunu tekrar düşündüm.
Godinama poslije, razmišljala sam o tome kada sam napustila Nigeriju kako bih otišla na sveučilište u Sjedinjene Države.
Söylemeliyim ki, ABD'ye gitmeden önce, kendimi bilinçli olarak Afrikalı olarak nitelendirmiyordum.
Moram reći kako prije nego sam otišla u SAD nisam se svjesno identificirala kao Afrikanka.
Ama ABD'de, ne zaman Afrika konuşulsa insanlar bana döndüler.
Ali u SAD-u kad god bi se Afrika spomenula, ljudi su se obratili meni.
(Gülme sesleri) ABD'de bir Afrikalı olarak yıllar geçirdikten sonra, oda arkadaşımın bana olan tepkisini anlamaya başladım.
(Smijeh) Nakon što sam provela nekoliko godina u SAD-u kao Afrikanka, počela sam shvaćati reakciju moje cimerice na mene.
Birkaç yıl önce, ABD'den Meksika'ya gittim.
Prije nekoliko godina, otišla sam iz SAD-a posjetiti Meksiko.
Eğer Meksika seyahatimden önce, ABD ve Meksika arasında süregelen, göç tartışmalarını iki taraftan da takip etmiş olsaydım ne olurdu?
Dakle, što kad bih prije svog meksičkog putovanja pratila debatu o imigraciji s obje strane, američke i meksičke?
(alkışlar) Burada Kerala için bir iş imkanı görüyorum sanki, ABD'deki sağlık sisteminin düzelmesine yardım etmeliler.
(pljesak) Vidim poslovnu priliku za Keralu, da pomognu popraviti zdravstvo u Sjedinjenim Državama.
Ruby Bridges ABD'de ırk ayrımının bitmesine yardım etti,
Ruby Bridges je pomogla da se okonča segragacija u SAD-u,
CA: Yani eğer binlerce ABD elçiliğinin diplomatik kablo yayınını ele geçirmiş olsaydın...
CA:Mislim, da ste primili tisuće diplomatskih telegrama američke ambasade...
Peki ya şöyle birine ne dersin, örneğin, birisinin anne-babasına-- diyelim ki oğulları ABD ordusunda çalışıyor, ve diyor ki, "Biliyor musunuz, bu bulduğunuz şey, birilerinin teşviki ile bulunan bir şey aslında.
Što bi rekli, na primjer, roditelju nekoga- čiji sin služi američkoj vojsci, i kaže: "Znate, objavili ste nešto za što je netko imao poticaj da se objavi.
Bu öyle bir izlenim veriyor ki--böyle bir izlenim verdi ki dünyadaki milyonlarca insan artık ABD askeri insan değilmiş gibi hissediyor.
To daje dojam - dalo je dojam milijunima ljudi diljem svijeta da su američki vojnici nehumani.
Yani dünyada şu anda konuşma özgürlüğü yasası ve şeffaflık yasası için inanılmaz bir baskı uygulanıyor-- EU içinde, Çin ve ABD arasında.
Mislim, postoje ogromni pritisci da se izjednače zakoni o slobodi govora i transparentnosti diljem svijeta - unutar EU, između Kine i SAD-a.
ABD'de neler yapıldığını araştırınca ilginç bir takım teşviklerin ortaya atıldığını gördüm.
Istraživala sam što se događa u Sjedinjenim Državama i par zanimljivih stvari se pojavilo.
1.5872709751129s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?