Ve Tanrı Amerika Birleşik Devletleri'ni korusun. Teşekkür ederim.
Rekli su nam da je Vijetnam nešto potpuno drukčije nego Sjedinjene Američke Države.
Bize, Vietnam'ın Amerika Birleşik Devletlerinden çok farklı olacağı söylenmişti.
Do početka Američke revolucije, blago je opet skriveno.
Amerikan ihtilali sırasında. Hazine bir kez daha gizlendi.
Rekli ste da ću spašavati američke živote.
Sen bana Amerikalıların hayatını kurtaracağımı söyledin.
Rekao si da ćeš učiniti sve potrebno da spasiš američke živote.
Amerikalıları kurtarmak için her şeyi yapabileceğini söyledin.
Drugo, sve Američke snage, povući će se iz Islamskih zemalja.
İkinci olarak tüm Müslüman ülkelerindeki Amerikan güçleri geri çekilecek.
Sjedinjene Američke Države ne pregovaraju s teroristima.
Amerika Birleşik Devletleri, teröristlerle pazarlık etmez.
Čuj... ništa neće imati smisla za tvoje američke uši.
Dinle... Amerikalı kulakların duydukları hiçbir şeye inanamayacak.
I neka Bog blagoslovi Sjedinjene Američke Države.
Teşekkür ederim. Tanrı Amerika Birleşik Devletleri'ni korusun.
Američke porezne obveznike košta 4, 5 milijarde dolara godišnje samo za plaćanje računa za korištenje klime.
Bu savaşlarda sırf klima faturaları Amerikan vergi mükelleflerine yılda 4.5 milyar dolara patladı.
Dva tjedna kasnije smo bili u Rock Islandu u Illinoisu na velikom sastanku s voditeljem nabave Američke vojske.
İki hafta sonra, ABD ordusundan tedarik subaylarıyla görüşmek üzere Rock Island, Illinois'ye gittik.
Vi i vaši dečki ste pogriješili što ste radili na tlu u vlasništvu Američke vojske.
Siz ve dışarıdaki çocuklar Amerikan ordusuna ait topraklarda suç işlemek gibi bir hataya düştünüz.
čete američke vojske opkolile su Sioux tabor kod potoka Wounded Knee i poubijale 300 ratnih zarobljenika zajedno s poglavicom Velikim Stopalom, koristeći novo oružje koje izbacuje eksplozivne čahure nazvan Hotchkiss pištolj.
ABD birlikleri, Wounded Knee Çayı'ndaki Siu kampını çevreledi ve Şef Büyük Ayak'la birlikte 300 savaş esirini katletti. Hotchkiss silahı denen, seri ateş eden ve patlayan mermiler atan bir silah kullandılar.
Tako smo dobili naše Sjedinjene Američke Države.
İşte biz, Birleşik Devletler'in böyle sahibi olduk.
Iako samo puno putovala, i dalje razmišljam poput američke žene.
Çok fazla seyahat etmiş olmama rağmen, hala Amerikalı bir kadın gibi düşünüyorum.
Testirali smo to izlažući američke bebe koje nikad nisu čule drugi jezik mandarinskom po prvi puta tijekom kritičnog razdoblja.
Ve bunu, daha önce hiç ikinci bir dil duymamış Amerikan bebeklere kritik dönemlerinde ilk defa Çince dinleterek denedik.
Ali tajvanske bebe postaju bolje, a ne američke.
Fakat Tayvanlı bebekler daha iyiye gidiyor, Amerikalılar değil.
Ono što smo mi učinili je bilo da američke bebe tijekom tog razdoblja izložimo mandarinskom.
Bu dönemde yaptığımız Amerikalı bebekleri Çince'ye maruz bırakmaktı.
Potrebno nam je podizanje svijesti kampanja izlaska iz ormara za američke ateiste.
İhtiyacımız olan, Amerikalı ateistler için bilinçlendirici bir "tercihini açıklama" kampanyasıdır.
Američke su vlasti prije nekoliko tjedana zamrznule sredstva na švicarskom bankovnom računu koji je pripadao g. Jainu, i na kojem se nalazilo 14, 9 milijuna američkih dolara.
A.B.D. görevlileri sadece bir kaç hafta önce Bay Jain'e ait bir İsviçre banka hesabını dondurdular ve bu banka hesabında 14.9 milyon A.B.D.
Barem poput onog Indijanca koji pokušava nabaviti te američke knjige u Slope parku, zaboravite.
Hele bir de Park Slope'da, bir Amerikan kitabı almaya calışan bir Hintli düşünün.
Vannevar Bush bio je glavni znanstveni savjetnik američke vlade za vrijeme rata.
Vannevar Bush savaş sırasında Birleşik Devletler Hükümeti’nin baş bilimsel danışmanı idi.
Ove crvene točke su američke države, a plavi trokuti su kanadske provincije.
Bu kırmızı noktalar Amerikan eyaletleri ve mavi üçgenler Kanada eyaletleri.
I bili su ljudi, stratezi, unutar američke vojske koji su doista mislili da će ovaj jedan uređaj prevagnuti između gubitka i pobjede kad dođe vrijeme za borbu protiv Nacista i protiv Japanaca.
Amerikan ordusundaki bazı strateji uzmanları bu aracın yalnız başına Naziler'e ve Japonlar'a karşı savaşta kazananla kaybedenin belirleyeceğine inanıyorlardı.
Što znači da ako nudite prosječan sadržaj, dobijate trećinu američke publike besplatno -- desetke milijuna korisnika jednostavno pružajući im nešto što nije odviše grozno.
Bu da ortalama içeriğe yer vererek, Amerikan halkının üçte birine bedavaya ulaşabileceğiniz anlamına geliyordu -- çok berbat olmayan şeyler yaparak onlarca milyon kullanıcıya ulaşabiliyorlardı.
To je vrijednost koja odgovara vrijednosti gubitka cjelokupne američke sjetve kukuruza skupa sa svim našim voćnim kulturama, kao i pšenice, duhana, riže, sirka - što god da je sirak. Gubitak sirka.
Bu tüm Amerika'nın mısır ve bütün meyve ekinleri ile birlikte buğdayın, tütünün, pirincin, hangisi olursa olsun tüm buğdaygıllerin ürün vermemesine karşılık geliyor.
Nedavno je New York Times objavio da se između 100.000 i 300.000 američke djece proda u seksualno ropstvo svake godine.
Son zamanlarda, New York Times her yıl 100.000 ile 300.000 arasında Amerikalı çocuğun seks kölesi olarak satıldığının haberini verdi.
S druge strane, imamo i američke gradove.
Fakat, bunun yanında, Amerikan şehirleri vardır.
Prije nekoliko godina bila sam na JFK aerodromu upravo se ukrcavajući na let, kada su mi prišle dvije žene za koje mislim da se neće uvrijediti ako čuju da sam ih opisala kao malene stare Talijansko-Američke ženske jake na riječima.
Birkaç sene önce JFK Havalimanı'nda uçağa binmek için beklerken, yanıma kendilerini "ufak, keskin konuşan İtalyan-Amerikan hatun" olarak tanıtsam, alınmayacak iki kadın bana doğru yaklaştı.
Ali nijedno iskustvo nije bilo tako blisko mojim dječjim snovima kao život među i dokumentiranje života kolega lutalica kroz cijele Sjedinjene Američke Države.
Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi.
Ova karta -- (Pljesak) -- ova karta pokazuje broj sekundi£ koje su američke mreže i organizacije kabelskih novosti posvetile novim pričama, po zemlji, u veljači 2007 -- samo prije godinu dana.
Bu harita -- (Alkış) -- bu harita, Amerikan yayıncı haber kuruluşlarının 2007 yılının Şubat ayında -- sadece bir yıl önce-- ülkeler bazında haberlere ayırdıkları süreyi saniye cinsinden göstermektedir.
Gotovo desetljeće kasnije, Risen je bio predmet istrage američke vlade, u kojoj su tužitelji zahtijevali da on svjedoči protiv jednog od njegovih navodnih izvora.
Neredeyse sonraki 10 yıl boyunca, Risen, ABD hükûmetinin soruşturma konusu oldu. Savcılar yararlandığı kaynakların birinden aleyhte tanıklık yapmasını istediler.
Ali ove su napravili pripadnici američke vojne policije, vojni rezervisti.
Fakat bunlar Birleşik Devletler'in askeri polislerinden, yedek askerlerinden.
Dok sam bio predsjednik Američke psihološke udruge, pokušali su me poučiti odnosu s medijima.
Amerikan Psikoloji Derneği başkanıyken beni medya hakkında eğitmeye çalıştılar
(smijeh) Sjedinjene američke države su bile vodeće u idejama.
(Kahkaha) Birleşik Devletler bir fikir önderi olmuştur.
U Maduraiu, nagrada koja je skromna za američke standarde, tamo je značajnija.
Kuzey Amerika standartlarına göre vasat bir ödül Madurai'de çok daha anlamlıdır.
Voljela sam te američke i britanske knjige koje sam pročitala.
Şimdi, okuduğum o Amerikan ve İngiliz kitaplarını seviyorum.
A sad, to nije zbog toga što sam bolja osoba nego taj student, već, zbog američke kulturološke i gospodarske moći, imala sam mnoge priče o Americi.
Gerçek şu ki, o öğrenciden daha iyi bir insan olduğum için değil, ama, Amerika'nın kültürel ve ekonomik gücünden dolayı, Amerika hakkında birçok hikaye okumuştum.
Dakle, što kad bih prije svog meksičkog putovanja pratila debatu o imigraciji s obje strane, američke i meksičke?
Eğer Meksika seyahatimden önce, ABD ve Meksika arasında süregelen, göç tartışmalarını iki taraftan da takip etmiş olsaydım ne olurdu?
Zaposlenici su mame i tate američke djece.
Buralarda çalışanlar Amerika'nın çocuklarının anne ve babaları.
CA:Mislim, da ste primili tisuće diplomatskih telegrama američke ambasade...
CA: Yani eğer binlerce ABD elçiliğinin diplomatik kablo yayınını ele geçirmiş olsaydın...
Iz moje američke perspektive, kad kupac koji plaća iskaže razuman zahtjev na temelju svojih preferencija, ima svako pravo da mu zahtjev bude ispunjen.
Benim Amerikan bakış açıma göre, kendi seçimleri doğrultusunda mantıklı bir istekle gelen ve ücret ödeyen müşteri isteğinin karşılanmasını bekler
0.71708416938782s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?