Prijevod od "štakorima" na Turski


Kako koristiti "štakorima" u rečenici:

Baš sam govorio vašoj gospođi... da sam na čudan način bliži sa štakorima nego sa ljudima...
Oh, eşinize diyordum ki... komik bir şekilde kendimi insanlardan çok farelere yakın hissediyorum.
Počeli smo sa štakorima i miševima, ali to ih je potpuno uništilo, morali smo prijeći na veće životinje.
Önce sıçan ve farelerle başladık fakat onlar kavruldu ve bu yüzden daha büyüklere baş vurduk.
Ljudi ih zovu štakorima, jer štakor čini sve da preživi.
İnsanlar onlara ispiyoncu der, çünkü yaşamak için her şeyi yaparlar.
Naredio mu neka spava u smeću, među štakorima.
Ona çöplerin içinde uyumasını söylüyor farelerle birlikte.
Neću puzati pred tim bijednim sindikalnim štakorima.
Söylediğini yaparlar. Bu sefil sendika sıçanlarına boyun eğmeyeceğim.
Gadno ga je isjekao i ostavio kao hranu štakorima.
Onu fena halde doğrayıp farelere bırakmış.
Odurnom mjestu sa štakorima i bačvama šerija Amontillado.
O nedenle beni bodrumda yatırıyor. Fareler ve eski eş yalarla dolu yerde.
Muka mi je više da dijelim ćeliju sa Mikijem i ostalim štakorima.
Hücremi Mickey ve diğer farelerle paylaşmaktan bıktım.
Onda mi reci, g. "Sjećam-Se-Svega", što radimo ovdje s lučkim štakorima usred noći?
Söyle bakalım o zaman Bay "Eski Günler" rıhtım fareleriyle birlikte gecenin köründe neler çeviriyorsun?
Pokaži mi DNK test i onda ću možda reći zdravo ovim malim štakorima.
Sen bana DNA testini göster o zaman belki bu bataklık farelerine selam veririm.
Jadni tata, okružen smrdljivim štakorima u ovoj nezabavnoj, nesunčanoj praznini!
Zavallı babanızın etrafı bu neşesiz ve güneşsiz delikte pislik fareler tarafından çevrilmiş!
Oprosti mi, moj engleski rođače, ali ova opsesija štakorima nije dobra za tebe.
Beni affet siğilli İngiliz kuzenim, fakat farelere karşı garip saplantın senin için hiç iyi değil.
Borio sam se sa štakorima u gradu koji su veći od tebe.
Kentte senden büyük sıçanlarla başa çıktım oğlum.
Pucat ću ti u stomak i napuniti ga štakorima.
Seni göbeğinden vurup, farelere yem edeceğim.
Jamesa Bonda nisam nikada vidio niti sa štakorima niti s kakicom.
James Bond'u sıçan veya dışkı içinde hiç görmedim.
Glasine kažu da je pokušavao štakorima mozgove poslati u prošlost.
Söylentilere göre, farelerin beyinlerini zamanda yolculuk ettirmeye çalışıyormuş.
Previše volim ovaj brod da bih ga prepustio štakorima.
Bu gemiyi o kadar önemsiyorum ki kalleşlerin istila etmesine göz yumamam.
Puzati kroz... kanalizaciju ili... štakorske rupe, ili jazbine krcate otpadom i/ili štakorima?
Kanalizasyonlardan ve fare deliklerinden sürünecek veya yine oralardan geçip gizli bir sığınağa mı gideceğiz?
Što mislite, koliko policajaca bi tražilo ukradene kaveze s štakorima?
Evet, tabii ki. Sence çalıntı kafesler için kaç polisi görevlendirmişlerdir?
Živim u gostinjskoj kući od 30 metara kvadratnih, u Dolini, sa štakorima!
Valley Village'da, 32, 5 metrekarelik, fare dolu bir misafirhanede kalıyorum.
Vratit će nas i baciti nas štakorima.
Bizi geri götürüp üzerimize fare koyacaklar.
Osjećam se da ako uštedim novac i mudro ga uložim, moći ću si priuštiti stan sa štakorima.
Eğer yeterince para biriktirip, akıllıca yatırım yaparsam her daim farelerle dolu bir dairenin kirasını karşılayabilecek bir durumda olacağımdan eminim.
Jules, moraš odmah krenuti sa štakorima.
Jules, senin hemen farelerin üstünde çalışmaya başlamanı istiyorum.
Znaju se pariti s običnim kućnim štakorima, a njihovi potomci su iznimno opasni i nasilni.
Ev farelerinden ürüyorlar. Yavrular tehlikeli ve şiddet eğilimli oluyor.
Moje ludilo će tvoje ludilo ugurati u metalnu cijev, napuniti je štakorima i paliti je letlampom dok štakori neće imati kuda pobjeći nego da progrizu kroz tvoje ludilo.
Benim çılgınlığım seninkini alır, metal bir kutuya tıkar, farelerle doldurup, sonra da ateşe verir ta ki fareler kaçacak yer bulamayıp çılgınlığını yemeye başlayana kadar. Vay.
Plesat ćemo sa živim štakorima na festivalu hrane.
Yemek festivalinde canlı sıçanlarla dans edeceğiz.
Prema kome, prema Stephenu ili štakorima koji će me dočekati na vratima?
Bu ne, Stephen veya sıçanlar mı beni kapıda karşılayacaklar? Neyse.
Nas su odabrali među svim štakorima i dali nam da okusimo blagosti kraljevske moći.
Dışarıdaki sıçanlar arasından bizi seçtiler ve majestelerinin değerli gücünü tırtıklamamıza izin verdiler.
Eksperimentirali su na nama kao na laboratorijskim štakorima.
Onlar laboratuar fareler gibi bize denedi.
Vidite operatera, obučenog Afrikanca sa svojim štakorima ispred njega koji su zapravo lijevo i desno.
Önünde tuttuğu faresini sağa sola yönlendiren eğitimli bir Afrikalı operatör görüyorsunuz.
I samo prikazivanjem tih uzoraka još jednom štakorima i provjeravajući još jednom rezultate, povećali smo postotak otkrivanja zaraze za više od 30 posto.
Ve sadece numuneleri farelere bir kez daha göstererek ve tekrar mikroskopi sonuçlarına dönerek vaka tespit oranını %30'un üzerinde arttırmayı başardık.
Da zaključim, volio bih reći, možete misliti da se u ovim projektima radi o štakorima, ali na kraju riječ je o ljudima.
Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: Bu projelerin tamamen farelerle ilgili olduğunu düşünebilirsiniz fakat eninde sonunda insanlarla ilgili.
Bruce Alexander, voditelj eksperimenta sa štakorima, tvrdi da kod ovisnosti uvijek govorimo o osobnom oporavku, što je u redu, ali više bismo trebali govoriti o društvenom oporavku.
Fare bahçesi deneyini yapan Bruce Alexander diyor ki; bağımlılıktan bahsederken daima bireysel iyileşmeden konuşuyoruz ve bu da doğru ama konuşmamiz gereken sosyal iyileşme
Stoga vas pitam: Koliko puta u minuti, oprostite, to je studija na štakorima, (Smijeh) Koliko se puta mjesečno introvertirani muškarci upuštaju u akciju?
Şimdi size soruyorum: Bir dakikada kaç kere -- pardon o bir fare araştırmasıydı - (Kahkahalar) Ayda kaç kere çiftleşmede bulunur içedönükler?
Ako to ponašanje zaustavite u jednoj eksperimentalnoj skupini, a dozvolite ga u drugoj, pa zatim štakorima date ogrlicu natopljenu mirisom mačke, oni će instinktivno pobjeći i sakriti se.
Bir deney grubunda bu davranışı durdurup diğer deney grubunda bu davranışa izin verdikten sonra bu sıçanlara kedi kokusuyla doldurulmuş bir tasma verdiğinizde, sıçanlar kaçıp saklanmaya programlanmıştır.
Kovčeg Jahvin staviše na kola i kovčežić sa zlatnim štakorima i s likovima svojih čireva.
İçinde farelerle urların altın benzerlerinin bulunduğu kutuyu RABbin Sandığıyla birlikte arabaya koydular.
2.0980520248413s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?