Prijevod od "zvala" na Turski


Kako koristiti "zvala" u rečenici:

Da nijedan dokaz koji me povezuje s bilo kakvom kriminalističkom udrugom, zvala se ona Mafija, Cosa Nostra ili kako god je željeli nazvati, nikada nije javno objavljen.
Bir komployla ilgim olduğunu gösteren bir kanıt, gerek Mafia veya Cosa Nostra gerekse başka bir isim altında olsun, kamuya asla açıklanmadı.
Duhovi vezani za zemlju, tako ih je moja baka zvala.
Yeryüzünden ayrılmayan ruhlar, büyük annem böyle derdi.
Policajčeva žena je zvala iz gornjeg dijela države New York i rekla kako misli da ga je vidjela na odmorištu.
Bir polis memurunun karısı New York'un hemen dışından aramış ve onu mola yerinde görmüş olabileceğini söylemiş.
Zvala sam te prije sat vremena.
Seni neredeyse bir saat önce aradım.
Zvala sam svaku turističku agenciju, rekla sam za ovu zemlju ili grad.
Bütün seyahat acentalarını aradım. Bir ülke ya da şehir mi bilemiyorum. - Ülke olamaz.
Vjerojatno ti je teško i zamisliti vezu baziranu na obostranom poštovanju u kojoj nema ni najmanje naznake onog, kako god ti to zvala, mazohizma.
Karşılıklı saygıya dayalı ve içinde ufak da olsa mazoşizmden... eser olmayan bir ilişkiyi hayal etmek senin için zor olmalı.
Sjećam se dok se zvala samo Kod jedne metle.
Tek Süpürge olduğu zamanları bile hatırlıyorum.
Bila si jednako blesava i prvi put kada si bila ovdje, zvala si je Zemlja čudesa, ako se dobro sjećam.
Hatırladığım kadarıyla, buraya ilk geldiğinde bir aptal gibi Harikalar Diyarı demiştin.
Zvala sam te i slala ti poruke.
Seni arıyordum. O kadar mesaj attım.
DŽEPAROŠ HARA Žrtva se zvala Barnaby Dawes.
Kurbanın adı Barnaby Dawes. YANKESİCİ ORTALIKTA DOLAŞIYOR
Provjerit ćemo, ali zašto bi zvala Beckera ni za što?
Tamam kontrol ederiz. Ama ortada bir şey yokken Becker'a haber verme.
Vi niste osoba koja me zvala, zar ne?
Beni arayan kişi sen değilsin, değil mi?
Znaš da se Bijela kuća zvala Predsjednička palača?
Beyaz Saray'a eskiden Başkanlık Sarayı dendiğini biliyor muydun?
Znam da Newhouse ne bi rekao ništa, pa pretpostavljam da vas je zvala moja mama, i zamolila vas da pričate sa mnom.
Yer almak istedi yüzden annem seni aramış olmalı, bu konuda ağzını kapalı atış ben Newhouse gitmedim biliyorum.
I da me više nikad nisi zvala.
Ve bir daha sakın beni arama.
Zvala sam to svojom godinom opasnog govorništva.
Bu yıla "tehlikeli konuşma yılım" diyorum.
Potom, čujte se s osobom koja vas je zvala na sastanak.
Sonra size daveti atan kişiyle görüşün. Heyecanla destek olacağınızı söyleyin,
Lamek uzme dvije žene. Jedna se zvala Ada, a druga Sila.
Lemek iki kadınla evlendi. Birinin adı Âda, öbürünün ise Sillaydı.
Abraham je sebi uzeo još jednu ženu; zvala se Ketura.
İbrahim bir kadınla daha evlendi. Kadının adı Keturaydı.
Kad je umro Baal Hanan, Akborov sin, vladaše Hadad. Ime je njegovu gradu bilo Pai. Žena mu se zvala Mehetabela. Bila je kći Matredova, iz Me Zahaba.
Akbor oğlu Baal-Hanan ölünce, yerine Hadat geçti. Kentinin adı Pauydu. Karısı, Me-Zahav kızı Matretin kızı Mehetaveldi.
Tri je godine kraljevao u Jeruzalemu; njegova se majka zvala Maaka, a bila je kći Abšalomova.
Yeruşalimde üç yıl krallık yaptı. Annesi Avşalomun kızı Maakaydı.
Kraljevao je četrdeset i jednu godinu u Jeruzalemu; njegova se baka zvala Maaka, a bila je kći Abšalomova.
Yeruşalimde kırk bir yıl krallık yaptı. Büyükannesi Avşalomun kızı Maakaydı.
Jošafatu bijaše trideset i pet godina kad se zakraljio; kraljevao je dvadeset i pet godina u Jeruzalemu; mati mu se zvala Azuba, a bila je kći Šilhijeva.
Yehoşafat otuz beş yaşında kral oldu ve Yeruşalimde yirmi beş yıl krallık yaptı. Annesi Şilhinin kızı Azuvaydı.
Manašeu je bilo dvanaest godina kad se zakraljio. Pedeset i pet godina kraljevao je u Jeruzalemu. Njegova se majka zvala Hefsi-Bah.
Manaşşe on iki yaşında kral oldu ve Yeruşalimde elli beş yıl krallık yaptı. Annesinin adı Hefsivahtı.
Jošiji je bilo osam godina kad se zakraljio. Kraljevao je trideset i jednu godinu u Jeruzalemu. Mati mu se zvala Jedida, kći Adajina, i bila je iz Boskata.
Yoşiya sekiz yaşında kral oldu ve Yeruşalimde otuz bir yıl krallık yaptı. Annesi Boskatlı Adayanın kızı Yedidaydı.
Joahazu bijahu dvadeset i tri godine kad se zakraljio. Kraljevao je tri mjeseca u Jeruzalemu. Njegova se majka zvala Hamitah, kći Jeremije, i bila je iz Libne.
Yehoahaz yirmi üç yaşında kral oldu ve Yeruşalimde üç ay krallık yaptı. Annesi Livnalı Yeremyanın kızı Hamutaldı.
Jerahmeel je imao i drugu ženu, zvala se Atara, koja je bila Onamova majka.
Yerahmeelin Atara adında başka bir karısı vardı; O da Onamın annesiydi.
Abišurova se žena zvala Abihajla, koja mu rodi Ahbana i Molida.
Avişurun Avihayil adında bir karısı vardı; ona Ahbanı ve Moliti doğurdu.
Makir je oženio Hupima i Šupima; sestra mu se zvala Maaka; ime drugome bilo je Selofhad, a Selofhad je imao kćeri.
Makir Huppimle Şuppimin kızkardeşi Maakayı karı olarak aldı. Makirin ikinci oğlunun adı Selofhattı. Selofhatın yalnız kızları oldu.
U Gibeonu su živjeli: praotac Gibeon, čija se žena zvala Maaka.
Givonun kurucusu Yeielfö Givonda yaşadı. Karısının adı Maakaydı.
Koliko sam vas zvala, a vi ste odbijali; pružala sam ruku, ali je nitko ne opazi.
Ama sizi çağırdığım zaman beni reddettiniz. Elimi uzattım, umursayan olmadı.
Imala je sestru koja se zvala Marija. Ona sjede do nogu Gospodinovih i slušaše riječ njegovu.
Martanın Meryem adındaki kızkardeşi, Rabbin ayakları dibine oturmuş Onun konuşmasını dinliyordu.
1.5583229064941s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?