Umarım iyi bir uçuş geçirmişsinizdir. - En iyisiydi.
Sir William Lucas, primjerice, vrlo je ugodan čovjek.
Sir William Lucas mesela. Kendisi çok hoş birisidir.
Nemam dara za ugodan razgovor s ljudima koje nikad prije nisam vidio.
Belki de teyzenizin öğütlerine kulak vermeli ve çalışmalısınız.
Ugodan dan, gđice Elizabeth, bilo mi je zadovoljstvo.
Zavallı Bay Darcy'ye ne yaptın böyle?
Juan Antonio je bio ugodan sa kurvama i mislio da su divni modeli.
Juan Antonio fahişelere karşı oldukça dostaneydi ve tam fotoğraflık olduklarını düşünüyordu.
Ugodan povratak u Four Seasons, gđice Bojanov.
Four Seasons Budapeşte'ye tekrar hoş geldiniz Bayan Boyanov.
Nadamo se da će vaš boravak biti siguran i ugodan.
Umarız kaldığınız sürece güvende ve rahat olursunuz.
Pretpostavimo da je tu bitan ugodan okus kao i utjecaj na zdravlje.
Sanırım bu seçimde önemli olan tat ve sağlık açısından uygunluk.
Prvi nedostatak je taj što je ugodan život, vaše iskustvo pozitivnih emocija - nasljedan; oko 50 posto je nasljedno i ne odviše promjenljivo.
İlk kusur, anlaşılan o ki keyifli hayat, olumlu duygu deneyiminiz kalıtsal, yaklaşık yüzde 50 kalıtsal, ve aslında pek değiştirilebilir değil.
Spomenuo sam da za sve tri vrste života, ugodan život, dobar život i smislen život, ljudi uporno nastoje naći odgovor na pitanje postoje li stvari koje trajno mijenjaju te živote?
Tüm bu üç tip hayattan bahsettim, keyifli hayat, iyi hayat, anlamlı hayat, insanlar şu soru üzerinde derin düşünüyor, bunlar yaşamları geri dönmemek üzere değiştiren şeyler midir?
Ako, u sljedećem desetljeću ili dva, tehnologija donese ugodan život, dobar život i smislen život, bit će to dovoljno dobro.
Ve eğer teknoloji gelecek bir ya da iki on yılda keyifli hayatı, iyi hayatı ve anlamlı hayatı yükseltebilecekse, bu yeterince iyi olacaktır.
i ovo je jednostavno ludo ugodan posao.
Ve bu yaptığım gerçekten çılgınca eğlenceli bir iş.
Čak i kad ljudi u trgovinama kažu: "Želim vam ugodan dan", i kada me slučajno pogledaju u oči.
Marketlerde insanların ''Güzel bir gün geçirmeniz dileği ile'' demeleri gibi. Ne zaman kazara gözlerimin içinde baksalar.
Vidje da je odmor ugodan, a zemlja lijepa, te leđa svoja pod teret podmetnu i na tlaku pristade.
Ne zaman dinlenecek iyi bir yer, Hoşuna giden bir ülke görse, Yüklenmek için sırtını eğer, Angaryaya katlanır.
Drugo janje prinesi u suton. S njim prinesi žrtvu prinosnicu s njezinom žrtvom ljevanicom kao i izjutra - na ugodan miris, žrtvu u čast Jahvi paljenu.
Öbür kuzuyu akşamüstü, beni hoşnut eden koku, yakılan sunu olarak, sabahki gibi tahıl sunusu ve dökmelik sunuyla birlikte bana sunacaksınız.
Neka svećenik odvoji od žrtve prinosnice dio kao spomen-žrtvu, pa neka ga sažeže u kad na žrtveniku - kao žrtvu paljenu Jahvi na ugodan miris!
Anma payı olarak tahıl sunusundan bir parça alıp yakılan sunu ve RABbi hoşnut eden koku olarak sunak üzerinde yakacak.
Prinosite ih Jahvi kao prvine plodova, ali neka se sa žrtvenika ne viju na ugodan miris.
Bunları ilk ürünlerinizin sunusu olarak RABbe sunabilirsiniz. Ancak RABbi hoşnut eden koku olarak sunak üzerinde sunulmamaları gerekir.
(6:8) Pošto jedan od njih zagrabi pregršt najboljeg brašna i ulja sa žrtve prinosnice i sav tamjan što bude na njoj, pošto to sažeže na žrtveniku kao spomen-žrtvu, ugodan miris Jahvi,
Kâhin üzerindeki günnükle birlikte tahıl sunusunun ince unundan ve zeytinyağından bir avuç alıp anma payı ve RABbi hoşnut eden koku olarak sunakta yakacak.
Neka svećenik izlije krv po Jahvinu žrtveniku koji se nalazi na ulazu u Šator sastanka, a loj spali na ugodan miris Jahvi,
Kâhin sununun kanını Buluşma Çadırının giriş bölümünde RABbin sunağı üzerine dökecek, yağını da RABbi hoşnut eden koku olarak yakacak.
Uz to žrtva prinosnica neka bude: dvije desetine efe najboljeg brašna zamiješena u ulju, kao paljena žrtva Jahvi na ugodan miris; a s njom ljevanica od vina neka bude četvrt hina.
Kuzuyla birlikte tahıl sunusu olarak yağla yoğrulmuş bir efa ince unun onda ikisi sunulacak. RAB için yakılan sunu ve Onu hoşnut eden koku olacak bu. Yakmalık sunuyla birlikte dökmelik sunu olarak bir hin şarabın dörtte birini sunacaksınız.
pa budete prinosili Jahvi paljenu žrtvu, paljenicu ili klanicu, zavjetnicu ili dragovoljnu žrtvu, ili žrtvu prigodom svojih svetkovina - praveći tako od krupne ili sitne stoke ugodan miris Jahvi
RABbi hoşnut eden bir koku yapmak için yakmalık sunu, özel adak kurbanı, gönülden verilen sunu ya da bayram sunusu gibi yakılan sunu olarak RABbe sığır ya da davar sunacaksınız.
i vina za ljevanicu prinesi trećinu hina na ugodan miris Jahvi.
Dökmelik sunu olarak da üçte bir hin şarap sun. Bunları RABbi hoşnut eden koku olarak sunacaksın.
a za ljevanicu prinesi pola hina vina kao paljenu žrtvu na ugodan miris Jahvi.
Ayrıca dökmelik sunu olarak yarım hin şarap sun. Yakılan bu sunu RABbi hoşnut eden bir koku olacak.
Svaki domorodac neka postupa ovako kad prinosi žrtvu paljenu na ugodan miris Jahvi.
‹‹ ‹Her İsrail yerlisi RABbi hoşnut eden koku olarak yakılan bir sunu sunarken bunları aynen yapmalıdır.
I ako koji stranac koji živi među vama, ili će biti među vašim potomcima, htjedne prinijeti žrtvu paljenu na ugodan miris Jahvi, neka radi kako i vi radite.
Kuşaklar boyunca aranızda yaşayan bir yabancı ya da yerli olmayan bir konuk, RABbi hoşnut eden koku olarak yakılan bir sunu sunarken, sizin uyguladığınız kuralları uygulamalıdır.
"Naredi Izraelcima i reci im: 'Točno u određeno vrijeme prinosite mi moje prinose, moju hranu - žrtve paljene meni na ugodan miris.'
‹‹İsraillilere buyur ve de ki, ‹Bana sunacağınız sunuyu -yakılan sunu ve beni hoşnut eden koku olarak sunacağınız yiyeceği- belirlenen zamanda sunmaya dikkat edeceksiniz.›
Trajna je to paljenica koja je već bila prinesena na Sinajskom brdu - žrtva spaljena na ugodan miris Jahvi.
Günlük yakmalık sunu, Sina Dağında başlatılan, RABbi hoşnut eden koku olarak yakılan sunudur.
Za paljenicu na ugodan miris Jahvi prinesite dva junca, jednoga ovna i sedam jednogodišnjih janjaca.
RABbi hoşnut eden koku, yakmalık sunu olarak iki boğa, bir koç ve bir yaşında yedi erkek kuzu sunacaksınız.
Za paljenicu na ugodan miris Jahvi prinesite: jednoga junca, jednoga ovna i sedam jednogodišnjih janjaca bez mane.
RABbi hoşnut eden koku, yakmalık sunu olarak kusursuz bir boğa, bir koç ve bir yaşında yedi erkek kuzu sunacaksınız.
A za paljenicu, spaljenu na ugodan miris Jahvi, prinesite: jednog junca, jednoga ovna i sedam jednogodišnjih janjaca bez mane.
Yakmalık sunu, yakılan sunu, RABbi hoşnut eden koku olarak kusursuz bir boğa, bir koç ve bir yaşında yedi erkek kuzu sunacaksınız.
Neka prinose žrtve na ugodan miris Bogu neba, neka mole za život kralja i njegovih sinova.
Öyle ki, Göklerin Tanrısını hoşnut eden sunular sunsunlar, ben ve oğullarım sağ kalalım diye dua etsinler.
Golubice moja, u spiljama kamenim, u skrovištima vrletnim, daj da ti vidim lice i da ti čujem glas, jer glas je tvoj ugodan i lice je tvoje krasno."
Kaya kovuklarında, Uçurum kenarlarında gizlenen güvercinim! Boyunu bosunu göster bana, Sesini duyur; Çünkü sesin tatlı, boyun bosun güzeldir.
da budem bogoslužnik Krista Isusa među poganima, svećenik evanđelja Božjega te prinos pogana postane ugodan, posvećen Duhom Svetim.
Ben Tanrının lütfuyla uluslar yararına Mesih İsanın hizmetkârı oldum. Tanrının Müjdesini bir kâhin olarak yaymaktayım. Öyle ki uluslar, Kutsal Ruhla kutsal kılınarak Tanrıyı hoşnut eden bir sunu olsun.
i hodite u ljubavi kao što je i Krist ljubio vas i sebe predao za nas kao prinos i žrtvu Bogu na ugodan miris.
Mesih bizi nasıl sevdiyse ve bizim için kendisini güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Tanrıya sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün.
Imam svega i u izobilju; namiren sam otkad po Epafroditu primih ono od vas, miris ugodan, žrtvu milu, ugodnu Bogu.
Benim her şeyim var, bolluk içindeyim. Epafroditusun eliyle gönderdiğiniz armağanları alınca bir eksiğim kalmadı. Bunlar güzel kokulu sunular, Tanrının beğenisini kazanan, Onu hoşnut eden kurbanlardır.
1.1594550609589s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?