Prijevod od "svjetiljke" na Turski


Kako koristiti "svjetiljke" u rečenici:

Uljem za svjetiljke, katranom, lojem, maslinovim uljem.
Lamba yağı, zift, mum yağı, zeytinyağı.
Podigao si me na ramena da mogu vidjeti paradu, ali bili smo ispod svjetiljke, i tako sam udarila glavom da sam vidjela zvijezde.
Mızıka alayını görebileyim diye beni omzuna almıştın ama bir lamba direğinin altında duruyorduk da kafamı öyle bir çarpmıştım ki yıldızları saymıştım.
Jedan aparat za varenje, dvije dzepne baterijske svjetiljke.
Elimizde bir kaynak aleti 2 tane de el feneri var.
Zar nismo prevazišli te božićne svjetiljke koje ne rade ako se jedna pokvari?
Bir ampul yüzünden, ışıkların söndüğü NoeI ışıklarının ötesine geçemedik mi?
Prije nego odemo dolje, instalirao sam mini-kamere na vaše svjetiljke.
Tamam. Bazılarınızın kafa fenerlerinin içine iğne deliği kameralar yerleştirdim. Bekle.
Imaš krevet, knjige, pisaći stol, stolicu, svjetiljke.
Yatağın, kitapların var. Masan, sandalyen ve lamban var.
Tako je izumio besplatne solarne svjetiljke.
O da ücretsiz bir güneş lambası icat etti.
Mogli bismo, na primjer, zamisliti uzgoj svjetiljke, stolice, auta ili možda čak i kuće.
Mesela, düşünün bir lamba, bir sandalye, bir araba ve belki de bir ev yetiştirdiğinizi.
Da vam prikažem ovo, prošao sam i pogledao sve vrste baterija koje proizvodimo, za automobile, za računala, za mobitele, za baterijske svjetiljke, za sve; usporedio sam to sa količinom električne energije koju svijet koristi
Bunu boyutlandırabilmek için gidip şimdiye kadar yapılagelmiş tüm pilleri inceledim. arabalar, bilgisayalar telefonlar, fenerler her şey için yapılmış pilleri. ve bunları dünyanın kullandığı toplam elektrik enerjisi ile karşılaştırdım
Napravi i sedam svjetiljaka za njih. Svjetiljke neka tako budu postavljene da osvjetljuju prostor sprijeda.
‹‹Kandillik için yedi kandil yap; kandiller karşısını aydınlatacak biçimde yerleştirilsin.
I postavi svjetiljke pred Jahvom, kako je Jahve naredio Mojsiju.
RABbin kendisine buyurduğu gibi, RABbin huzurunda kandilleri yaktı.
Neka zatim uzmu ljubičasto platno i pokriju svijećnjak za svjetlo i njegove svjetiljke, njegove usekače, njegove lugare i sve posude za ulje kojima se ono poslužuje.
‹‹Işık veren kandilliği, kandillerini, fitil maşalarını, tablalarını ve zeytinyağı için kullanılan kaplarını lacivert bir bezle örtecekler.
pet svijećnjaka s desne i pet s lijeve strane pred Debirom, od čistoga zlata; cvjetove, svjetiljke, usekače od zlata;
İç odanın girişine, beşi sağa, beşi sola yerleştirilen saf altın kandillikler, çiçek süslemeleri, kandiller, maşalar,
cvjetove, svjetiljke i usekače od zlata; bilo je to čisto zlato;
Çiçek süslemeleri, kandiller, maşalar. -Bunlar saf altındandı.
Zatvorili su trijemska vrata i potrnuli svjetiljke; nisu kadili kadom niti su prinosili paljenice u Svetištu Izraelova Boga.
Tapınağın eyvana açılan kapılarını kapattılar, kandilleri sönmeye bıraktılar. Kutsal yerde İsrailin Tanrısına buhur yakmadılar, yakmalık sunu da sunmadılar.
I ugušit ću među njima svaki glas radosti i veselja, klicanje zaručnika i zaručnice i klopot žrvnja i svjetlost svjetiljke.
Sevinç ve neşe sesini, gelin güvey sesini, değirmen taşlarının sesini, kandil ışığını onlardan uzaklaştıracağım.
"Tada će kraljevstvo nebesko biti kao kad deset djevica uzeše svoje svjetiljke i iziđoše u susret zaručniku.
‹‹O zaman Göklerin Egemenliği, kandillerini alıp güveyi karşılamaya çıkan on kıza benzeyecek.
Lude uzeše svjetiljke, ali ne uzeše sa sobom ulja.
Akılsızlar yanlarına kandillerini aldılar, ama yağ almadılar.
Tada ustadoše sve one djevice i urediše svoje svjetiljke.
Bunun üzerine kızların hepsi kalkıp kandillerini tazelediler.
Lude tada rekoše mudrima: 'Dajte nam od svoga ulja, gase nam se svjetiljke!'
‹‹Akılsızlar akıllılara, ‹Kandillerimiz sönüyor, bize yağ verin!› dediler.
"Nitko ne užiže svjetiljke da je pokrije posudom ili stavi pod postelju, nego je stavlja na svijećnjak da oni koji ulaze vide svjetlost.
‹‹Hiç kimse kandil yakıp bunu bir kapla örtmez, ya da yatağın altına koymaz. Tersine, içeri girenler ışığı görsünler diye onu kandilliğe koyar.
"Neka vam bokovi budu opasani i svjetiljke upaljene,
‹‹Kuşaklarınız belinizde bağlı ve kandilleriniz yanar durumda hazır olun.
Svjetlost svjetiljke u tebi više neće sjati! Glas zaručnika i zaručnice u tebi se više neće čuti! Jer trgovci tvoji bijahu velikaši zemlje i čaranja tvoja zavedoše sve narode;
Artık sende hiç kandil ışığı parlamayacak. Sende artık gelin güvey sesi duyulmayacak. Senin tüccarların dünyanın büyükleriydi. Bütün uluslar senin büyücülüğünle yoldan sapmıştı.
Noći više biti neće i neće trebati svjetla od svjetiljke ni svjetla sunčeva: obasjavat će ih Gospod Bog i oni će kraljevati u vijeke vjekova.
Artık gece olmayacak. Çıra ışığına da güneş ışığına da gereksinmeleri olmayacak. Çünkü Rab Tanrı onlara ışık verecek ve sonsuzlara dek egemenlik sürecekler.
0.45737791061401s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?