Sreća će se utisnuti, kad netko ruku pruži mi! Dim, dimnjaci!
Evin içinde, selam ver istersen ama muhtemelen el sallamaz.
Javi joj se, ali vjerojatno ona tebi neće.
CIA'in, El-Kaide için çalıştığımı düşündüğünü mü söylüyorsun?
Govoriš mi da jebena CIA misli da radim za Al-Qaedu?
Sainte Marina adasındaki NATO erken uyarı istasyonuna askeri nedenlerle el koyduk.
Zauzeli smo NATO stanicu na otoku St. Marina.
El Sapo hırsız falan değil, kiralık katil.
El Sapo je ubojica, ne preprodavač.
Ben ayak olduğunu sanmıştım ama el çıkması da onun kadar kötü sayılır.
Ja sam mislio da je stopalo, ali i to što je ruka jednako je loše.
Yıldızlardan uzanan büyük bir el görüyorum.
Vidim veliku ruku kako se pruža sa zvijezda.
Bir gemiye el koymaya geldiğini söylemişti.
Rekao je da je došao oteti brod.
Az önce CTU'dan Tony Almeida Meksika'da Cordilla virüsüne el koyamadıklarına dair bilgi verdi.
Almeida iz PTP-a javlja da se nisu domogli virusa Cordilla.
Charming Belediye Meclisi, Sanwa hakiminden önce olaya el attı.
Gradsko vijeće Charminga je podnijelo zahtjev sucu iz San Joae.
Görünüşe göre artık el ele tutuşmuyoruz.
Više se očito ne držimo za ruke.
Başkan Sawyer, İran Cumhurbaşkanı El Şerif'e Orta Doğu'dan tüm Amerikan askerlerini çekme sözü verdi ve bunun için G-8 ortaklarının yardımını istiyor.
Predsjednik predlaže iranskom kolegi Al-Sharifu povlačenje američkih trupa s cijelog Bliskog istoka i za to traži pomoć partnera iz G8.
Aster Şirketi'nden ayrıldığımda, bütün araştırmalarıma el koydular.
Kad sam napustio Aster, uzeli su moja istraživanja.
Kanunsuzla karşılaştık ve silahlarımıza el koydu.
Naleteli smo na Osvetnika, i on nam je uzeo oružje.
Banka birkaç gün önce el koydu.
Banka nam je oduzela kompaniju prije 2 dana.
Görevini tamamlamış, orduna el değmemiş şekilde güneye sür.
Vrati se na jug. Izvršit ćeš misiju, a vojska će ti ostati netaknuta.
10 el parmağı, 10 ayak parmağı.
Deset prstića na rukama. Deset na nogama.
Maddi durumun el vermiyorsa avukatın devlet tarafından atanacaktır.
Ako ne možete priuštiti odvjetnika, Jednom će se za vas.
diyordu. Üç gün sonra ise el yazısı ile yazılmış çok güzel, uzun bir mektup aldım gönderen arkadaşım ve ortağım Bill Clinton'dı. "Yeni restaurantında başarılar dilerim Al!"
Tri dana kasnije dobio sam lijepo, dugačko, rukom pisano pismo od svog prijatelja i partnera i kolege Billa Clintona u kojem je stajalo, "Čestitam na novom restoranu, Al!"
Bizim gördüğümüz insan kapıcılarından daha fazla algoritmiklere meşalenin el değişimidir.
Ono što sada vidimo je više predavanje štafete od ljudskih vratara ka algoritamskim.
Bazıları gururlu bir şekilde el kaldırıyorlar ve diyorlar ki "ben araba kullanmıyorum.
I nekoliko njih ponosno digne ruke i kaže, "Ja ne koristim automobil."
İkinci Dünya Savaşı boyunca Avrupa'dan çalarak, zorla el koyarak ve nadiren satın alarak bir çok tabloyu koleksiyonuna kattı.
Tijekom 2. svjetskog rata putovao je Europom kradući, iznuđujući i ponekad kupujući različite slike za svoju kolekciju.
Şimdi eğer Homo erektusun ne kadar süre ortada olduğuna, bu türün varlığına ait bazı tahminlerde bulunursak bu da her nesilde evebeynlerden çocuklara ve diğer izleyen kişilere kadar bu el baltasının yapım şeklinin değişmediği 40, 000 nesil anlamına gelir.
Ako pretpostavimo koliko je dugo živio Homo erectus, koje je bilo trajanje jedne generacije, to je oko 40.000 generacija prenošenih s roditelja na potomke, i uz druge pojedince, tijekom kojih se ta ručna sjekira nije promijenila.
Müzelerde veya dükkanlarda veya kamu alanlarında çalışan hayranlarımız hemen el sallarlardı son dakikada spontane ve bedava bir konser vermek istediğimde.
Obožavatelji koji rade u muzejima i trgovinama ili bilo kakvom javnom prostoru podržali bi nas kad bih ja odlučila održati spontane, besplatne koncerte.
yazmış. İlk görüştüklerimden biri Mısır'dan Umm El-Saad'dı.
Jedna od mojih prvih ispitanica bila je Umm El-Saad iz Egipta.
Umm El-Saad, Asma, Fayza ve Arap dünyasından diğer birçok kadın, daha iyi bir gelecek için en iyi yol olarak bildikleri eğitimle engellerin üstesinden gelmenin mümkün olduğunu gösterdiler.
Umm El-Saad, Asma i Fayza te mnoge druge žene u arapskom svijetu pokazuju da je moguće svladati prepreke i obrazovati se jer znaju da je to najbolji zalog za bolju budućnost.
Biz evrenin kudreti, yaşam gücüyüz. El becerilerimiz ve iki bilişsel zekâmız var.
Mi smo životna sila svemira sa spretnim rukama i dva spoznajna uma.
Makine öğrenme, kredi taleplerinden kredi riski değerlendirme, posta kodlarından el yazısı karakterleri okuyarak posta sınıflandırma gibi şeylerle başladı.
Počelo je procjenjivanjem kreditnog rizika sa zahtjeva za kredit i razvrstavanjem poššte čitanjem ručno napisanih pošštanskih brojeva.
diye düşünebilir. Ve evet, bu sistemde de doğal hareketler ve iki el kullanarak etkileşim kuruyorsunuz, vesaire.
Da, u pravu ste, interakcija se također odvija prirodnim pokretima, objema rukama itd.
Pek çok okul müfredatından el yapımına dair dersleri çıkarmaya başlamasından endişeliyim, çünkü sanat ve benzer dersler, benim sivrilebildiğim dersler olmuştur.
Uistinu me zabrinjava da su mnoge škole izbacile praktičnu nastavu jer likovni odgoj i slična nastava je ono u čemu sam se ja isticala.
El altindaki kartpostallarin uzerine yazdigimiz bu bes yolun, dunyaya herhangi bir seye mal olmadigini soyleyebilirim.
I tih pet načina, koje smo stavili na ove zgodne razglednice, rekao bih, ne koštaju ništa zemlju.
On dördüncü yıl Kedorlaomerle onu destekleyen öbür krallar gelip Aşterot-Karnayimde Refalıları, Hamda Zuzluları, Şave-Kiryatayimde Emlileri, çöl kenarındaki El-Parana kadar uzanan dağlık Seir bölgesinde Horluları bozguna uğrattılar.
U četrnaestoj godini digne se Kedor-Laomer i kraljevi koji su bili s njim te potuku Refaimce u Ašterot Karnajimu, Zuzijce u Hamu, Emijce na ravnici Kirjatajimu,
Hacer, ‹‹Beni gören Tanrıyı gerçekten gördüm mü?›› diyerek kendisiyle konuşan RABbe ‹‹El-Roi›› adını verdi.
A Jahvu koji joj govoraše nazva: "Ti si El Roi - Svevid Bog", jer - reče ona - "vidjeh Boga i nakon viđenja - još živim!"
El attığınız her işte başarılı olmak için bu antlaşmanın sözlerini yerine getirmeye dikkat edin.
(29:8) Držite i vršite riječi ovog Saveza da uspijevate u svemu što poduzmete.
Yiron, Migdal-El, Horem, Beytanat, Beytşemeş; köyleriyle birlikte toplam on dokuz kent.
Jiron, Migdal-El, Horem, Bet-Anat, Bet-Šemeš: devetnaest gradova s njihovim selima.
Kralın özel hizmetkârları, ‹‹Kral için genç, güzel, el değmemiş kızlar aransın›› dediler,
Rekoše tada momci što služahu kralja: "Neka se potraže za kralja mlade djevojke, djevice lijepa izgleda.
Eski sınır taşlarının yerini değiştirme, Öksüzlerin toprağına el sürme.
Ne pomiči prastare međe i ne prodiri u polje siročadi,
Bakın, kulum başarılı olacak; Üstün olacak, el üstünde tutulup alabildiğine yüceltilecek.
Gle, uspjet će Sluga moj, podignut će se, uzvisit' i proslaviti!
Bazıları Onu yakalamak istedilerse de, kimse Ona el sürmedi.
Neki ga čak htjedoše uhvatiti, ali nitko ne stavi na nj ruke.
Bunun üzerine birkaç kişiyi el altından ayartarak onlara, ‹‹Bu adamın Musaya ve Tanrıya karşı küfür dolu sözler söylediğini duyduk›› dedirttiler.
Onda podmetnuše neke ljude koji rekoše: "Čuli smo ga govoriti pogrdne riječi protiv Mojsija i Boga."
Artemis Tapınağının gümüşten maketlerini yapan Dimitrios adlı bir kuyumcu, el sanatçılarına bir hayli iş sağlıyordu.
Neki srebrar, imenom Demetrije, izrađivao je srebrne hramiće Artemidine i namicao obrtnicima nemalu dobit.
Ayak, ‹‹El olmadığım için bedene ait değilim›› derse, bu onu bedenden ayırmaz.
Rekne li noga: "Nisam ruka, nisam od tijela", zar zbog toga nije od tijela?
Ne var ki, İsa Mesihte sahip olduğumuz özgürlüğü el altından öğrenmek ve böylece bizi köleleştirmek için gizlice aramıza sızan sahte kardeşler vardı.
i to radi uljeza, lažne braće, koja se ušuljaše da vrebaju slobodu koju imamo u Kristu Isusu, ne bi li nas učinili robovima.
0.81362795829773s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?