Mogao bih stajati ovdje potpuno nag, i vikati iz sveg glasa, a nikoga ne bi bilo briga.
Burada çırılçıplak durabilirim ve istediğim kadar yırtınabilirim, kimse umursamaz.
Mislim da to ne bi bilo pametno.
Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Ništa mi ne bi bilo draže od toga.
Hiçbir şey bana daha fazla haz veremezdi.
Ništa mi ne bi bilo draže.
Onu evde yaparsın. Hiçbir şeyi böyle sevemezdim.
To ne bi bilo dobro za tebe.
Ama bu iş sana pahalıya patlar.
Zašto nešto ne bi bilo u redu?
Sorun? Neden bir sorun olsun ki?
To ne bi bilo tako loše, zar ne?
Çok da kötü olmazdı bu, değil mi?
Zar to ne bi bilo divno?
Oh, adamım, bu harika olmaz mıydı?
To ti ne bi bilo pametno.
Bence bu iyi bir fikir değil. - Neden?
To ne bi bilo loše, zar ne?
Fena olmaz değil mi, Bay Singer?
Zar to ne bi bilo zabavno?
Eğlenceli olmaz mıydı? Sakin ol, Amy.
Zar to ne bi bilo lijepo?
# Ne güzel olur değil mi? #
Zar to ne bi bilo super?
Bir de kazanırsak? Yani harika olmaz mıydı?
Zar to ne bi bilo bolje?
Öylesi daha iyi olmaz mı? - Hayır.
Što ne bi bilo u redu?
Ne sorun olabilir ki? Her şey yolunda.
To ne bi bilo dobro, zar ne?
Bu pek iyi olmaz, değil mi?
Zar to ne bi bilo zanimljivo?
Bu da epey ilginç olurdu tabii.
To ne bi bilo dobro za mene.
Bu nenim için pek de iyi olmaz.
Zar to ne bi bilo sjajno?
Ne kadar güzel olurdu değil mi?
Ne bi bilo prvi put, zar ne?
Bu ilk sefer olmayacak değil mi?
To ne bi bilo u redu.
Hayır Agnes. Bu yanlış bir davranış.
Rekao je da ne bi bilo dobro da razbije nekome čeljust prve bračne noći.
Düğün akşamında birinin çenesini kırarsam doğru olmaz demişti.
Mislim da to ne bi bilo mudro.
Bunun akillca bir hareket oldugunu sanmiyorum.
Ne bi bilo loše ako bi mogli zamahivati mačem.
Başka bir şey? - Kılıç sallayabilseler zararı olmaz.
Da ili ne bi bilo dovoljno.
Sadece basit bir evet ya da hayırdı.
Ako njegovim Željama ne bi bilo udovoljeno istog trenutka, dobijao je napad!
Talepleri hemen yerine getirilmezse... küplere biniyordu.
I svi svjetski pokazatelji govore nam da kad bismo svi to učinili, potrebe za alternativnim ne bi bilo.
Bütün dünyadaki tüm bu kanıtlar gösteriyor ki eğer bunların hepsini yaparsak alternatife ihtiyaç olmayacak.
Kad ne bi bilo ovog sadašnjeg trenutka, ne bismo imali prilike učiniti ništa niti išta iskusiti, tako da je sadašnji trenutak dar.
Eğer biz şimdiki ana sahip olmasaydık, hiçbir şey yapmaya veya denemeye fırsatımız olmazdı
No možda to ne bi bilo tako zahtjevno i tjeskobno kada ne bismo, za početak, vjerovali da najizvrsniji dijelovi našeg bića dolaze od nas samih.
Ama belki de bu kadar ızdırab dolu olması gerekmez: eğer baştan beri bu olayın olağandışı niteliğinin kendinden geldiğine inanmadıysan, bunun sadece hayalinin
Da su poznavali koncept iskrenosti prema sebi, tada to ja, najvjerojatnije, ne bi bilo sačinjeno od individualnog, već od kolektivnog.
Eğer birisinin kendi yoluna gitmesi konsepti onlarda olsaydı, o zaman o yol büyük ihtimalle, sadece kişisel bir yol olmazdı kollektif bir yol olurdu.
Odgovori mu Filip: "Za dvjesta denara kruha ne bi bilo dosta da svaki nešto malo dobije."
Filipus Ona şu yanıtı verdi: ‹‹Her birinin bir lokma yiyebilmesi için iki yüz dinarlık ekmek bile yetmez.››
Poslušni budite svojim glavarima i podložni jer oni bdiju nad vašim dušama kao oni koji će polagati račun; neka to čine s radošću, a ne uzdišući jer vam to ne bi bilo korisno.
Önderlerinizin sözünü dinleyin, onlara bağlı kalın. Çünkü onlar canlarınız için hesap verecek kişiler olarak sizi kollarlar. Onların sözünü dinleyin ki, görevlerini inleyerek değil -bunun size yararı olmaz- sevinçle yapsınlar.
2.6921060085297s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?