Prijevod od "olmazdı" na Hrvatski


Kako koristiti "olmazdı" u rečenici:

Ama eve gidip de, kendilerini öldürürlerse, o zaman bir şey olmazdı.
Osim ako ne bi otišli kući i sami se ubili. Tad se ništa ne bi dogodilo.
Nakit parayı yatağınızda bulsaydık davamız bu kadar güçlü durumda olmazdı.
Naš slučaj ne bi bio čvršći da nismo našli vaš novac u madracu.
# Ama aşkı bulsam hiç fena olmazdı hani #
# Ja stvarno želim ljubavnu vezu
Benim onlara olduğum gibi, bana vefalı olsaydılar bunların hiçbiri olmazdı.
Da to nisu učinili ništa od ovoga se ne bi desilo.
Wolverine hiçbir şekilde başkalarının prostat kanserinden korunmasına yardımcı olmazdı.
Wolverine nikada nije prikazao ni najmanji interes u pomaganju drugima da spriječe karcinom prostate.
Başka bir gitaristimiz olsa fena olmazdı.
Dobro bi nam došla glavna gitara. -Kako se zovete?
Isabel Rochev ve Başlıklılar'a ne yapabileceğimi göstermeden olmazdı.
Ne bez da Isabel Rochev i Kapuljačama odam što sam u stanju učiniti.
Daha kısa bir süre önce o adamı temelli gönderirdim ama bugün o bomboş adama bakarken hiçbir anlamı olmazdı diye göründü.
Ne tako davno, upokojio bih tog tipa, ali kad sam ga danas vidio takvog svog... praznog. Nisam vidio smisla.
Benim yaptığım askı olsa bir şey olmazdı.
Samo kažem, moja bi proteza držala.
Senin ya da Quinn'in ya da her ikinizin 'çocukla' yaptıklarım konusunda sorunlarınız varsa eğer siz işinizi düzgün yapsaydınız gerekli olmazdı.
Ako ti ili Quinn, ili oboje, imate nešto protiv toga, što sam odradila s "djetetom", ništa od ovoga ne bi se moralo samo da ste vi odradili svoj dio posla.
Öyleyse bile, bu bana ilk yalan söyleyişi olmazdı.
Ne bi mu bilo prvi put da mi laže u lice.
Konuşabilseydim bile, büyük ihtimalle kavrayabileceğiniz boyutta olmazdı.
Čak i kad bih mogao, vi to vjerojatno ne biste shvatile.
Bir yerlerde yaşadığını bilmek, onun umrunda olmazdı.
Ne bih ga gnjavio da sam znao da si negdje živ.
Çünkü erken bıraksaydım o kadar da komik olmazdı.
Jer ne bi bilo smiješno da sam prestao prerano.
Ama bana söylediklerinin yarısında bile ciddi olsaydın bu sorun olmazdı.
No ni to ne bi bilo važno da misliš išta što si rekao.
Demek istediğim; eğer burada çok fazla canlı insanımız olsaydı burası vahşi yaşam olmazdı öyle değil mi?
Mislim, kada bi smo ih imali žive, onda ovo ne bi bila divljina, zar ne?
Fırsatın varken onu öldürseydin bunların hiçbiri olmazdı.
Da si ubio tu prokletu stvar kad si imao priliku, ništa od ovoga se ne bi dogodilo.
Yani bir doğaüstü olayı tecrübe edebilseydim ya da tünelin sonundaki o anlık ışığı bir an bile olsa görebilseydim benden daha mutlusu olmazdı.
Mene ništa ne bi usrecilo kao doživljenje paranormalnog dogadaja, da vidim varljivo svjetlo na kraju tunela.
İşi halletmeme izin versen olmazdı, değil mi?
Nisi me mogao samo pustiti da sam to riješim?
Sanırım kötü adamlar da hayal ürünü olsalardı hiç fena olmazdı.
I ne bi to bio problem da su i zlikovci izmišljeni likovi.
Siz buna hayal kurma derseniz de sizin için tartışması pek de zor olmazdı.
Iako ne biste pogriješili ni da to nazovete pukom maštarijom.
Son birkaç yılda yaptığım çalışmalar sen olmadan mümkün olmazdı.
Bez tebe, moj rad posljednjih nekoliko godina ne bi bio moguć.
Aslında Sheldon, sana yardım etmeye çalışmasam hiçbiri olmazdı.
Sheldone, ne bi došlo do ovog da ti nisam probao pomoći.
Evren ilk oluştuğu zaman hidrojen biraz daha çok veya daha az olsaydı da hiçbiri olmazdı.
Ne bi došlo do ovog ni da je u nastanku svemira vodik bio manje ili više zastupljen.
Tüm bunları planlamış olsan sonuç bundan iyi olmazdı.
Cak i da si planirao ovo, ne bi ispalo bolje.
Eğer sen olmasaydın bunların hiçbiri olmazdı.
Ništa od toga se ne bi dogodilo da nije tebe.
Sitemde para kaybeden ve dolandırıldığını söyleyen... her kötü kumarbazdan bir dolar alsaydım, siteye ihtiyacım olmazdı.
Uz dolar za svakog lošeg kockara koji je kod mene izgubio i rekao da je prevaren, stranica mi ne bi trebala.
Bu fotoğrafı çekmeseydi elimde hiç bir şey olmazdı.
Da ga nije fotografirala, ne bih imala ništa.
Ancak benim de bu Bay Peter Van Houten ile görüşmek gibi bir isteğim var ama beni kitapla tanıştıran kız olmadan onunla tanışmam pek mantıklı olmazdı, değil mi?
Ali... i ja bih volio upoznati tog Peter Van Houtena, i mislim da ne bi imalo previše smisla upoznati ga bez djevojke koja me upoznala s njegovim djelom. Slažeš se?
Lou seninle aynı fikirde olmazdı bence.
Pa, čuj Lou se ne bi složio s tobom.
Çünkü Forstman'la yasadışı bir anlaşma yaptıysa bizim belgelerimizde olmazdı.
Ako je napravio prljavi posao sa Forstmanom, to ne bi bilo u tim dokumentima.
Her şey olmadığı gibi olacağından hiçbir şey olduğu gibi olmazdı."
Ništa ne bi bilo kakvo je, jer bi sve bilo kakvo nije.
Tanrılar olmasaydı herkes her şeyi yapabilirdi, hiçbir şeyin önemi olmazdı.
Pa, da nema bogova, onda bi svatko radio što želi i ništa ne bi bilo važno.
Canının istediğini yapabilirdin ve hiçbir şeyin gerçekliği olmazdı hiçbir şeyin anlamı veya değeri olmazdı.
Radio bi što želiš i ništa ne bi bilo stvarno i ništa ne bi imalo značenje ili vrijednost.
Durmadan sızlanan, söylenen çalışanlar böyle yerlede okuyan çocuklar gerçek bir işe hazır olamazdı. Doğru tutumları ve deneyimleri de olmazdı.
Te poslodavci koji se žale da djeca koja izlaze iz škole zapravo nisu spremna za pravi posao, nemaju prave stavove i iskustva.
Şimdi anlayabiliyorum, şu bir yasa için pek de cazip bir isim olmazdı: Milyonlarca Çocuk Geride Kalsın.
Dakle, razumijem da osobito privlačan naziv za zakon ne bi bio: "Milijuni zapostavljene djece".
Eğer bana briç koçumun tek söylediği "yeterli" olduğum olsaydı, daha fazla gelişme gösterebilme umudum hiç olmazdı.
Da je sve što mi je moja trenerica bridža ikad rekla bilo to da sam "zadovoljio", ne bih se nadao da ću ikad postati bolji.
Hiç öyle çok fazla parası olmazdı, ancak hayatta tanıdığım en zengin adamlardan biri olacaktı.
Nikad nije imao mnogo novca, ali bio je jedan od najbogatijih ljudi koje sam znao.
Ama bunların bir arkadaşın lafları olmadığını söylesem bu kadar çarpıcı olmazdı.
Bilo bi puno manje šokantno da vam kažem da joj to nije rekla prijateljica.
Ve hastalarımdan zaten bayağı bir bahsettim eğer ki ilişkilerinde sadakatsizliklerinde gösterdikleri cesaretin, hayal gücünün ve şevkin 10'da birini gösterebilselerdi beni görmelerine tahminen asla gerek olmazdı.
Mnogim sam svojim pacijentima rekla da kada bi u svoje veze unijeli desetinu smjelosti, mašte i elana koji ulažu u afere, vjerojatno mi ne bi imali potrebu dolaziti.
Eğer zayıf kuvvet biraz daha farklı olsaydı, yıldızların içinde karbon ve oksijen birleşmezdi ve evrende bunların hiçbiri olmazdı.
Da je slaba sila samo malo drukčija, ugljik i kisik ne bi bili stabilni u srcu zvijezda, i ne bi bilo ništa od toga u svemiru.
Eğer 1920'lerde her şeyi bildiğimizi düşünseydik, penisilin olmazdı.
Mogli se tako u 1920-ima; i nebiste imali penicilin.
Eğer birisinin kendi yoluna gitmesi konsepti onlarda olsaydı, o zaman o yol büyük ihtimalle, sadece kişisel bir yol olmazdı kollektif bir yol olurdu.
Da su poznavali koncept iskrenosti prema sebi, tada to ja, najvjerojatnije, ne bi bilo sačinjeno od individualnog, već od kolektivnog.
İsa, ‹‹Kör olsaydınız günahınız olmazdı›› dedi, ‹‹Ama şimdi, ‹Görüyoruz› dediğiniz için günahınız duruyor.››
Isus im odgovori: "Da ste slijepi, ne biste imali grijeha. No vi govorite: 'Vidimo' pa grijeh vaš ostaje."
Eğer gelmemiş ve onlara söylememiş olsaydım, günahları olmazdı; ama şimdi günahları için özürleri yoktur.
Da nisam došao i da im nisam govorio, ne bi imali grijeha; no sada nemaju izgovora za svoj grijeh.
Başka hiç kimsenin yapmadığı işleri onların arasında yapmamış olsaydım, günahları olmazdı. Şimdiyse yaptıklarımı gördükleri halde hem benden hem de Babamdan nefret ettiler.
Da nisam učinio među njima djela kojih nitko drugi ne čini, ne bi imali grijeha; a sada vidješe pa ipak zamrziše i mene i Oca mojega.
4.3836388587952s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?