Posadź tę swoją chudą dupę... bo, że tak powiem, znokautuję cię!
Waternoose'un suratını duvar yukarı çıktığında görmeliydin.
Żałuj, że nie widziałeś miny Moczyknura!
Çoğu insan mürenler hakkında bir şeyi bilmez onun olağanüstü güçlü bir hayvan olabileceğini düşünmez biraz gücü vardır derler ama bir adamın suratını bir mağaraya nasıl çeker?
Wielu ludzi o tym nie wie, ale mureny to niezwykle silne zwierzęta. Na tyle silne, że potrafią wciągnąć człowieka do podwodnej jaskini.
Bobby araya girdi ve o Bobby'nin suratını dağıttı.
Bobby stanął między nami... i dostał w twarz.
Yemin ederim, birisine bu filmi çektiğimi anlatırsan suratını dağıtırım.
Przysięgam na Boga, jeśli komuś powiesz o filmie, rozwalę ci czaszkę.
Senin o pis suratını burada bir daha görürsem seni içeri attırırım.
Pokaż tu swoją gębę, a każę cię aresztować!
O herifin suratını pullukla parça parça yapmakta çok haklı olurdun.
Byłbyś usprawiedliwiony zamieniając jego twarz w miazgę.
Bu patladığında orada olup o şeyin suratını görmek isterdim.
Chciałbym widzieć Teta, gdy nastąpi eksplozja.
Seni düzgün bir şekilde uğurlayıp içimizi rahatlatmamız gerekiyor çünkü denizde öleceksin ve suratını yengeçler yiyecek.
Musimy cię stosownie pożegnać, by nie pluć sobie w brodę, gdy zginiesz na morzu i kraby zjedzą ci twarz.
Şu ağacın orada kocaman bir "o tava suratını kapasana sen" var.
Widzisz ten worek z napisem "zamknij swoją płaską twarz"?