Tłumaczenie "adamlarının" na Polski


Jak używać "adamlarının" w zdaniach:

Adamlarının ölmesi de bu keşfin bir parçası mıydı?
A śmierć twoich ludzi była częścią tego zapoznania?
Senin ve adamlarının Omar'la çalışmasını istiyorum.
Chcę, żebyście ty i twoi chłopcy pracowali z Omarem.
Ben içeri girer, Barbossa ve adamlarının sandalla çıkışını sağlarım.
Kiedy Barbossa mnie zobaczy, wyśle za mną pogoń.
D.L.'nin bütün adamlarının bunlardan taktığını biliyorsun.
że wszyscy z ekipy D.L.'a nosili to.
Planladığın gibi adamlarının ikisi öldü ama biri hayatta ve cihaz onda.
Zgodnie z planem, dwoje z nich nie żyje, ale trzeci przeżył i zabrał ze sobą urządzenie.
Bazen Khal adamlarının aylardır adam akıllı savaşmadığına ve egzersiz yapmaları gerektiğine karar verebilir.
A czasem khal uznaje, że jego jeźdźcom brakuje porządnego boju - i potrzebują praktyki. /
İçinizde kimler bu mağara adamlarının hiçbir şey yapmadan korkak tavuklar gibi ciyaklayıp durduğunu düşünüyor?
Czy komuś tu się wydaje, że jaskiniowcy siedzieli z założonymi rękami, płacząc jak banda tchórzy?
Salvati ve adamlarının boynunu kim kırdı o zaman?
Więc kto skręcił karki Slavatiemu i jego kumplowi?
Babam, adamlarının ölümü için onları suçluyor.
Mój ojciec obwinia ich za niedawny atak, na jego ludzi.
Şu ana kadar senin adamlarının tek bir hava çatışmasına bile girdiklerini sanmıyorum.
Do tej pory nie widzę, by twoi ludzie zestrzelili kogoś w powietrzu.
Kanun adamlarının maaşını düşününce size çok iş düşüyordur.
Domyślam się, że stróże prawa nie zarabiają wiele.
Söyle bana, adamlarının parasını kim veriyor?
Powiedz mi, kim jest ten, który opłaca twoich ludzi?
Lakin adamlarının geri çekilmesi kolay affedilebilir bir şey değil.
Jednak ucieczki twoich ludzi nie można tak łatwo przepuścić.
Oğlanın ve adamlarının yersiz öfke yüzünden ölmesini istemiyorum.
Nie chcę, by chłopiec i jego ludzie padli ofiarami gniewu!
Adamlarının bir şey sezeceğini, bunun riskli olduğunu söyledi ben de sonrası için bir buluşma ayarladım.
/Stwierdził, /że byłoby to zbyt ryzykowne, więc ustaliłam spotkanie na później.
Adamlarının geri çekilmesi gerek artık, yoksa asla piste varamayız.
Twoi ludzie muszą się wycofać, bo inaczej nie uciekniemy.
Yarınki yürüyüşe katılmak için çoğunlukla beyaz ve din adamlarının yer aldığı ülke genelinde seyahat eden yüzlerce insan gördük.
Ludzie przybywają tłumnie, by dołączyć jutro do marszu. W większości to biali i duchowni.
Beş dakika konuşmak için üç gündür adamlarının peşinde koşuyorum.
Od 3 dni uganiam się za nim, żeby chwilę pogadać.
Turing'in çalışmaları bilim adamlarının "Turing Makineleri" diye adlandırdığı araştırmalara ilham kaynağı oldu.
Praca Turinga zainspirowała pokolenia do badań tego, co naukowcy nazywali "maszynami Turinga".
CIA yıllardır, binayı Federov'un adamlarının havaya uçurduğundan ve savaşı Federov'un başlatıp suçu Çeçen milliyetçilerine attığından şüpheleniyor.
Agencja od lat podejrzewa, że Federov rozpoczął wojnę wysadzając budynek z własnymi ludźmi a następnie zrzucił winę na czeczeńskich terrorystów.
Adrian Cross ve adamlarının elinde olduğunu düşünüyoruz.
/Ma je Adrian Cross i jego ludzie. - Jak do tego doszło?
Adamlarının korulukta kazdığı mezarlara attığı cesetlerden biri çalındı.
Ukradziono jedno z ciał ludzi, których zakopałeś w lesie.
Octavia, dağ adamlarının sinirlendiğini söyledi, artık o ne demekse.
Octavia mówi, że Górale są wkurzeni. Cokolwiek to oznacza.
Oğlum, onu adamlarının önünde bağırsaklarından ağzına kadar deşer.
Mój syn wypatroszyłby go na oczach własnych ludzi.
Jakobitler 2000 adamlarının bir kısmını kaybettiler.
Jakobici stracili około 2000 ludzi w tym regionie.
Dağ adamlarının orada bize yaptıklarını kumandana söyleyebilirsin.
Opowiesz dowódcy, co robią nam ludzie z góry.
Vahşi Batı'daki kanun adamlarının yarısı bizi arıyor zaten.
Połowa stróżów prawa na Zachodzie nas szuka.
Connor ve adamlarının tek yapması gereken şey o silahlara ulaşmak.
Wystarczy, że Connor się do niego zbliży.
Adamlarının bazısının başı Afganistan'da belaya girmiş.
Ich ludzie wpadli w tarapaty w Afganistanie.
Tek sorun adamlarının evde sürekli bir şeyler saklamasıydı.
Za wyjątkiem tego, co upychali w nim jego koledzy.
Sen ve adamlarının tatmin olmak için kampın dışında yaptıklarınız beni ilgilendirmez.
Co ty i twoi ludzie robicie żeby zaspokoić swoje potrzeby potrzeby poza obozem nie interesuje mnie.
Juan'ın dediği gibi bu, bilim adamlarının sinestezi dedikleri, duyular arasında sıradışı bir bağlantı durumudur.
Jak powiedział Juan, jest to zjawisko nazywane synastezją niezwykła walka pomiędzy zmysłami
Bayes'in yaptığı şey esasında bilim adamlarının dünyayı irdeleme şeklini olasılık yöntemini kullanarak karakterize etmek ve tanımlamak için matematiksel bir yol sunmaktı.
I to, co zasadniczo zrobił Bayes było dostarczenie matematycznego sposobu, przy użyciu teorii prawdopodobieństwa, by scharakteryzować, opisać, sposób w jaki naukowcy dowiadują się o świecie.
Ve tabii ki bilim adamlarının bir fikir birliğine sahip olmadığı sizi şaşırtmayacak.
Nie zaskoczy nikogo z was fakt, że zdania naukowców są podzielone.
bakabildiğinizi düşünün. Düşünün ki bu veriler ücretsiz, tüm ülkelerden erişilebilir, tüm vatandaşların, iş adamlarının, kanunları uygulayanların kullanımına
Wyobraźcie sobie jawne i bezpłatne dane, dostępne ponad granicami, zarówno dla obywateli, firm, jak i organów porządku publicznego.
Bu yeni bilgi ezberleri bozdu, kanıtları bulmaya devam etmek de bu bilim adamlarının takdiridir ancak başuçlarındaki bu bilgiyi tercüme etmeye başlamak da klinik tedavi uzmanlarına bağlı.
Ta wiedza to przełom, do naukowców należy szukanie dowodu, a w rękach klinicystów leży dziś interpretacja danych przy łóżku pacjenta.
Bir yandan bütün Batmenlerin, Örümcek Adamlarının ve süpermenleri adına da şunu söylemek istiyorum ki onları takdir etmelisiniz, çünkü kahraman kostümünün pantolon ağı kısmı gerçekten acıtıyor.
Tak na marginesie, chciałbym powiedzieć, w imieniu wszystkich Batmanów, Spidermanów i Supermenów świata, musicie ich docenić, bo ten kostium superbohatera strasznie ciśnie w kroku.
Belediye idaresinin, polisin ofislerine girdik basının ve iş adamlarının ofislerine, basitce "Ne zaman uyanacaksınız?" diye sorduk. "Her çocuğun potansiyelini farkedip
Wchodziliśmy do biur zarządu miasta, policji, prasy, firm. Mówiliśmy: „Obudźcie się i zobaczcie potencjał drzemiący w każdym dziecku.
Örneğin, Kafkaslarda mağara adamlarının kullandığı yerel araçlar bulunduğunda
Na przykład na Kaukazie znaleziono lokalne narzędzia neandertalczyków.
‹‹Baban Davutla adamlarının güçlü savaşçılar olduklarını biliyorsun. Kırda yavrularından yoksun bırakılmış bir ayı gibi öfkeliler. Baban deneyimli bir savaşçıdır, geceyi askerlerle geçirmez.
Nadto rzekł Chusaj: Świadomyś ojca twego i mężów jego, iż są mężni, i serca zajuszonego, jako niedźwiedzica osierociała w polu; do tego ojciec twój jest mąż waleczny, i nie będzie nocował z ludem.
Yoav kralın bulunduğu odaya giderek ona şöyle dedi: ‹‹Bugün senin canını, oğullarının, kızlarının, eşlerinin, cariyelerinin canlarını kurtaran adamlarının hepsini utandırdın.
A król nakrywszy oblicze swoje, wołał głosem wielkim: Synu mój Absalomie, Absalomie, synu mój, synu mój!
‹‹Bana Lübnandan sedir, çam, algumfç tomrukları da gönder. Adamlarının oradaki ağaçları kesmekte usta olduklarını biliyorum. Benim adamlarım da seninkilerle birlikte çalışsın.
Aby mi wygotowali drzewa co najwięcej; bo dom, który ja budować chcę, wielki ma być na podziw.
Kralın gemileri Hiramın adamlarının yönetiminde Tarşişefı giderdi. Bu gemiler üç yılda bir altın, gümüş, fildişi ve türlü maymunlarla yüklü olarak dönerlerdi. tavuskuşlarıyla››.
Albowiem okręty królewskie chodziły na morze z sługami Hiramowymi; raz we trzy lata wracały się też okręty z morza, przynosząc złoto, i srebro, kości słoniowe, i koczkodany, i pawie.
1.8944110870361s

Pobierz naszą aplikację z grami słownymi za darmo!

Połącz litery, odkrywaj słowa i wyzwij swój umysł na każdym nowym poziomie. Gotowy na przygodę?