Prijevod od "köşelerine" na Hrvatski

Prijevodi:

kolumnu

Kako koristiti "köşelerine" u rečenici:

Öyleyse, dedikodu köşelerine bir göz at.
Pa, pokušaj da pročitaš kolumnu sa tračevima.
Yıldızlar arasında çınlayan bir zil, yaratılışın bütün karanlık köşelerine kadar uzanmış.
'Zvono koje odzvanja među zvijezdama, 'i zvoni u svim mračnim kutovima njegovog postojanja.
Adamlarını dünyanın uzak köşelerine gönderdi. Ve atalarının hazinelerini gömdüklerinin söylendiği bir yer buldular.
Poslao je svoje Ijude u udaljene dijelovi svijeta... i našli su mjesto gdje su preci drevnih naroda zakopali... blaga svih vrsta.
Ve zaferini İmparatorluğun en ücra köşelerine kadar taşımıştır.
I tokom povijesti su utisnule svoj pečat u najzabačenijim kutovima Imperija.
Birlikte "Yaratılışın Işığı"nı oluştururlar. Evrenin en uç köşelerine hayat verebilirler.
Zajedno stvaraju takozvano svjetlo stvaranja koje može donijeti život do najdaljih krajeva svemira.
Lex, Sezarların oğullarını, imparatorluklarının en uzak köşelerine yolladıklarını biliyor muydun ki dünyanın işleyişini anlasınlar diye?
Lex, jesi li znao da su cezari slali svoje sinove u najudaljenije dijelove carstva kako bi se naučili poštivati način na koji svijet funkcionira?
Dünyanın en karanlık köşelerine, ısı ve ışığı götürebildiğinizi hayal edin.
Zamislite da možete donijeti svjetlo i toplinu u najmračnije dijelove svijeta.
Hayatımın son demlerine geldiğimde varımı yoğumu kaybedip, sokak köşelerine düştüğümde ve beni tanıyan ya da seven herkes bana küfrederken kendime ne diyordum biliyor musunuz?
A kad je sve došlo na sam kraj, i kad nisam imao kamo ni pišati, kad su me svi poznati proklinjali, znate što sam sebi rekao?
Hamsterdam'ın tepesine binmeye karar verdiğimiz anda kendi eski köşelerine geri dönecekler, değil mi?
Kad napadnemo Hamsterdam, opet će se rulja vratiti na uglove, je li?
İnsanoğlu, kurduğu imparatorluktan emin olarak sınırsız bir gönül rahatlığıyla dünyanın en ücra köşelerine kadar yayıldı.
Sa neizmjernim zadovoljstvom, ljudi su išli amo-tamo planetom uvjereni u naše vladanje nad ovim svijetom.
Çünkü bu-bu satırı bitişik kö-köşelerine kadar takip etmeliyim.
Zato što moram pratiti ovaj niz graničnih točaka.
Süleyman'ın irfanının dünyanın en ücra köşelerine yayılmasını sağlamak için.
Da prošire Salomonovu mudrost u sve kutke zemlje, gdje bi pobožni mogli biti u opasnosti.
Merkezinde dev bir karadelik vardır galaksinin en uzak köşelerine bile yüksek enerjili radyasyon yaymaktadır.
U njenom srcu, nalazi se super-masivna crna rupa isijavajući mlaz snažne radijacije.....na ogromne daljine, preko galaksije.
Sonra da dolaplarının en dip köşelerine atıyorlar ve cadılar bayramında kötü bir şaka olarak tekrar kullanıyorlar.
Onda ih bace u ormar, odakle izađu kao loša fora za Noć vještica.
Sen kalp cerrahısın, insan vücudunun tenha köşelerine aşina değilsindir.
Zaista cijenim tvoju pomoć. Znam da si doktor za srce, i nemaš često posla s tamnim kucima ljudskog tijela.
O kadın için herkesin ücra köşelerine bakarım ama ben de bitap düştüm.
Za tu ženu sam istražio svačija tamna mjesta. Na kraju sam snaga.
Ron modeli yapıyor, sonra da biz şeker süslerimizi ofisin köşelerine yerleştiriyoruz.
Ron izrađuje maketu, a onda ćemo slatkišima ukrasiti urede.
Evet, kanepenin köşelerine kaçan kırıntıları alırsın.
To je za usisavanje nepristupačnih mjesta.
Bunun anlamı da onların gelişi için bütün dolaplarıma çocuk kilidi takmam masa köşelerine koruyucu takmam ve evdeki tüm dergilerden kurtulmam gerekmezdi.
Što znači ne bih se pripremao za posjet ovog vikenda zaštitom svih ormarića od djece, osiguravanjem rubova stolova i rješavao se svakog časopisa.
Bundan sonra ağzından çıkacak kelimelere inanmazsam en ücra köşelerine ineceğim ve gerçekleri söküp çıkaracağım.
Ako ne povjerujem onome što kažeš, iščupat ću istinu iz tebe.
Daha önceden dünyanın farklı köşelerine gitmiştik.
Prije smo bili kao dva svijeta.
Bu evin belli köşelerine eski Yüce'lere ait eşyalar saklandı.
U kući su skriveni predmeti koji su pripadali bivšim Vrhovnicama.
Galaksi boyunca yolculuk ediyor evrenin en uç köşelerine kadar.
Namazi svoj put kroz galaksiju... na sam rub svemira.
WellZyn'ın araştırmaları onu ahlâkın karanlık köşelerine sıkıştırdı.
Istraživanja za WellZyn su ga vodila na same granice morala.
Şartlarını ihlal ettiğimizi hissederse yine sokak köşelerine bombalar yerleştirmeye başlayacaktır.
Ako on osjeća da se krši svoje uvjete, on će početi stavljanjem bombe na uglovima ulica ponovno.
Yol göstericinin sinyali dünyanın en karanlık köşelerine kadar ulaşacak.
Beacon je sirena poziv će se sada čuje U dubini svakog kutku ovog svijeta.
3 ay boyunca,...seni zihnimin en karanlık köşelerine ittim.
Tri mjeseca sam te gurao u najcrnji dio mog uma.
Dünyanın ücra köşelerine gitsen fena olmazmış gibi görünüyor.
Izgledaš kao da bi ti trebala koja tabletica.
Size eşi yeni Afganistan'dan gelmiş bir kadının hikayesini anlatabilirim, kadın iletişim denen şeyi canlandırmakta güçlük çekiyor, bu yüzden evin bazı köşelerine "Bana geri dön. Becerebildiğinde beni bul."
I tako vam mogu pričati o ženi čiji je muž došao iz Afganistana, i ima problema sa otkrivanjem te stvari koju zovemo razgovorom, i tako skriva ljubavna pisma po kući kako bi mu rekla, "Vrati mi se.
Veya size Dubuque, İowa'da kampüsünün köşelerine aşk metupları bırakan ve ertesi gün çabalarının bir çığ etkisi oluşturup, sokağa çıktiğında ağaçlardan sarkan, çalılara yerleştirilmiş, bankların üzerinde mektuplar gören kızın hikayesini anlatabilirim.
Ili djevojka koja odluči da će ostavljati ljubavna pisma na svom faksu u Dubuque, Iowi, kako bi utvrdila da je njen trud izazvao lančanu reakciju kada je izašla na trg i pronašla ljubavna pisma kako vise sa drveća, skrivena u grmlju i kod klupa.
Annemin fotoğrafa olan sevgisi onu dünyanın en uzak köşelerine götürdü, ailem ve ben de bu maceralarda ona katılacak ve onu destekleyecek kadar şanslıydık.
Majčina ljubav prema fotografiji vodila ju je do najudaljenijih predjela Zemlje, a moja obitelj i ja smo imali sreću pridružiti joj se i biti uz nju u tim avanturama.
RAB şöyle diyor: ‹‹Bir çoban aslanın ağzındaki hayvanın iki bacağını Ya da kulağının parçasını nasıl kaparsa, Samiriyede sedir köşelerine, Divan yastıklarına Kurulan İsrailliler de öyle kurtarılacak.
Ovako govori Jahve: "Kao kad pastir istrgne dvije golijeni ili komadić uha iz lavljih ralja, tako će se istrgnuti sinovi Izraelovi koji sjede u Samariji na rubu počivaljke i na divanima."
Onları Her Şeye Egemen RAB koruyacak. Düşmanlarını yok edecek Ve sapan taşlarıyla yenecekler. Şarap içmiş gibi içip gürleyecek Ve kurban kanı serpmekte kullanılan çanaklar gibi sunağın köşelerine dolacaklar.
Jahve nad Vojskama zakrilit će ih i oni će gaziti nogama kamenje praćaka, pit će krv kao da je vino, napojit' se kao škropilo, kao uglovi na žrtveniku.
0.42349410057068s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?