Ona će slobodno tumarati svijetom i zalaziti i u najtamnije kutke u nadi da će jednoga dana ponovno moći hodati pod sunčevom svjetlosti.
Kontes, dünyanın her yerini dolaşıp karanlık yerlerde özgürce avlanıyor günün birinde tekrar gün ışığına çıkabilmeyi umut ediyordu.
Zli Darth Vader, opsjednut željom da pronađe Skywalkera poslao je tisuće sonda u najudaljenije kutke svemira....
Kötülükler Lordu Darth Vader genç Skywalker'ı yakalamak için uzayın her köşesine uzaktan kumandalı keşif araçları gönderdi...
Oni su poput žohara, bježe u mračne kutke.
Onlar karafatma gibidirler, karanlık köşelere kaçışırlar.
Znala je utjerati strah u najskrivenije kutke duše.
Ruhunun derinliklerine korkunun nasıl yollanacağından anlıyordu.
...pokušaću da dosegnem najudaljenije kutke svijeta.
...dünyanın en uzak köşelerine ulaşmak için...
Da prošire Salomonovu mudrost u sve kutke zemlje, gdje bi pobožni mogli biti u opasnosti.
Süleyman'ın irfanının dünyanın en ücra köşelerine yayılmasını sağlamak için.
Ali onima bez magije, mandragora propara skrovite kutke duše, izvrčući nesvjesnost u samu sliku straha i terora.
Fakat büyü gücüne sahip olmayanların ruhlarının içine nüfus eder korku ve dehşet benliklerini yoldan çıkarır.
Mandragora propara skrovite kutke duše, izvrčući nesvjesnost u samu sliku straha i terora.
Adamkökü ruhların içine nüfus eder korku ve dehşet benliklerini yoldan çıkarır.
Njena neumorna potraga za hranom je vodi u najtamnije kutke šume... gdje vreba nevidljiva opasnost.
Durmak bilmeyen yiyecek arayışı onu tehlikenin gizlendiği ormanın en karanlık köşelerine doğru sürüklüyor.
I od tad stalno pronalazimo tamne kutke.
O günden beri de kendimize hep kuytu köşeler bulduk.
Neka te "bijeli konj" odvede u najskrovitije kutke ljudske mašte.
Belki kokain tozuna bürünmüş beyaz at seni insanoğlunun hayallerinin zirvesine ulaştırabilir.
Sivilo izvana prodrlo je u najdublje kutke Graceina uma.
"Gri hava Grace'in aklının en derin köşelerine nüfuz etti."
Proveo sam mnogo vremena u Finskoj u tvornici dizajna na Sveučilištu Aalto gdje imaju zajedničku trgovinu i zajednički Fablab, zajedničke mirne kutke, elektroničke prostore, rekreacijska mjesta.
Finlandiya'daki Aalto Üniversitesi'nin ortak dükkân ve ortak Fablabı, ortak sessiz mekanları, elektronik mekanları, teneffüs yerleri olan tasarım fabrikasında epey zaman geçirdim.
Paleontologija mi je omogućila da spojim svoju ljubav prema životinjama i želju za putovanjem u zabačene kutke svijeta.
Fosilbilim, dünyanın her köşesine gitme isteğim ile hayvanlara olan sevgimi bir araya getirebilmemi sağladı.
Znate, kultura je rođena iz mašte, a mašta -- mašta kakvu znamo, nastala je nakon što se naša vrsta izdignula iz praoca homo erectusa i, poboljšana sviješću, započela putovanje koje će je odvesti u sve kutke naseljivog svijeta.
Bildiğiniz gibi, kültür hayal gücünden doğmuştur ve bizim bildiğimiz şekliyle hayal gücü, türümüzün atası Homo erectus soyundan geldiği zaman ortaya çıkmıştır ve bilinçle aşılanarak dünyanın yaşanılabilir her köşesine taşınacağı bir yolculuğa başlamıştır.
1.5810689926147s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?