Prijevod od "fareye" na Hrvatski


Kako koristiti "fareye" u rečenici:

Dur, bir kutu fareye bakmak için partimi mi bırakıyorsun?
Odlaziš s moje zabave zbog kutije pune štakora?
Fareye benzer bir yaratık bir fıçının arkasında gizleniyor.
Neki tip što liči na dabra ti pretura po kutijama.
Bir yıl boyunca makinelere bağlı kalsa dahi bir fareye bile zarar veremez.
U dozi koja ne bi ubila ni hrčka pa da je vezan godinu dana za aparat.
Bunu doğrulamanın tek yolu fareye kızın kanından enjekte edip botülizm olmasını beklemek.
Jedini način da potvrdimo... ubrizgamo štakoru njezinu krv i čekamo da dobije botulizam.
O bir kadından çok, bir fareye benziyor.
Ona je takav miš od žene.
Ama bu çulluğun uzun bir kuyruğu vardı... ve daha çok büyük bir fareye benziyordu.
Ali ovaj snajp je imao dugacak rep i licio je više na ogromnog miša.
Bir denizanasının ışık yaymasını sağlayan bir gen, mesela bir fareye nakledilirse o farenin ışık yaymasını sağlar.
Na primjer, gen koji uzrokuje da meduza svijetli, kada se prenese u miša, napraviti će da i miš zasvijetli.
O fareye tıklayarak, silah ve altın toplayarak geçirilen üç bin saat.
Tri tisuće sati klikanja toga miša, skupljanja oružja i zlata.
Ama ben bir grup fareye bebek bakıcılığı yapan bir cerrahım.
Ali ja sam kirurg, koji čuva gomilu miševa.
Fareye röntgen ve tomografi mi çektin?
Napravio si rendgenski snimak i snimak skenerom na mišu?
Bir fareye adacık hücre cihazı takmak zorunda kaldım.
Upravo sam morala staviti napravu za stanice gušterače u miša.
Ağzımdan çıkan kelimeler... minik pembe fareye benziyor.
Riječ koja mi izlazi iz usta sliči na malog rozog miša.
Tacını her an başka bir fareye devredebilirsin.
Uvijek mogu nekom drugom štakoru predati tvoju operaciju.
Fareye iyi davranayım diye beni pohpohlamana gerek yok, Henry.
Ne moraš mi podilaziti, Henry, kako bih bila ljubazna prema mišici.
Sadler 5 dakikada ve 4 kere fareye tıklayarak kamyonu buluverdi.
Sadler ga je pronašao za 5 minuta i 4 klika mišem.
Senin dediklerinle bu fareye bir gen terapisi uyguladım ve eğer haklıysam iki ay daha uzun yaşayacak.
Dao sam ovaj miš ima gensku terapiju na temelju vašeg ulaza, a ako sam u pravu, on će živjeti i do dva mjeseca duže.
Arthur, eğer gen terapinin fareye etkileri hakkında haklıysan faren epey para edebilir.
Gledaj, Arthure, ako si u pravu što vaš genska terapija učinio tog miša, mogao biti vrijedan mnogo novca.
Sonra burada durup neden bir fareye Bird ismini koyduğumuzu hatırlamaya çalışacağız.
Samo ćemo stajati ovdje pokušavajući se sjetiti zašto smo nazvali štakora Bird.
O fareye, Buzpati çubuklarının kızılağaç olduğunu söyledin!
Ugodan dan. Rekao si onom mišu da su štapići od sladoleda drvo sekvoje! (redwood)
Kobranın fareye saldırmadan önce yaptığı şey gibi.
To isto kobra radi kobra mišu pre nego što napadne.
Kan örneklerini bir grup fareye enjekte ettiler.
Su injicirani uzoraka u skupini štakora.
Rapamycin'i alabilir ve bir fareye verebilirsiniz...... 60 yaş bir insan içinde, bir fare içinde...... oldukça büyük bir yaştır,...... eğer bir fareye rapamycin verirseniz,...... fare uzun yaşayacaktır.
I možete uzeti rapamycin i dati ga mišu čak i kad je relativno star, recimo kao 60 ljudskih godina, to je staro za miša -- ako mišu date rapamycin, živjet će dulje.
Fareye her bir tık ve ekrana her bir dokunuşla birlikte dijital ormanlardan geçerek seyahat ettiğimiz her yere kişisel bilgilerimizin kırıntılarını bırakarak Hansel ve Gratel gibi oluyoruz.
I svakim klikom miša i svakim dodirom ekrana, mi poput Ivice i Marice ostavljamo mrvice naših osobnih informacija posvuda gdje idemo digitalnom šumom.
Onları fareye enjekte ediyoruz, sağ taraftakiler ve hiçbiri tümöre dönüşmüyor.
Ubrizgamo ih u miša, one na desnoj strani, i nijedna neće postati tumor.
Diğerlerini fareye enjekte ediyoruz, yüzde 100 tümör.
Ubrizgamo druge u miša i 100% postanu tumori.
ya da "fareye çöreği ver", çift-nesneli datif,
ili „Dajte mišu mafin“, dativom s dvostrukim objektom,
Bu yüzden, bir çöreğin bir yere gitmesine neden olan bir olay düşündüğünüzde -- çöreğe bir şey yaptığınızda (etki ettiğinizde) -- "Çöreği fareye ver" dersiniz.
Kada percipiramo događaj kojim utječemo na „mafin“ -- kada radimo nešto mafinu -- kažemo „Daj mafin mišu“.
"Farenin birşeye sahip olması" olarak yorumlarsanız, Fareye bir şey yapıyorsunuz ki bunun için de, "Fareye çörek ver" diye ifade ediyorsunuz.
Kada događaj percipiramo kao „uzrokujte da miš ima nešto“, tada utječemo na miša, te stoga koristimo „Dajte mišu mafin“.
Evet, ilk olarak, internetteyken sayfayı aşağı doğru kaydırmak istediğinizde fareye elinizi atmayın ve kaydırma tekerini kullanmayın.
Prvo, kad ste na internetu i želite se pomaknuti prema dolje, ne koristite miš i kliznu traku.
Bu çorba, daha önce bir fareye ait olan bir beynin tüm hücre çekirdeklerini barındırıyor.
Ova juha sadrži sve jezgre koje su bile mišji mozak.
Aynı anda, hiçbir ışık görmemiş olan ikinci fareye zihinsel bir mesaj gönderiyor, ve ikinci fare denemelerin %70’inde retinasına hiçbir ışık gelmeden soldaki manivelaya basıp ödülü alıyor.
U isto vrijeme šalje mentalnu poruku drugom štakoru koji nije vidio nikavo svjetlo, i drugi štakor, u 70 posto slučajeva će također pritisnuti lijevu polugu i dobiti nagradu bez da je ikad iskusio svjetlo na mrežnici.
neler olduğunu görebiliriz. Eğer obez bir fareden mikroplarını alıp, kendi mikroplarından başka mikrop olmadan kendi baloncuğunda yaşamış olan genetik olarak normal bir fareye aktarırsak, normal bir fareden almış olacağı
Kad uzmemo mikrobe sa pretilog miša i presadimo ih u genetski normalnog miša koji je uzgojen u mjehuru bez vlastitih mikroba, postaje deblji nego ako ih dobije od običnog miša.
Ama kök hücre araştırmacısı Tom Rando 2007'de, bir fareye ait yaşlı bir kasın genel dolaşımda genç bir kana maruz bırakıldığında gençleştiğini söylemiştir.
Ali ono što je Tom Rando, istraživač matičnih stanica, izvijestio 2007. je da stari mišić miša može biti pomlađen, ako se izloži mladoj krvi zajedničkim optokom.
Genç fareye bağlandığında, bu modele göre aslında yaşlı beyne giden hücre yoktur.
Dakle, kada ih povežemo zapravo nema stanica koje ulaze u stari mozak, u ovom modelu.
Eğer obez fareye angigenez inhibitörü verirseniz, fare ağırlık kaybediyor.
Ukoliko pretilog miša tretirate angiogenetskim inhibitorom, on izgubi na tjelesnoj masi.
1.0587220191956s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?