Savaşı kaybetmiş olabiliriz ama espri anlayışımızı kaybetmedik.
Možda jesmo izgubiIi rat no nismo izgubiIi smisao za humor.
İyi espri anlayışına sahip ve büyüleyici bir güzelliğe sahip bir hanım.
Žena razoružavajućeg humora i magična osmijeha.
İyi bir espri anlayışına ve büyüleyici bir güzelliğe sahip bir hanım.
Ženu razoružavajućeg humora i očaravajućeg osmijeha.
Espri anlayışına bir şey olmadığı belli, ki o burada.
Još imaš smisao za humor. To je ovdje.
Ve bir espri yapıldığında genellikle ilk gülen kişisindir.
I obično si prva osoba koja se nasmije na vic.
O zaman sanırım espri konusu olan ben olacağım sonunda.
Pa onda pretpostavljam... Šala će na kraju biti na moj račun.
İşte bu yüzden ölçülebilir bir espri anlayışın hiç olmadı Shelly.
To je zato sto nemas merljivi smisao za humor, Shelly.
Hem espri anlayışın var hem de aşçılığın.
Ah, smisao za humor i još kuha.
Bu espri bir yıl önce komik olmaktan çıktı Hoosier.
To vec dugo nije smijesno, Hoosier.
Bu topluluk için fazla hippice bir espri olmuş olabilir.
Možda je ta šala malo neumjesna za ovu publiku.
Cemaatimdeki kişiler genellikle espri kabiliyetimin çok yetersiz olduğunu söylerdi.
Članovi moje pastve, često bi mi znali reći, kako mi je smisao za humor, jetkiji no je potrebno.
Espri anlayışının bulunmaması İskandinav genlerinde var zaten.
Istina je da Nordijci nemaju smisla za humor.
Belki de Arkadaşın Gunderson'ın IKEA'ya gidip espri anlayışı alması gerekiyordur.
Možda bi tvoj prijatelj Gunderson trebao svratiti u IKEU da pronađe izgubljeni smisao za humor.
Kenny'de kaş maş kalmadı fazla saçı da kalmadı espri anlayışı da yandı gitti.
Keni je ostao bez obrva... sa malo kose... i bez osjećaja za humor.
Bu ırkçı espri anlayışın çok hoşuma gidiyor ama kız geldiğinde dinimle dalga geçmesen olur mu?
Znaš, sviđa mi se tvoj rasisticki humor, ali ima li šanse da se ne rugaš mojoj religiji dok je ona tu?
O zaman da espri yapacak mısın?
Bi li se i onda sprdali?
Tamam, ben espri yapabiliyorum ama sen olayı bitirmişsin.
Serem, da. Ali, mislim, da dobijete govno učinio.
Espri yaparak sıyrılamazsın bu işten, Sutter.
Nećeš šala vaš izlaz iz ovoga, Sutter.
Kahverengi olduğunu biliyorum ama kızımın espri anlayışı işte.
Znam da je smeđ, ali mojoj kćeri je to bilo smiješno.
Bir adamla görüşüyorum ama adamda espri anlayışı yok.
Izlazim s ovim tipom... nema smisla za humor. Kap koja prelijeva čašu.
Sana espri yapacak başka birini bulabilirsin.
Možda nađeš nekoga da ti priča viceve.
Daha 24 saat olmadı ve sen espri mi yapıyorsun?
Manje od 24 sata i ti si se šalio?
Açıkçası önceki hâlini tercih ederim, espri anlayışı vardı o zamanlar.
Da budem iskrena, bio mi je draži prije; tada je imao smisao za humor.
Evet, bizim kuzeyli boktan espri anlayışımız işte böyle.
To je naš sjevernjački usrani humor.
Çok karanlık bir espri anlayışları olabiliyor.
Mogu imati veoma crni smisao za humor.
Bir fuarda adamın teki kinayeli espri yaptı diye adamın burnunu kırmıştı.
Slomio je nos čovjeku jer je bio sarkastičan u luna parku.
Normalde espri falan yapardım ama bu muhteşem.
Obično bih se sprdala, ali ovo je sjajno.
Meğerse 50 Cent'te espri ya da ironi anlayışı yokmuş.
Ispada da 50 Cent nema naročitog smisla ni za humor ni za ironiju.
Espri konusu. "Baksana, bir de Altın Smokin'i denesek ya."
Komično je. Pokušajmo izvesti Zlatni smoking.
Buradan sağ çıkamayan tek şey insanın espri anlayışıdır.
Odavde se nikad ne izađe sa smislom za humor.
Bir cücenin boyuyla ilgili espri yapan herkes kendini bir cücenin boyuyla ilgili espri yapan tek kişi sanıyor.
Svi koji zbijaju šale o visini patuljka misle da su jedini koji su ikada zbijali takve šale.
Sizde hiç espri anlayışı yok be.
Vi ljudi zbilja nemate smisla za humor.
Tanıyanlar harika bir espri anlayışım olduğunu bilirler.
Oni koji me znaju znam da ima smisao za humor.
Espri anlayışı dışında her şeyi olan bir erkek kendisi.
Dečko već ima sve osim smisla za humor.
Ancak ilginç bir şekilde, onların da bir espri anlayışları var.
Ali zanimljivo, imaju smisao za humor.
Zekasını kaybettiğini gördüm, espri anlayışını, dil yeteneklerini, ama şunu da gördüm: beni seviyor, çocuklarımı seviyor, kardeşimi, annemi ve bakıcılarını seviyor.
Vidjela sam kako gubi svoj intelekt, smisao za humor, svoje jezične vještine, ali vidjela sam i da voli mene, voli moje sinove, voli mog brata i moju mamu i svoje njegovatelje.
(Gülüşmeler) Böylece biraz kendi içimde bir espri ve gönüllü bir provokasyon olarak başlayan şey konu hâline geldi.
(Smijeh) Ono što je počelo kao moja šala sa samom sobom i namjerna provokacija postalo je "nešto".
Eğer bu siz değilseniz, sırf harika bir satıcı olduğu için akrabanızı veya çok güzel espri yaptığı için komşunuzu işin içine karıştırmayın.
Nemojte pokušati imitirati šogoricu samo zato što je dobra prodavačica ili svoga susjeda koji zbija odlične šale ako niste takvi.
Arkadaşları onunla dalga geçiyor, ona espri olsun diye Rusça ders kitabı veriyorlardı çünkü onun hiçbir dili konuşamayacağı kanısındaydılar.
Prijatelji su mu se rugali i iz šale mu dali ruski udžbenik jer su mislili da nikad neće naučiti taj jezik, ni ijedan drugi.
(Gülüşmeler) Bir kaç sene sonra, büyük bir kemancı Jascha Heifetz hakkında bir espri duydum.
(Smijeh) Nekoliko godina kasnije čula sam vic o najvećem violinistu, Jaschi Heifetzu.
Ve yaptıgımız şudur; espriyi nörolojik bir araştırma aracı olarak kullanırız. espri duygusunu (humor) açıp kapatarak, Bir şakadaki düğüm noktasını kapatıp açarak. şimdi komik. Evet şimdi daha da komik!
A ono što mi činimo jest da humor korisimo kao neku vrstu neuroznanstvene sonde, uključujući i isključujući humor, okrečući potenciometar za šalu -- sad nije smješno... o, sad je smješnije...
1.3074531555176s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?