Ollie je moj upravitelj, kao što sam je bio Mormontov.
Ollie benim yaverim oldu. Benim Lord Kumandan Mormont'a olduğum gibi.
Upravitelj dvora Elijakim, sin Hilkijin, pisar Šebna i savjetnik Joah, sin Asafov, dođoše k Ezekiji, razdrijevši haljine, i saopćiše mu riječi velikoga peharnika
Sonra saray sorumlusu Hilkiya oğlu Elyakim, Yazman Şevna ve devlet tarihçisi Asaf oğlu Yoah giysilerini yırttılar ve gidip komutanın söylediklerini Hizkiya'ya bildirdiler.
Upravitelj William Smithers neka se javi u konferencijsku dvoranu na razini A.
Müdür William Smithers A Katındaki konferans salonuna çağrılıyor.
187, upravitelj William Smithers... rođen 14. veljače 1967. godine... umro 4. kolovoza 2032. godine.
187, Müdür William Smithers doğumu 14 Şubat 1967 ölümü 4 Ağustos 2032.
Ali, ne možeš istovremeno biti zabavan i biti upravitelj osnovne škole.
Ama aynı zamanda komik olup, bir ilkokulun müdürü olamazsın
I kako je upravitelj Pope činio usluge Scofieldu, jer mu je ovaj pomagao u privatnim poslovima, i tako mu omogućio kretanje zabranjenim područjima, gdje je mogao doći do ključa ambulante.
Ve Müdür Pope'un Scofield'a, kendi kişisel işlerinde yardım etmesine karşılık yaptığı kıyaklardan bahsedeceksin. Bundan dolayı da, revirin anahtarını alabilmesi için gerekli yerlere girmiş olabileceği ihtimali üzerinde duracaksın.
Dopustio si da umre bogati bolnički upravitelj, da bi spasio nekog klinca.
Bir sokak çocuğunu kurtarmak için milyarder vakıf yöneticisinin ölümüne sebep oldun. - Bir karar verdim.
Ted Hendricks, upravitelj u prijelaznom razdoblju.
Adım Ted Hendricks, geçiş süreci boyunca yeni müdür benim.
Nisam bio upravitelj u Noćnoj straži ili sin Randylla Tarlyja, ništa od toga.
Gece Nöbeti'nde bir yaver değildim veya Randyll Tarly'nin oğlu değildim.
Moj stari šef, T. Brooks Ellis, upravitelj projekta "Ljudski genom".
Eski patronum T. Brooks Ellis. İnsan Genomu Projesi'nin yöneticisiydi.
Upravitelj kaže da se ne smijem miješati u poslovne stvari.
Hastane müdürü, iş meseleleriyle kendimi yormamamı söyledi.
Upravitelj Volmer kaže da sam poseban slučaj.
Müdür Volmer benim özel bir vaka olduğumu söylüyor.
Kao što je upravitelj objasnio, neki pacijenti dožive vizije tijekom ovog tretmana.
Müdür açıklamıştı bazı hastalarımız bu tedavi esnasında sanrılar görebiliyor.
Upravitelj Volmer kaže da će tata doći po mene kad mi bude bolje.
Müdür Volmer, babamın ben iyileştiğimde geleceğini söylüyor.
Upravitelj Volmer je jako cijenjeni čovjek.
Müdür Volmer çok saygın bir adamdır.
Počeo je kao seoski upravitelj, a do vremena kad je ušao u Politbiro, upravljao je sa područjima ukupne populacije 150 milijuna ljudi i kombiniranim GDP-om od 1.5 trilijuna dolara.
Muhtar olarak başladı, ve Politburo'ya girinceye kadar, toplam nüfusu 150 milyon olan bölgeleri yönetti ve 1.5. trilyon Amerikan doları GDP topladı.
Kad sam rekao da je izmakla kontroli, ja sam bio upravitelj zatvora.
İşler çığrından çıktı dediğimde hapishane yetkilisi bendim.
Zato ne znaju uzima li upravitelj njihovog fonda 0, 1 posto, ili 0, 15 posto od njihovih ulaganja, ali zato skupljaju kupone kako bi uštedjeli par kuna na pasti za zube.
İşte bu yüzden portföy yöneticisinin kendi yatırımlarından yüzde 0.1 mi 0.15 mi aldığını bilmezler, ama diş macunundan bir dolar kar etmek için kupon keserler.
Tako upravitelj tamnice preda u Josipove ruke sve utamničenike koji su se nalazili u tamnici; i ondje se ništa nije radilo bez njega.
Bütün tutsakların yönetimini ona verdi. Zindanda olup biten her şeyden Yusuf sorumluydu.
Budući da je Jahve bio s njim, upravitelj tamnice nije nadgledao ništa što je Josipu bilo povjereno: Jahve bijaše s njim, i što god bi poduzeo, Jahve bi to okrunio uspjehom.
Zindancıbaşı Yusuf'un sorumlu olduğu işlerle hiç ilgilenmezdi. Çünkü RAB Yusuf'la birlikteydi ve yaptığı her işte onu başarılı kılıyordu.
Ahišar, upravitelj dvora; Eliab, sin Joabov, zapovjednik vojske; Adoram, sin Abdin, nadstojnik za tlaku.
Saray sorumlusu: Ahişar. Angaryacıların başı: Avda oğlu Adoniram.
Ali Jahve udari kralja i ostade on gubav do smrti. Stanovao je u odvojenoj kući. Kraljev sin Jotam bio upravitelj dvora i sudio je puku zemlje.
RAB Kral Azaryayı cezalandırdı. Kral ölünceye kadar deri hastalığından kurtulamadı. Bu yüzden ayrı bir evde yaşadı. Sarayı ve ülke halkını oğlu Yotam yönetti.
Kralj Uzija ostade gubav do smrti i stanovaše u odvojenoj kući, jer bijaše odstranjen od Doma Jahvina; njegov je sin Jotam bio upravitelj kraljevskoga dvora i sudio je puku zemlje.
Kral Uzziya ölünceye kadar deri hastalığından kurtulamadı. Bu yüzden ayrı bir evde yaşadı ve RABbin Tapınağına sokulmadı. Sarayı ve ülke halkını oğlu Yotam yönetti.
Zatim su upravitelj Rehum i tajnik Šimšaj napisali kralju Artakserksu slijedeće pismo protiv Jeruzalema
Vali Rehum ile Yazman Şimşay Kral Artahşastaya Yeruşalimi suçlayan bir mektup yazdılar. Mektup şöyleydi:
upravitelj Rehum, tajnik Šimšaj i ostali drugovi njihovi: perzijski suci, poslanici, činovnici; Arkevajci, Babilonci, Suzanci - to jest Elamci
‹‹Vali Rehum, Yazman Şimşay ve öbür çalışma arkadaşları, yargıçlar, yöneticiler, görevliler, Persler, Erekliler, Babilliler, Elam topraklarından gelen Sus halkı,
I od dana kad mi je kralj naredio da budem upravitelj u zemlji Judinoj, od dvadesete do trideset i druge godine kraljevanja Artakserksa, za dvanaest godina ja i moja braća nismo nikada jeli upraviteljskog kruha.
Yahudada valilik yaptığım on iki yıl boyunca, ilk atandığım günden son güne kadar, Artahşastanın krallığının yirminci yılından otuz ikinci yılına dek, ne ben, ne kardeşlerim valiliğe ayrılan yiyecek bütçesine dokunmadık.
Joel, sin Zikrijev, bio je njihov zapovjednik, i Juda, sin Hasenuin, drugi upravitelj grada.
Zikri oğlu Yoel onlara önderlik ediyordu, Hassenua oğlu Yahuda ise kentte vali yardımcısıydı.
K njemu iziđe upravitelj dvora Elijakim, sin Hilkijin, pisar Šebna i savjetnik Joah, sin Asafov.
Saray sorumlusu Hilkiya oğlu Elyakim, Yazman Şevna ve devlet tarihçisi Asaf oğlu Yoah onu karşılamaya çıktı.
"Ovako govori Jahve nad Vojskama: 'Ako budeš mojim putovima hodio i mojih se pridržavao naredaba, ti ćeš biti upravitelj u Domu mojemu, čuvat ćeš moja predvorja i dat ću ti pristup među one koji ondje stoje.
‹‹Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Eğer yollarımda yürür, verdiğim görevleri yerine getirirsen, tapınağımı sen yönetecek, avlularımı sen koruyacaksın. Sana burada duranların arasına katılıp huzuruma çıkma ayrıcalığını vereceğim.
I ne odgovori mu ni na jednu riječ te se upravitelj silno čudio.
İsa tek konuda bile ona yanıt vermedi. Vali buna çok şaştı.
A o Blagdanu upravitelj je običavao svjetini pustiti jednoga uznika, koga bi već htjeli.
Her Fısıh Bayramında vali, halkın istediği bir tutukluyu salıvermeyi adet edinmişti.
Ako to dočuje upravitelj, mi ćemo ga uvjeriti i sve učiniti da vi budete bez brige."
Eğer bu haber valinin kulağına gidecek olursa biz onu yatıştırır, size bir zarar gelmesini önleriz.››
Petnaeste godine vladanja cara Tiberija, dok je upravitelj Judeje bio Poncije Pilat, tetrarh Galileje Herod, a njegov brat Filip tetrarh Itureje i zemlje trahonitidske, i Lizanije tetrarh Abilene,
Sezar Tiberiusun egemenliğinin on beşinci yılıydı. Yahudiyede Pontius Pilatus valilik yapıyordu. Celileyi Hirodes, İtureya ve Trahonitis bölgesini Hirodesin kardeşi Filipus, Aviliniyi Lisanias yönetiyordu.
Reče Gospodin: "Tko li je onaj vjerni i razumni upravitelj što će ga gospodar postaviti nad svojom poslugom da im u pravo vrijeme daje obrok?
Rab de şöyle dedi: ‹‹Efendinin, uşaklarına vaktinde azık vermek için başlarına atadığı güvenilir ve akıllı kâhya kimdir?
Nato upravitelj reče u sebi: 'Što da učinim kad mi gospodar moj oduzima upravu? Kopati? Nemam snage. Prositi? Stidim se.
‹‹Kâhya kendi kendine, ‹Ne yapacağım ben?› dedi. ‹Efendim kâhyalığı elimden alıyor. Toprak kazmaya gücüm yetmez, dilenmekten utanırım.
Nato Pavao odvrati pošto mu upravitelj kimnu da govori: "Kako znam da si već mnogo godina sudac narodu ovomu, mirne se duše branim.
Valinin bir işareti üzerine Pavlus şöyle karşılık verdi: ‹‹Senin yıllardan beri bu ulusa yargıçlık ettiğini bildiğim için, kendi savunmamı sevinçle yapıyorum.
Jer nadstojnik kao Božji upravitelj treba da bude besprigovoran: ne samoživ, ne jedljiv, ne vinu sklon, ni nasilju, ni prljavu dobitku,
Gözetmen, Tanrı evinin kâhyası olduğuna göre, eleştirilecek yönü olmamalı. Dikbaşlı, tez öfkelenen, şarap düşkünü, zorba, haksız kazanç peşinde koşan biri olmamalı.
0.42697882652283s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?