Prijevod od "laž" na Turski


Kako koristiti "laž" u rečenici:

Povijest je laž kojom, poput oružja, vitlaju ljudi koji potisnuše istinu.
Tarih, gerçeği bastıran insanlar tarafından silah haline getirilmiş bir yalandır.
Sve što ti govori o zraku, velikom napadu, svrsi ovog skloništa je laž.
Yani hava, büyük saldırı ve bu sığınağın amacı falan hakkında sana anlattığı ne varsa yalan.
Rekla je kako je sve u redu, ali moj senzor za laž se uključio.
Anlattıkları uyuşuyordu ancak benim saçmalık radarıma girdi.
Jer on je sad hrabar kao Herkul jer dosta je reći kakvu laž i zakleti se!
Artık yalan söyleyip yemin eden Herkül gibi yiğit sayılıyor!
Sve u vezi tebe je laž.
Senin hakkındaki her şey bir yalan.
To je laž i ti to znaš.
Yalan söylüyorsun ve bunu sen de biliyorsun.
Oboje znamo da je to laž.
İkimiz de bunun bir yalan olduğunu biliyoruz.
Rekla je da ću joj platiti zato što sam je uhvatila, da je Odjel laž.
Onu yakaladığım için cezamı çekeceğimi Bölüm'ün bir yalan olduğunu.
Sve što mi je rekao bila je laž.
Bana söylediği her şey yalan çıktı.
To je bila laž, zar ne?
Bu bir yalandı, öyle değil mi?
Točno, ali to je najbolja laž koju sam uspio smisliti u kratkom roku.
Doğdu ama bu kadar kısa zamanda aklıma gelen tek yalan buydu.
Sve što ste rekli je laž.
Şu ana kadar söylediklerinin hepsi yalan.
Sve što su ti rekli je laž.
Size anlattıkları her şey yalandan ibaret.
Obojica znamo da je to laž.
Bunun yalan olduğunu ikimiz de biliyoruz.
Rekao je da je sve bila laž.
O her şeyin yalan olduğunu söyledi.
Ljude poput Kennetha Millera bismo mogli nazvati bogomdanima evolucijskome lobiju -- (smijeh) jer otkrivaju laž da je evolucionizam, zapravo, istovjetan ateizmu.
Kenneth Miller gibi kişilerin Tanrı'nın evrim lobisine bir armağanı olduğunu söyleyebiliriz -- (Kahkahalar) -- çünkü onlar 'evrimci demek ateist demek' gibi iddiaların yalan olduğunu ortaya koyuyorlar.
To je kada uvjerimo sami sebe kako je laž istina.
Bir yalanın, gerçek olduğuna kendimizi inandırmamızdır.
Umjetnost je obmana koja stvara prave osjećaje -- laž koja stvara istinu.
Sanat, gerçek duygular yaratan bir yanıltmadır, gerçeklik yaratan bir yalandır.
Razmislite o tome, laž nema apsolutno nikakvu moć samim izgovorom.
Bir düşünün, bir yalanın yalnızca dile getirme ile herhangi bir gücü yoktur.
Sada smo malo pričali o tome kako razgovarati s nekim tko laže i kako uočiti laž.
Şimdi yalan söyleyen biri ile nasıl konuşmak ve bir yalanı nasıl gözlemlemek hakkında biraz konuştuk.
Jednom prilikom je jedan student napisao da je prethodne godine posjetio Kinu, a svi su uzviknuli da je to laž.
Bir keresinde bir öğrenci "Geçen yıl tatilde Çin'e gittim." yazdı ve herkes "Yalan!" diye bağırdı.
Kažem da ću stegnuti svoje zapešće da bi bili sigurni da ništa neće stići uz ili niz moj rukav, to je laž.
Kolumdan aşağı veya yukarı hiçbir şey gitmesin diye bileğimi kavrayacağımı söylüyorum, ki bu bir yalan.
Nije li tako? Tko će me u laž utjerat'? Tko moje riječi poništiti može?"
‹‹Böyle değilse, kim beni yalancı çıkarabilir, Söylediklerimin boş olduğunu gösterebilir?››
usne moje neće izustiti zloću niti će laž kakva doći na moj jezik.
Ağzımdan kötü söz çıkmayacak, Dilimden yalan dökülmeyecek.
(62:10) Sinovi su ljudski samo dašak, laž su djeca čovječja: svi da stanu na tezulju, od daha bi lakši bili.
Sıradan insan ancak bir soluk, Soylu insansa bir yalandır. Tartıya konduğunda ikisi birlikte soluktan hafiftir.
Mrzim na laž, grsti mi se ona, a ljubim tvoj Zakon.
Tiksinir, iğrenirim yalandan, Ama senin yasanı severim.
Jahve, snago moja i moja utvrdo, utočište moje u danima nevolje! K tebi će doći narodi s krajeva zemlje. I govorit će: Samu nam laž oci namriješe, Ništavost i Nemoć.
‹‹Ya RAB, sen benim gücüm, Kalem, sıkıntı gününde sığınağımsın. Dünyanın dört bucağından Uluslar sana gelip, ‹Atalarımız yalnız yalanları, Kendilerine hiçbir yararı olmayan Değersiz putları miras aldılar› diyecekler,
Dokle će među prorocima biti onih koji prorokuju laž i objavljuju prijevaru srca svojega?
Kafalarından uydurdukları hileleri aktaran bu yalancı peygamberler ne zamana dek sürdürecekler bunu?
Jer vam oni laž prorokuju samo da vas udalje iz vaše zemlje, da vas otjeram pa da propadnete.
Size yalan peygamberlik ediyorlar. Bunun sonucu sizi ülkenizden uzaklaştırmak oluyor. Sizi süreceğim, yok olacaksınız.
'Jer nisam ih ja poslao da vam prorokuju - riječ je Jahvina - nego vam oni laž prorokuju u moje ime, da vas otjeram iz vaše zemlje, pa da propadnete - vi i proroci koji vam prorokuju.'"
‹Onları ben göndermedim› diyor RAB, ‹Adımla yalan peygamberlik ediyorlar. Bu yüzden sizi de size peygamberlik eden peygamberleri de süreceğim, hepiniz yok olacaksınız.› ››
Jer oni vam laž prorokuju u moje ime, a ja ih nisam poslao' - riječ je Jahvina."
Çünkü onlar adımı kullanarak size yalan peygamberlik ediyorlar. Onları ben göndermedim.›› RAB böyle diyor.
"Poznajem ja obijest njegovu - riječ je Jahvina - laž njegovih riječi, laž djela njegovih!
Küstahlığını biliyorum›› diyor RAB, ‹‹Övünmesi boşunadır, yaptıkları da.
Stoga ovako govori Jahve Gospod: 'Zato što govorite isprazno i laž vidite, evo me protiv vas' - riječ je Jahve Gospoda!
‹‹ ‹Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Söylediğiniz boş sözler, gördüğünüz yalan görümlerden ötürü size karşıyım. Böyle diyor Egemen RAB.
Nema više vjernosti, nema ljubavi, nema znanja Božjega u zemlji, već proklinjanje i laž, ubijanje i krađa, preljub i nasilje, jedna krv drugu stiže.
Lanet, yalan, adam öldürme, hırsızlık, Zina almış her şeyin yerini. Zorbalık ediyorlar, Kan üstüne kan döküyorlar.
Bogataši vaši puni su okrutnosti, stanovnici vaši laž govore, varljiv je jezik u njihovim ustima!
Kentin zenginleri zorba, Halkı da yalancıdır. Dillerinden aldatıcı sözler dökülür.
Zato odložite laž i govorite istinu jedan drugomu jer udovi smo jedni drugima.
Bunun için yalanı üzerinizden sıyırıp atarak her biriniz komşusuna gerçeği söylesin. Çünkü hepimiz aynı bedenin üyeleriyiz.
Ne pisah vam zato što ne biste znali istine, nego jer je znate i jer znate da nikakva laž nije od istine.
Gerçeği bilmediğiniz için değil, gerçeği ve hiçbir yalanın gerçekle ilgisi olmadığını bildiğiniz için size yazıyorum.
Ali u nj neće unići ništa nečisto i nijedan tko čini gadost i laž, nego samo oni koji su zapisani u Jaganjčevoj knjizi života.
Oraya murdar hiçbir şey, iğrenç ve aldatıcı işler yapan hiç kimse asla girmeyecek; yalnız adları Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecek.
Vani pak ostaju psi i vračari, bludnice, ubojice i idolopoklonici i tko god ljubi i čini laž."
Köpekler, büyücüler, fuhuş yapanlar, adam öldürenler, putperestler, yalanı sevip hile yapanların hepsi dışarıda kalacaklar.
0.65040993690491s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?