Prijevod od "yalanı" na Hrvatski


Kako koristiti "yalanı" u rečenici:

Cersei'nin çok yalanı var, bunu biliyorsunuz.
Kod Cersei postoji mnogo neiskrenosti. Znate to.
Amerika'daki en eski yalanı biliyor musunuz, Senatör?
Znate li najstariju laž Amerike, senatorice?
Mükemmel bir yalanı bozun, hiç sorun değil.
Zajebali ste savršenu laž i to je u redu.
Zaten ava çıkma yalanı yüzünden yeterince suçlu hissediyorum.
Dovoljno se osjećam krivim što sam joj lagao za ovaj lov.
Bu yalanı bana öteki Yahudi de anlattı.
l drugi mi je rekao istu laž.
Yine söyleyebilirim ama günün en büyük yalanı olur.
Da, da. - Mogu i sada no to bi danas bilo sranje.
Eklememe izin verin, bir yalanı geri alamasanız da umarım Tribune müvekkilimin itibarını geri kazandırmak için elinden geleni yapar.
Htio bih samo dodati da, premda se laž ne može izbrisati, nadam se da će se Tribune potruditi vratiti dobar glas mom klijentu.
Samimi arkadaşları da bu yalanı bal gibi yutuyor.
One njene kronične kućanice sve joj vjeruju.
Lorena size ne yalanı söylediyse sadece kendini kandırmıştır.
Koje god vam je laži Lorena ispričala, imala je svoje motive.
Ve tam bu şekilde, şirin kızın çirkin yalanı ortaya çıktı.
I samo tako, prljava istina lijepe djevojke je otkrivena.
Hiç kimse gerçekle yalanı senden daha iyi ayıklayamaz.
Ti možeš najbrže razlučiti luđaka od stvarnog prebjega.
Kendime söylediğim yalanı daha inandırıcı kılmak için seni biraz adama benzeteceğim.
Hoću od tebe napraviti čovjeka. Da bi ove laži meni mogle djelovati uvjerljivije.
Yani bütün bu zaman boyunca bir yalanı yaşıyordun.
Znači, živiš u laži cijelo ovo vrijeme?
Anneni o öldürdü, Rebecca ve seni kaybetmemek için baban hakkındaki o yalanı uydurdu.
On ju je ubio, Rebecca, a onda je smislio cijelu tu laž o tvom ocu kako te ne bi izgubio.
Bir kadını yatağa atmak için söylediğim her yalanı söylememi mi istiyorsun?
Zanima te svaka laž kojom sam ih odvukao u krevet?
Bu sırada Barney de kadınlarla yatabilmek için söylediği her yalanı listelemeye devam ediyordu.
Za to vrijeme, Barney je nabrajao svaku laž kojom je uspio povaliti žene.
İçimde bir çok yalanı barındırıyorum, Clay.
Živjela sam sa tako puno laži, Clay.
Büyük bir yalanı satarken bunu yaparsın,...inanılabilir olması için gerçekle harmanlarsın.
To učiniš kad prodaješ veliku laž. Zamotaš je u istinu da ju je lakše prožvakati.
Her şey koca bir yalanı da içeriyorsa evet.
Ako se pod "sve" podrazumijeva jedna veoma velika laž.
Doğruysa bunu kaldırabilirim ama başka bir yalanı daha kaldıramam.
Mogu podnijeti ako je istina, no laži više ne mogu.
Adam bir yalanı yaşıyormuş ve bunun acısını kalbinde hissetmiş.
Tip je živeo u laži, i to mu se vratilo s kamatom.
Bu tarz şeyler hakkında yalanı bırakıp, dürüst olsak hepimiz için daha iyi olmaz mı?
Čuj, zar ne bi svakoj bilo bolje kad bi prestale lagati o ovakvim stvarima i jednostavno rekle istinu?
Beraber geçirdiğiniz her günü her öpücüğü, her yalanı, tüm o acıyı.
Svaki dan koji ste proveli zajedno, svaki poljubac, svaku laz, svaku trunku boli.
En azından şimdilik yalanı gerçek gibi göstereceğiz.
Nikako. Pustimo da laž postane istina bar do daljnjega.
Yalan, Leinster Gardens'ın yalanı göz önünde saklıdır.
"Leže, leže u Leinster Gardenu, skrivene na vidnome.
Ofisimde yüzüme baka baka yalan söyledi ve ben o yalanı yedim.
Stajao je u mojoj uredu, gledao me u oči, i lagao me, a ja sam nasjeo.
Bazen bize en iyi yalanı söyleyenler bize en yakın olanlardır.
Ponekad je ljudi najbliži za nas koji lažu nas najbolje.
Ve bu yalanı sana da, Thea'ya da kendime de söyledim.
I to rekla vama, da Thea, sebi.
Ama solunum cihazı hakkındaki yalanı neydi öyle?
No tu priču koju je ispričao o ventilatoru?
Örneğin şu anda kendine söylediğin ve Boşluk'tan bir şekilde kurtulup Bayan Jones'u kurtarmanın bir yolunu bulabileceğin yalanı gibi.
Recimo, laž koju ti sada smišljaš. Kako ćeš nekako uspjeti preživjeti izbacivanje u Prazninu i naći neki način da izbaviš gđicu Jones.
Buna tanık olanlar yalanı duydu mu anlar.
Kada ljudi vide to, mogu spaziti laž.
Eğer yeteri kadar yardım alırsan her yalanı satabilirsin.
MOŽEŠ PRODATI BILO KAKVU LAŽ, AKO IMAŠ DOVOLJNO POMAGAČA.
Demek şimdi de listeye yalanı ekliyorsun.
Znači, sad dodaješ laganje svom popisu.
Yalanı, aldatmacayı ve çalma işlerini bıraksaydın eğer, belki insanları biraz daha misafirperver bulabilirdin.
Možda bi, kada bi prestala sa laganjem, varanjem, i krađom, vidjela da su ljudi malo više gostoprimljivi.
Fonescu yalanı için özür dilerim ama başka türlü buraya gelmezdiniz.
Isprike zbog varke s Fonescuom, no znam da drukčije ne bi došao.
Ne açık bulduğunu sansan da, kendine istediğin yalanı söylesen de anlaşmada üstüne düşeni yerine getirmemişsin.
Bez obzira koju rupu misliš da si našao i laži koje sebi govoriš, još uvijek nisi ispunio svoj dio dogovora.
Şimdi yalan söyleyen biri ile nasıl konuşmak ve bir yalanı nasıl gözlemlemek hakkında biraz konuştuk.
Sada smo malo pričali o tome kako razgovarati s nekim tko laže i kako uočiti laž.
Buradayım çünkü sizlere engeller hakkında söylenen bir yalanı açıklamaya geldim.
Ovdje sam kako bih vam rekla da su nam lagali o invaliditetu.
Son olarak, yalancılar betimlemeleri basit tutsalar da gereksiz kelimeler, yalanı desteklemek için alakasız ama kulağa gerçekçi gelen detaylar kullanarak daha uzun ve karmaşık cümle yapısı kullanma eğilimindedirler.
I na kraju, iako se lažljivci drže jednostavnih opisa, uobičavaju koristiti duže i zamršenije strukture rečenica, ubacujući nepotrebne riječi i nebitne, ali uvjerljive detalje kako bi potkrijepili laž.
İyilikten çok kötülüğü, Doğru konuşmaktan çok yalanı seversin. _iSela
(52:4) Zlo voliš više nego dobro, i laž više nego pravednost!
Sahtekârlığı, yalanı benden uzak tut, Bana ne yoksulluk ne de zenginlik ver; Payıma düşen ekmeği ver, yeter.
udalji od mene licemjernu i lažnu riječ; ne daj mi siromaštva ni bogatstva: hrani me kruhom mojim dostatnim;
Tanrıyla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradanın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin.
oni što su Istinu - Boga zamijenili lažju, častili i štovali stvorenje umjesto Stvoritelja, koji je blagoslovljen u vjekove. Amen.
Bunun için yalanı üzerinizden sıyırıp atarak her biriniz komşusuna gerçeği söylesin. Çünkü hepimiz aynı bedenin üyeleriyiz.
Zato odložite laž i govorite istinu jedan drugomu jer udovi smo jedni drugima.
Köpekler, büyücüler, fuhuş yapanlar, adam öldürenler, putperestler, yalanı sevip hile yapanların hepsi dışarıda kalacaklar.
Vani pak ostaju psi i vračari, bludnice, ubojice i idolopoklonici i tko god ljubi i čini laž."
1.1894941329956s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?