Guverner, Rick, zatreba li itko od njih da mu se isprazni kanta za pišanje ti im dotrčiš.
Vali olsun, Rick olsun. Kim boklarından kurtulmak istese koşa koşa gidiyorsun.
No kad jedom Guverner završi sa mnom uopće ne želim živjeti s tim dalje.
Ama Vali'nin benimle işi bitince hiç değilse, kendi yüzüme nasıl bakacağım derdinde olmayacağım.
Rekao je da će Guverner Sjevera uvijek biti Stark i da je proklet ako će poljubiti izdajničku čizmu.
Kuzey'in Koruyucusu her daim Stark olacak dedi ve bir hainin ayağını öpmektense ölmeyi yeğlermiş.
Očekuje se da guverner Colorada proglasi uzbunu.
Colorado valisi olağanüstü durumu ilan edecekmiş.
Primljeno je dvoje crnaca, ali tek nakon što je guverner George Wallace ispunio svoju simboličnu prijetnju i blokirao vrata koledža.
İki zenci okula alındı Daha önce Vali George Wallace sembolik tehdidini yerine getirip okulun kapısının önünde durmuştu.
Nakon što je guverner Wallace ispunio svoju prijetnju i blokirao ulaz, predsjednik Kennedy naredio je ministru obrane da upotrijebi vojnu silu.
Vali Wallace'ın kapıyı kapatma sözünü yerine getirmesinden kısa süre sonra Başkan Kennedy Savunma Bakanına askeri güç kullanma emri verdi.
Guverner Missourija je zatražio od predsjednika da objavi izvanredno stanje.
Missouri belediye başkanı acil bir durumdan söz etti
I on misli da ću pomoći školama, pomoći gradu puno više ako postanem guverner za dvije godine.
Ve eğer bundan iki yıl sonra vali olursam okullara ve şehre daha çok yardım edebileceğimi düşünüyor.
Prikupilo se preko 7.000 potpisa u peticiji za puštanje O'Kellyja i 1902., guverner James B. Orman pustio je čovjeka na slobodu.
O'Kelly'nin serbest bırakılmasını talep eden bir dilekçe için en sonunda 7000'i aşkın imza toplanmış ve 1902 yılında, Vali James B. Orman onu affetmiştir.
Ne, ne, ja se zaista ne slažem po tom pitanju da guverner ima problem s karakterom, gospođo Perleman.
Hayır, hayır, hayır, size katılmıyorum. Vali'nin kişilik problemi olduğunu sanmıyorum, Bayan Perleman.
Da, ja razumijem vašu zabrinutost, ali također mislim da biste trabali upamtiti da je guverner porijeklom iz grada koji ima "nadu" u svom imenu.
Evet, kaygınızı anlıyorum ama bence şunu unutmamalısınız ki... Vali, Hope "Umut" isimli bir şehirde doğmuş.
Ja sam guverner Churik iz An-Sare sa novostima za kralja.
Ben, An-Sara valisi Churik, krala haberlerim var.
Guverner želi da onaj kurvin sin Nascimento bude otpušten do sutra.
Vali, o piç kurusu Nascimento'yu yarına kadar çıkarmamızı istiyor.
Pa, Guverner je očigledno... već otpustio poručnika Nascimenta... i započeo proces njegovog isključenja.
Sayın Vali, çoktan Albay Nascimento'nun birimindeki yetkileri elinden alınmış, polis de görevden ihraç etme sürecini başlatmıştır.
Zašto guverner tebe zove u pola tri ujutro?
Neden vali seni gecenin iki buçuğunda arıyor?
Guverner zove Nacionalnu gardu i blokirat će puteve.
Vali Ulusal Güvenlikle irtibat halinde, yollara barikat koymaya hazırlanıyorlar.
Guverner nam je rekao, slobodno možemo otići kad budemo htjele.
Vali, "istediğiniz zaman gelip gidebilirsiniz" dedi.
Morao si razmisliti o dogovoru kojeg ti je ponudio Guverner u vezi mene.
Vali'nin benim hakkımda yaptığı teklif-- Düşünmen gerekiyordu.
Mogao sam otišao Gruziji ili guverner Affleck u Kaliforniji, ali ja vas izabrao, tako... držati sa mnom.
Georgia'ya da gidebilirdim. Ya da California'daki Vali Affleck'e.
Ne bih vam nabijao tremu, ali tamo su i gradonačelnik i guverner.
Heyecanlanın diye söylemiyorum... ama belediye başkanı ve vali de geldi.
Bivši guverner Grayson i njegova šira obitelj su na ispitivanju od vlasti u postrojenju Hamptonske obalne straže.
Eski Vali Grayson ve ailesi Hamptons Sahil Güvenlik binasında yetkililer tarafından sorgulanıyor.
Njen otac je knez Peter Ashe, guverner kolonije Caroline.
Babası Lord Peter Ashe. Carolina Sömürge Valisi.
Guverner Ashe i njegova policija su ljudi najbrutalnije vrste, kad se radi o primjeni Zakona.
Vali Ashe ve ordusu konu yasaları uygulamaya geldiğinde çok acımasız olabiliyorlar.
Uz malo sreće, do vašeg povratka, ti i guverner Ashe ćete biti pozdravljani od hrpe zgodnih muževa, lijepih žena i djece rumenih obraza.
Şansımız yaver giderse, geri döndüğünüzde Vali Ashe ve seni bir grup yakışıklı adam karşılar ve hep beraber yemek yeriz.
Roose Bolton je postao guverner Sjevera ukazom mog oca.
Roose Bolton babam lütfettiği için Kuzeyin Koruyucusu oldu.
Ako pristaneš na ovo priznanje, guverner će ga podržati.
Bu savunmayı onayla ve valide bunu teyit etsin.
Guverner zna da je postojao špijun koji je omogućio bijeg.
Vali kaçışa yardım eden bir casusun varlığından haberdar.
Guverner želi da vjeruju da je Charles Vane razlog svemu što im smeta.
Vali hastalığının sebebi olarak Charles Vane'i gösteriyor.
Kada je guverner došao i otok ga je prihvatio, došlo je do pogodbe.
Vali adaya geldiğinde ve halk onu benimsediğinde bir pazarlık oldu.
Guverner je zapravo smatrao ovo nužnim kako bi se zakon zaštitio.
Doğrusu vali kanunu korumak için böyle olması gerektiği hissiyatında.
Guverner Nagasakija odveo je četiri fratra i jednog od nas u Un-sen.
Nagazaki valisi dört keşişimizi ve cemaatlerimizden birini Unzen'e götürdü.
Moj govor nije tako dobar, ali naš gospodar, guverner Chikuwa je zabrinut zbog vaše ugode.
Lisanım çok iyi değil ama saygıdeğer Chikuwo valisi rahatlığınızdan endişeli.
Istina je da su vodeci u anketama za sada, guverner, ali razlika je zatvaranje u posljednjih nekoliko tjedana,
Oylamada şimdilik önde gittiğiniz doğru Vali Bey ama... -...son haftalarda fark kapanmaya başladı.
Zelio bih se zahvaliti guverner Conway pristali da nam pomognu,
Bize yardım etmeyi kabul ettiği için Vali Conway'e teşekkür ederim.
Ne, guverner ce da govori, pa bi on koristiti njihova imena ili ne?
Vali olsun, Rick olsun. Kim boklarından kurtulmak istese koşa koşa gidiyorsun. 