Prijevod od "govori" na Turski


Kako koristiti "govori" u rečenici:

Zar ti to ništa ne govori?
Bu senin için bir şey ifade etmiyor mu?
Ne govori mi da se smirim!
Lütfen sakin ol. Bana sakin olmamı söyleme!
Ne govori mi što da činim!
Bana ne yapacağımı söyleyemezsin, Tamam mı?
Ne govori mi što da radim!
Bana ne yapacağımı söyleme! - Yasalar var.
Ne govori mi što da radim.
Ya arabaya bin ya da yolumdan çekil!
Ne govori mi da se smirim.
Sakin ol dostum. - Sakin ol falan deme.
Uvijek govori istinu, makar te to koštalo života.
Sizi ölüme götürecek olsa bile, gerçekleri söyleyin.
Ne govori mi da se opustim.
Tansiyonun çıkacak. Bana sakin ol deme.
Ne govori mi šta da radim.
Sen bana ne yapıp yapmayacağımı söyleyemezsin.
Ne znam ono što se govori o tome.
Neden bahsettiğiniz hakkında bir fikrim yok.
Nemate pojma što se govori o tome.
Neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrin yok.
Nemam pojma što se govori o tome.
Neyden bahsettiğinize dair bir fikrim yok.
Ne znam što se govori o tome.
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Dur bakalım orda.
Znate li što mi to govori?
Bu bana ne söylüyor biliyor musunuz?
"Govori Izraelcima i kaži im: 'Kad tko od vas želi prinijeti Jahvi žrtvu od stoke, prinijet će je ili od krupne ili od sitne stoke.
‹‹İsrail halkıyla konuş, onlara de ki, ‹İçinizden biri RABbe sunu olarak bir hayvan sunacağı zaman, sığır ya da davar sunmalı. (bkz. Çık.33:7-10).
"Govori Izraelcima i reci im: neka od naraštaja do naraštaja prave rese na skutovima svojih haljina, a za resu svakoga skuta neka privezuju ljubičastu vrpcu.
‹‹İsrail halkına de ki, ‹Kuşaklar boyunca giysinizin dört yanına püskül dikeceksiniz. Her püskülün üzerine lacivert bir kordon koyacaksınız.
I stoga ovako govori Jahve Gospod: "Evo, gnjev svoj i jarost svoju izlit ću na ovo mjesto, na ljude i na stoku, na poljsko drveće i na plodove zemlje, rasplamtjet će se i neće se ugasiti."
‹‹Bu yüzden Egemen RAB diyor ki, ‹Buranın üzerine, insanın, hayvanın, kırdaki ağaçların, toprağın ürününün üzerine kızgın öfkemi yağdıracağım. Yakıp yok edecek her şeyi, sönmeyecek.›
I zato Jahve nad Vojskama ovako govori o prorocima: "Evo, nahranit ću ih pelinom i napojiti vodom zatrovanom, jer od proroka jeruzalemskih potječe pokvara u svoj zemlji."
Bu nedenle Her Şeye Egemen RAB peygamberler için şöyle diyor: ‹‹Onlara pelinotu yedirecek, Zehirli su içireceğim. Çünkü Yeruşalim peygamberleri Tanrısızlığın bütün ülkeye yayılmasına neden oldular.››
Da, ovako govori Jahve nad Vojskama, Bog Izraelov, o posuđu koje preostade u Domu Jahvinu, u dvoru kralja judejskog, i u Jeruzalemu:
Evet, RABbin Tapınağında, Yahuda Kralının sarayında ve Yeruşalimde kalan eşyalar için İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor:
"Ovako govori Jahve nad Vojskama, Bog Izraelov: 'Skršit ću jaram kralja babilonskoga.
‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Babil Kralının boyunduruğunu kıracağım.
Sidkija, kralj judejski, bijaše ga ondje zatvorio, prigovoriv mu: "Zašto si prorokovao: 'Ovako govori Jahve: Gle, grad ću ovaj predati u ruke kralju babilonskom da ga osvoji;
Yahuda Kralı Sidkiya onu orada tutuklatmıştı. ‹‹Neden böyle peygamberlik ediyorsun?›› demişti, ‹‹Sen diyorsun ki, ‹RAB şöyle diyor: Bu kenti Babil Kralının eline teslim etmek üzereyim, onu ele geçirecek.
Ovako govori Jahve nad Vojskama: "Na ovome mjestu koje je sada pusto, bez čovjeka i bez živinčeta, i u svim gradovima opet će biti pašnjaci za pastire što odmaraju stada svoja.
‹‹Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Viran olmuş, insansız, hayvansız kalmış bu ülkenin bütün kentlerinde çobanların sürülerini dinlendireceği otlaklar olacak yeniden.
Ovako govori Jahve, Bog Izraelov: "Ja sam sklopio Savez s ocima vašim u dan kada ih izvedoh iz Egipta, iz zemlje ropstva, govoreći:
‹‹İsrailin Tanrısı RAB diyor ki: Atalarınızı Mısırdan, köle oldukları ülkeden çıkardığımda onlarla bir antlaşma yaptım. Onlara dedim ki,
Zato im reci: Ovako govori Jahve Gospod: 'Ako ih i odagnah među daleke narode, ako ih i rasprših po zemljama, ja ću im sam uskoro biti Svetište u zemljama u kojima se nalaze.'
‹‹Bu yüzden de ki, ‹Egemen RAB şöyle diyor: Onları uzaktaki uluslar arasına gönderdim, ülkeler arasına dağıttım. Öyleyken gittikleri ülkelerde kısa süre için onlara barınak oldum.›
Stoga ovako govori Jahve Gospod: 'Evo me protiv faraona, kralja egipatskoga, da mu slomim obje ruke, i zdravu i slomljenu, i da mu mač izbijem iz ruke!
Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Firavuna karşıyım. Her iki kolunu, sağlam olanı da kırık olanı da kıracağım. Kılıcı elinden düşüreceğim.
"Ovako govori Jahve nad Vojskama. Narod ovaj govori: 'Nije još došlo vrijeme da se opet sazda Dom Jahvin!'
‹‹Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Bu halk, RABbin Tapınağını yeniden kurmak için vakit daha gelmedi diyor.› ››
Kad su glavari svećenički i farizeji čuli te njegove prispodobe, razumjeli su da govori o njima.
Başkâhinler ve Ferisiler, İsanın anlattığı benzetmeleri duyunca bunları kendileri için söylediğini anladılar.
0.99639892578125s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?