Nitko zakonit ne može garantirati takvu dobit, Harry.
Hiçbir yasal yolla paranı kurtarman söz konuşu değil Harry.
I mogu vam sigurno garantirati da će to biti zabava nad zabavama.
Bütün partileri bitirecek bir parti olacağını garanti ederim. - Eminim.
Moraš mi garantirati da ćete uništiti korporaciju.
Bana bu şirketin işini bitireceğini dair garanti vermen lazım.
Ovaj prsten će garantirati tvoj siguran povratak
Bu büyülü yüzük, sağ salim dönmeni sağlayacak.
Krispići Krunch će biti jako sretni, što će nam garantirati 28 stranica godišnje, a usput, ako to ne ostvarimo, Teddy K će izludjeti.
Ve Krispity Krunch bir yılda 28 sayfa garanti ettiği için çok mutlu. Bunu yanında, eğer böyle olmadığını bilseler, Teddy K. çok sinirlenir.
Prihvati moju podršku, i mogu ti garantirati mjesto senatora.
Desteğimi kabul et, sana senatoda bir koltuğu sana garanti edeyim.
Mogu vam garantirati da će ovaj ubojica biti uhvaćen.
Sizlere garanti ediyorum... bu katil yakalanacak.
Onda ja mogu garantirati vama da se ni to neće dogoditi.
Sizi temin ederim ki, bu olmayacak.
Pa, ne mogu ti garantirati da ćeš to i dobiti.
Bunu başarabildiğin konusunda sana garanti veremem.
Koliko god deda voli tu palacu od pikula, mogu vam garantirati, oni nece.
Sizi temin ederim, dedeleri o mermer sarayı, bu kadar sevdiği sürece, umursamayacaklardır.
Moraš garantirati, naravno, da ćeš držati Židove pod kontrolom.
Elbette ki, Yahudilerinizi... kontrolünüz altında tutacağınızı bize garanti etmelisiniz.
Idemo bez priče ovo vam je zadnja šansa da se povučete, jer prva stvar na listi stvari koje vam ne mogu garantirati, je vaša sigurnost.
Söylemeden geçmeyelim, vazgeçmek için son şansınız bu. Çünkü herşeyin başında güvenliğinizi garanti edemem.
Ali mogu vam garantirati ako napravimo ovo kako treba, bit ćemo jako blizu kraja.
Ancak şunu garanti ederim ki doğru şeyi yaparsak yolun sonuna varacağız.
Napravio sam određene dogovore, dogovore koji će garantirati tvoju sigurnost i sigurnost ove obitelji, ali te sposobnosti moraju biti pod kontrolom.
Bir anlaşma imzaladım. Bu anlaşma ile senin ve ailenin güvenliği garanti altında ama bu insanların yetenekleri kontrol altında tutulmalı.
Ne možemo ignorirati činjenicu da je Tajna Služba kompromitirana, i ne možemo vam garantirati sigurnost izvan Bijele kuće.
Gizli Servis'teki çürümeyi göz ardı edemeyiz. Beyaz Saray'ın dışında güvenliğinizi sağlayamayız. Hiç umurumda değil!
Imam još jedan deluxe, ali ne mogu garantirati da je kuhan.
Bir delux daha var ama piştiğini garanti edemem.
Mogu ti garantirati zadovoljstvo na bilo koji način, i neću stati dok ne budem siguran da si potpuno sretna s mojim nastojanjima.
Mümkün olan her şekilde seni tatmin edeceğimi garanti edebilirim ve çabalarımdan tamamen mutlu olana kadar durmayacağım.
Možeš li mi garantirati da će biti objavljene u Europi i Aziji?
Bunların Asya ve Avrupa'da da basılacağına dair garanti verebilir misin?
Da li se buni ili ne, mogu garantirati da neće ništa više otkriti... večeras.
Karşı çıksın ya da çıkmasın bu gece daha fazla bir şeyin açığa çıkmayacağını garanti edebilirim.
Ono što me plaši je da ne mogu garantirati da neću pući pod pritiskom.
Beni endişelendiren şu ki... Baskı altında öylece kalamayacağımın garantisini veremem.
A ako tužitelj i dobije osudu, što nitko ne može garantirati, silovatelj bi dobio oko 11 mjeseci a to nije niti polovica od kazne za utaju poreza.
Ayrıca savcı bir mahkûmiyet kararı aldırsa dahi, ki bu garanti değil tecavüzcü 11 ay kadar az bir süre, yani senin vergi kaçırmaktan alacağın ceza süresinin yarısı kadar yatar.
Mogu ti garantirati da ako mi ne predaš popis, ubiti ću sve tvoje prijatelje,
Sana şunun garantisini verebilirim bak: Eğer o listeyi bana teslim etmezsen... Tüm arkadaşlarını öldüreceğim...
Možete li garantirati da se neće dogoditi tijekom noći?
Gece boyunca hiç yaşanmayacağının garantisini verebilir misin? - Hayır.
G. Fring, mogu vam garantirati čistoću od 96%.
Bay Fring, size yüzde 96 saflık garantisi verebilirim.
Ima li još netko tko može garantirati za vas za taj petak uvečer?
Cuma gecesi orada olduğunuzu doğrulayacak başka biri var mı?
Kaži mi što znaš, i ja ću ti osobno garantirati njihovu sigurnost.
Bildiklerini anlat ben de onların güvenliğini sana garanti edeyim.
Ne mogu garantirati što će se desiti ako dođem bliže.
Daha yakına gidersem, neler olacağını garanti edemem.
Ako odbiješ, rečeno mi je da nećemo biti u stanju garantirati tvoju fizičku sigurnost.
Reddetmen hâlinde fiziksel güvenliğinle ilgili sana garanti veremeyeceğimizi söylediler.
Ako vas pustim, možeš li mi garantirati da ćete nas ostaviti na miru?
Sizi bırakırsam, barış içinde yaşamamıza izin verecek misiniz?
Zakleo sam se na živote svoje djece da ću ti garantirati sigurnost.
Güvenliğini sağlamam için çocuklarımın hayatı üzerine yemin ettirdin bana.
Ne mogu garantirati da ćemo se složiti oko bilo čega, ali Ava zaslužuje ponudu.
Sana bir şeyde anlaşacağımızın garantisini veremem. Ama Ava bir teklifi hak ediyor.
Savez s mojim bratom će vam garantirati sve osim toga.
Kardeşimle iş birliği yapmak iyi bir hayattan başka her şeye neden olur.
Mogu vam garantirati da se ovo više neće ponoviti.
Sizi temin ederim, bir daha böyle bir şey olmayacak.
I možeš li garantirati da Super Max neće imati iste nuspojave koje su mučile Max Rager?
Super Max'ın da Max Rager gibi zehirli olmayacağını garanti edebilir misin?
Pa, mogu vam garantirati da ćemo biti toliko bogati, da nas neće biti briga.
Umursamayacağımız kadar zengin olacağımızın garantisini verebilirim.
Ali ne mogu ti garantirati da neće sam otići.
Kendi başına çekip gitmeyeceğine garanti veremem.
Ne mogu reći ne, ali mogu garantirati da će svaki puta kada napušta kuću to dijete nositi kacigu -- na primjer do auta, ili do škole.
Hayir diyemem, ama sunu garanti ederim ki arabaya, okula gitmek icin evden her ciktiginda basina kaskina takiyor olacak.
Mogu vam garantirati da će sljedeća generacija svemirskih teleskopa, u drugoj generaciji, imati sposobnost pronalaska i identifikacije drugih Zemalja.
Ve garanti verebilirim ki gelecek nesil uzay teleskoplarında, ikinci nesilde, diğer dünyaları bulma ve tanımlama,
Tko će garantirati za nešto što je doslovno milijardu puta veće nego bilo koji tip otpada na koji mislite kad govorite o nuklearnom i drugom otpadu?
Nükleer veya başka tür bir atıktan kelimenin tam anlamıyla milyarlarca katı büyüklüğünde birşeyin kim garantisini verebilir?
0.79685401916504s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?