Prijevod od "drag" na Turski


Kako koristiti "drag" u rečenici:

On je tako drag i bespomoćan bez tebe.
Çok tatlı ama sensiz yardıma muhtaç.
Nikad nisam morala raditi na tome s nekim tko mi je drag.
Hoşlandığım birinin üzerinde hiç çalışmam gerekmedi.
Mislim, činiš se kao drag dečko, ali ovaj auto ima sentimentalnu vrijednost.
Yani sizler iyi çocuklara benziyorsunuz ama bu arabanın bende hassas anıları var.
Harvey mi je spomenuo vašu večeru, pa sam znao da je to indicija da ti je jako drag...
Biraz önce. Harvey yemeğinizden bahsetti ve bunun onu ne kadar sevdiğinin bir göstergesi
Ne znam sjećaš li se vremena prije nego si postao Ljudsko Biće i meni jednako drag sin kao i sinovi koje imam s Blatnjavom Bizonkom i ostalima,
Geçmişi bilmem hatırlıyor musun, İnsan Oğlu olmandan ve diğer karılarımdan olan oğullarım kadar sevdiğim bir evladım haline gelmeden öncesini.
Znam da izgleda opako, ali zapravo je drag i nježan.
Lütfen, kötü göründüğünü biliyorum, ama gerçekte nazik ve kibardır.
Steve je slab, nemoralan i lažov, no ipak je drag.
Steve zayıf, ahlaksız ve yalancı, ama yine de iyi bir tip.
Ali ipak mislim da je zapravo drag.
Ama bence tatlı bir tarafı olan biri.
Kako nekoga možeš voljeti, a da ti istovremeno nije drag?
Birisini aynı anda nasıl hem sevip hem de sevmezsin? Tuhaf görünüyor.
Pamtite to i odat ćemo počast dječaku koji je bio drag i iskren i hrabar i pouzdan, do samoga kraja.
Bunu da unutmayın. Ve son anına kadar nazik, dürüst cesur ve sözünün eri bir çocuğu analım.
Nema znakova pljacke ili prisilnog ulaženja u kuci, a on je bio tako drag starac da nema nitko razloga da mu naudi.
Evde hırsızlık ya da zorla girilmeye dair herhangi bir iz yok. Öylesine tatlı, yaşlı bir adamdı ki ona zarar verecekleri bir sebep yok zaten.
Bio je hladan, proračunat, nikad mi nije rekao da me voli, niti da sam mu drag.
Soğuk biriydi, çıkarcıydı, beni sevdiğini hiç söylemedi, hatta hoşlanıyorum bile demedi.
Jesi li gledao "Drag me to hell"?
Drag Me to Hell'i izledin mi?
Bio je dobar čovjek i dobar kemičar i bio mi je drag.
İyi bir adam ve iyi bir kimyagerdi. Değer verdiğim biriydi.
Odjednom sam shvatio koliko si mi drag.
Bir anda senden ne kadar çok hoşlandığımı fark ettim.
Uvijek je drag, ali kad ga ostaviš, postane loš.
Evet. Çok iyi biri ama yanınızdan gidince kendinizi kötü hissediyorsunuz.
Ti si drag dječak, ali mislim da to ne bi bila dobra ideja.
Hoş çocuksun ancak bence bu iyi bir fikir değil.
Moram reći da zvučiš izvrsno i drago mi je što si tako pozitivan i postaješ brižan i drag čovjek kakav si uvijek bio.
Çok iyi olduğun belli oluyor. Böyle pozitif hissetmene ve daha sevgi dolu bir adam olmana çok sevindim. Zaten hep öyle olduğunu biliyordum.
Bio si vrlo drag, no naš odnos je bio previše jednostran.
Çok tatlıydın, ama ilişkimiz daha çok tek taraflıydı.
I kakve god mane imao... bio je to dobar, drag i pristojan čovjek!
Ne suç işlemiş olursa olsun iyi, nazik, terbiyeli bir insandı o.
I ti si meni drag, ali ako nas varaš, neće mi biti teško ubiti te.
Ben de seni sevdim ama bize bir yanlış yaparsan seni öldürürken hiç zorlanmam.
A kad mi neki bude drag, podijelim ga s dragima.
Güzel yerler bulduğumda da sevdiklerimle paylaşırım.
A moram reći da mi je mladić postao vrlo drag.
Ve şunu söylemeliyim ki genç dostumuzu pek sevdim.
Nećeš im biti drag ako to pronađu, zar ne?
Onu bulurlarsa senin için hiç iyi olmaz, değil mi?
Ističe greške drugih ljudi, ne na način – uhvatio sam te, već na drag i podržavajući način kako bi svi mogli imati korist od toga.
Ve başkalarının hatalarına dalga geçmek için değil fakat sevgi dolu, destekleyici biçimde değinir ki herkes yararlansın.
Moj tata je bio drag i pun ljubavi prije nego je obolio od Alzheimera, a takav je i sada.
Babam Alzheimer'dan önce kibar ve şefkatli biriydi, ve şimdi de öyle.
Imao je velike obraze, velike rumene obraze i plavu kosu boje žita i činio se tako drag.
Büyük yanakları vardı, büyük elma yanaklar ve buğday sarısı saçları... Ve o kadar tatlı görünmüştü ki...
Zdravstvena skrb, kasno noću, dok brinu o tome kakvu bi vrstu raka mogao imati netko njima drag, kada samo pričaju preko Interneta s nekim do koga im je stalo u drugoj zemlji.
Mesela gecenin bir vakti, sevdiğiniz birinin yakalanmış olabileceği bir kanser türü hakkında internet üzerinden başka bir ülkede biriyle konuşabiliyorsunuz.
Ovo mi je posebno drag primjer. Ovo je 76-ogodišnjak
Özellikle şunu çok sevdim. 76 yaşında bir adam.
Zamislite - prijatelj vam priča vic i vi se smijete jer vam je prijatelj drag, a ne zbog toga što je vic tako dobar.
Arkadaşınızın bir şaka yaptığını ve o şakaya çok komik olduğu için değil de arkadaşınızı sevdiğiniz için güldüğünüzü düşünün.
Taj tip, Lionel Poilane, najpoznatiji je pekar na svijetu – umro je prije dva i pol mjeseca, bio je moj heroj i drag prijatelj.
Bu adam, Lionel Poullain, dünyanın en ünlü fırıncısı-- 2, 5 ay önce öldü, benim için bir kahraman ve çok değerli bir dosttu.
i naravno jedan koji je drag mome srce, zbog svih tih osjećaja, neki banalni, neki dubokoumni, svi su originalno izašli iz moga dnevnika.
ve tabii ki bu benim için çok özel, çünkü bütün bu duygular, bazıları banal, bazıları da biraz daha engin, hepsi aslında benim günlüğümden çıktı.
Ali misli na mene kao sestru, koja kida zavoje nekome tko joj je drag, i mora to stalno raditi kroz duži period.
"Ama beni bir hemşire olarak düşün, Sevdiğim, hoşlandığım birinden bandajları çıkarıyorum. ve uzun bir süre boyunca da bunu yapmak zorunda kalıyorum.
I onda je Chris Sacca, koji mi je sad drag prijatelj, dovršio utrku Iron Man s temperaturom od 40°C, i rekao: "Imam odgovor na tvoje molitve."
Ve sonra, şimdi yakın bir arkadaşım olan, Chris Sacca ki Iron Man yarışını 103 derecede bitirmiş birisidir, dedi ki, '' Senin dualarının cevabını biliyorum. ''
Drag mi je taj članak jer na jednom mjestu predlažu da štucači koji nisu u vezi mogu probati masturbiranje kao rješenje.
Makaleye bayıldım; çünkü bir yerinde, ilişkisi olmayan hıçkıranlara mastürbasyon öneriliyor.
Izraelovim sinovima bijaše drag taj odgovor: hvalili su Boga i odustali su od nauma da udare na njih i da opustoše zemlju u kojoj su živjeli sinovi Rubenovi i sinovi Gadovi.
Anlatılanlardan hoşnut kalan İsrailliler Tanrıya övgüler sundular. Rubenlilerle Gadlıların yaşadıkları toprakların üzerine yürüyüp savaşmaktan ve orayı yakıp yıkmaktan bir daha söz etmediler.
I gle, kako je danas tvoj život bio drag u mojim očima, tako neka moj život bude drag u Jahvinim očima! I neka me Jahve izbavi iz svake nevolje!"
Bugün ben senin yaşamına nasıl değer verdiysem, RAB de benim yaşamıma öyle değer versin ve beni her sıkıntıdan kurtarsın.››
A Akiš odgovori Davidu: "Ti znaš da si mi drag kao Božji anđeo, ali su filistejski knezovi rekli: 'Neka ne ide s nama u boj!'
Akiş, ‹‹Biliyorum, sen benim gözümde Tanrının bir meleği gibi iyisin›› diye yanıtladı, ‹‹Ne var ki Filistli komutanlar, ‹Bizimle savaşa gelmesin› diyorlar.
Otkrih da ima nešto gorče od smrti - žena, ona je zamka, srce joj je mreža, a ruke okovi; tko je Bogu drag, izmiče joj, a grešnik je njezin sužanj.
Kimi kadını ölümden acı buldum. O kadın ki, kendisi tuzak, yüreği kapan, elleri zincirdir. Tanrının hoşnut kaldığı insan ondan kaçar, Günah işleyense ona tutsak olur.
Nekomu satniku bijaše bolestan sluga, samo što ne izdahnu, a bijaše mu veoma drag.
Orada bir yüzbaşının çok değer verdiği kölesi ölüm döşeğinde hasta yatıyordu.
4.6326179504395s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?