Pokušava pomoći mami da opet ne napravi od sebe budalu.
Annesi aptal durumuna düşmesin diye onu korumaya çalışıyor.
Slušaj, sretan sam da izigravam budalu za tebe.
Dinle, senin için seve seve aptalı oynarım.
Pošalji neku budalu koja je glasala za tebe!
Sana oy veren salaklardan biri gitsin.
Upravo ću ponovo napraviti budalu od sebe.
Şimdi yine kendimi aptal durumuna düşüreceğim
Zar misliš da bih napravio budalu od sebe kao što si ti učinio?
Kendimi senin gibi aptal durumuna düşürür müyüm?
Što da izigravam ja rimsku budalu i umrem na svome vlastitome maču dok gledam žive, lepši su s ranama?
Niye budala Romalı rolüne bürünüp kendi kılıcımla öleyim çevremde canlı insanları deşmek varken?
I boli me vidjeti je kako pravi budalu od sebe.
Onun kendini böyle aptal bir hale sokması beni çok yaralıyor.
Mislim da Howard pravi prokletu budalu od sebe... kao i svi koje ja i Howard znamo u industriji.
Howard'ın kendisini tam bir aptal konumuna getirdiğini düşünüyorum beni ve Howard'ı tanıyan herkes benimle aynı fikirde.
Tebi su dali, tebi imbecilu, glupanu koji se pojavi na televiziji i pravi budalu od sebe pred cijelom prokletom zemljom, tebi su dali medalju časti.
Verdiler. Sana, televizyona çıkıp, tüm ulusun önünde kendini aptal durumuna düşüren bir salağa, gerizekalıya Kongre Onur Madalyası verdiler.
Ličim li ti ja na budalu?
Ben kan emici miyim Bob? Burada iş yapıyorum.
Sve poriči i napravi budalu od odvjetnika koji vam želi pomoći.
Her şeyi inkâr edin, yardım etmek isteyen avukatı da aptal yerine koyun.
Ako budem imao nekoga pored sebe da me zaustavi kad počnem raditi budalu od sebe, bila bi velika pomoć.
(Kendimi aptal yerine koyarken birinin beni durdurmasının çok büyük yardımı olur.)
To je to, ako ne zamijenim razred, ozlijedit ću ovu budalu.
Yeter artık. Sınıf değiştirmezsem, bu salağa zarar vereceğim.
Onda idi i nađi drugu budalu, se igrati s njim.
Git kendine oynayacak başka bir aptal bul.
Isuse Kriste, moja cimerica radi budalu od sebe pred srednjoškolskom ljubavi.
Yüce İsa! Arkadaşım lise aşkına asılırken kendini aşağılık durumuna düşürüyor.
Bi li se ikada udala za budalu kao što sam ja?
Benim gibi bir serseriyle evlenir misin?
Da, nisam zainteresiran da pravim budalu od sebe.
Kendimi aptal yerine koymaya niyetim yok.
Ovo ti je za cijelo ono vrijeme kad si pravio budalu od mene!
Bu, uzay baba olup beni kandırdığın için.
Ovo je zadnji put da praviš budalu od mene!
Bu beni aptal yerine son koyuşun olacak.
Ti si dovela Budalu da spasi dokumente prije nego što budu uništeni.
Aptal'ı buraya dosyaları yok edilmeden önce alsın diye getirdin.
Vi me svi možete tretirati kao budalu, ali ja nisam beskoristan.
Hepiniz bana salakmışım gibi davranıyorsunuz ama ben işe yaramaz değilim.
Ne mogu si dopustiti neku budalu koji glumi cowboya.
Daha fazla sıçış planı kaldıramam, kovboy.
Jaime Lannister izigrao te kao budalu.
Jaime Lannister seni aptal yerine koymuş.
Ne možemo imati člana od koga lopta za plažu pravi budalu.
Bir plaj topu tarafından yenilen birini içimizde barındıramayız. Tam formumdayım!
Ironija je to što si od mene napravio budalu.
İroni şu, sen beni aptal durumuna düşürdün.
Možda bi zato trebala napraviti budalu i od tebe.
Belki de gelip sizlerle alay etmeli biraz.
Tata te nije odgojio za budalu, Tom!
Babam seni bu kadar aptal büyütmedi, Tom!
I znam... ne možemo napraviti budalu pred cijeloj zemlji.
Hak vereceğin üzere ülkenin gözü önünde rezil olmak istemeyiz.
Djevojka koja vas je prevarila i napravila budalu od vas!
Sizi kandırıp tam anlamıyla aptal durumuna düşüren kız geldi!
Od njega brojevi napraviše još veću budalu nego što je bio.
O para onu önceden olduğundan daha beter bir aptala çevirdi.
Zaljubila se u budalu, i izdala je našeg oca.
Bir aptala âşık olup babamıza ihanet etti.
Imali smo kukavicu i budalu predugo za kormilom.
Tacı uzun zamandır bir korkak ve aptal takıyordu.
Bože pomozi mi, poslali su mi budalu.
Tanrı yardımcımız olsun. Bir salak yollamışlar.
A ta debela svinja princ Prinny izigrava budalu, da može bolje odigrati igru.
Prens Prinny denilen şişko domuz da oyunu daha iyi oynayabilmek için aptal rolü yapıyor.
Sigurno više od vikanja na budalu.
Bir aptala bağırmaktan daha fazlasını yapabilirsin.
Kad se šef izviče na vas ili profesor napravi budalu od vas pred svima, kad se ozbiljno posvađate s prijateljem i danima ne možete prestati razmišljati o tome, nekada čak i tjednima.
Patronunuz size bağırdığında, hocanız sınıfta sizi aptal durumuna düşürdüğünde veya arkadaşınızla kavga ettiğinizde, kafanızda günlerce bazen haftalarca dönüp duran ve durduramadığız sahnedir.
Možda tim ljudima ne treba milijun dolara, ali zar ne mislite da bi htjeli da ih uzmu samo da od mene naprave budalu?
Belki bu gibi insanların bir milyon dolara ihtiyacı olmayabilir, ama sadece beni şapşal göstermek için bu parayı almak istemeleri gerekmez mi sizce?
Doista, budalu njegov bijes ubija, luđaka će sasvim skončat ljubomora.
Annesi aptal durumuna düşmesin diye onu korumaya çalışıyor. 