Saatte 50 mil yaptığını tespit ettikleri için onu aşırı hızdan yakaladılar.
Raz zgarnęli ją za szybką jazdę. Licznik pokazywał 50.
Ve öldürülen çocukların anne babaları onu yakaladılar ve öldürdüler.
Więc rodzice zabitych dzieci... zebrali się do kupy i zabili go.
Ve suçsuz bulunup serbest bırakıldı ve gerçek suçluyu yakaladılar.
I, no, został uniewinniony i wypuszczony na wolność... i no... złapali tego właściwego.
Bugün FBI ajanları Jeff Gregg'i özel gökdeleninde yakaladılar.
Agenci FBI aresztowali dziś Jeffa Gregga w jego ekskluzywnym mieszkaniu.
Ama beni yakaladılar ve 20 yıla yakın zincire vurdular.
Potem mnie złapali i na 20 lat zakuli w kajdany.
Birşeyler almaya geldim ve beni yakaladılar.
Wpadłem na chwilę i mnie zgarnęli.
Saunders'ın kızını yakaladılar, ama gizliliği korumayı başaramadılar.
Mają córkę Saundersa, ale nie załatwili tego po cichu.
Stringer numarasını her gün değiştiriyordu, yine de, görüşmelerini baz istasyonundan yakaladılar.
Zobaczysz, że Stringer zmieniał numer codziennie, a i go nagrali za pomocą stacji przekaźnikowej.
Bilirsin bu öğretmenler ve polisler... bir hatanı yakaladılar mı... durmadan üstüne gelmeye devam ederler.
Z nauczycielami i glinami jest tak, że zawsze zachowują się tak, jakby byli panami sytuacji.
Üst kata beni almaya gelirken yakaladılar.
Tylko dlatego, że wróciła po mnie.
Şey, dördüncü peyzaj ekibini de kovmak zorunda kaldılar çünkü beni onlarla beraber yakaladılar.
Cóż, musieli zwolnić czwartą ekipę projektantów krajobrazu, bo przyłapali mnie z nimi.
Şu Jedi'lar bir kez kuyruğumu yakaladılar, Asla rahat bırakmazlar.
Gdy Jedi złapią mój trop, nigdy nie zostawią mnie w spokoju.
Bizi yakaladılar ve bizi buraya getiren gemi insanlarıyla takas ettiler.
Pojmali nas... i sprzedali ludziom z łodzi, którzy sprowadzili nas tutaj.
Onu kovaladılar, yakaladılar ve onları en sihirli hazine olan büyülü Incanta Aynası'na götürmeye zorladılar.
Złapali ją i zmusili, by wskazała drogę do magicznego skarbu. Skarbem tym było Zaczarowane Lustro.
Sanırım sonunda seni ofis eşyaları çalarken yakaladılar.
Pewnie w końcu cię za to wywalą, że kradniesz ołówki.
Obi-Wan Kenobi ve Anakin Skywalker bu dehşet verici planın arkasındaki aşağılık bilimadamı, Doktor Nuvo Vindi'yi yakaladılar.
/Obi-Wan Kenobi i Anakin Skywalker /pojmali podłego naukowca, który stał /za nikczemnym planem, doktora Nuvo Vindi.
Kraliçe'nin tapınağının yıkılması sırasında Jedi'lar, danışmanı Poggle the Lesser yakaladılar ve şimdi de adalete teslim etmek için Coruscant'a götürmek üzereler.
W czasie niszczenie świątyni Królowej Jedi aresztowali jej doradcę Poggle the Lesser, i teraz szykowali się do przewiezienia przestępcy na Coruscant, na rozprawę
Sekiz yaşındaydı. Sapanıyla oynarken yakaladılar onu.
Dołączył do nich, kiedy miał 8 lat.
Kanadalı yetkililer Bay Black'i Toronto'da yakaladılar ama ismi yolcu listesiyle birlikte havaalanına verildi.
Kanadyjskie władze zatrzymały Mr. Blacka w Toronto pozostawiając jego imię na liście pasażerów do JFK.
Bir saat önce adamlarım Cahrles LeBaron isimli bir mafya üyesini yakaladılar.
Godzinę temu moi ludzie zgarnęli drobnego chuligana, Charlesa LeBarona.
Onu yakaladılar ve bizi de yakalamak için onu yem olarak kullanacaklar.
Zrobili z niego przynętę, aby nas dorwać.
Şah'ın güvenlik şefini, Paris uçağına binmeye çalışırken yakaladılar.
/Złapali szefa ochrony szacha na próbie ucieczki do Paryża.
Seni yakaladılar, bir çocuktun ama vahşi bir hayvan gibiydin.
No i przyprowadzili cię. Dzieciaka, jak zwierzę.
Onu kulaklarından tespit ederek Heathrow Havaalanı'nda yakaladılar.
Pojmali go na lotnisku Heathrow właśnie dzięki uszom.
Amazonlar bugün erken saatlerde Aquaman'in gözcülerini yakaladılar.
Dziś Amazonki złapały wysuniętych zwiadowców Aquamana.
Çünkü bu iki gerizekalı, yanlış adamı yakaladılar.
Ponieważ te półgłówki zgarnęły nie tego, co trzeba.
Polis Zeke'in odasında uyuşturucu bulunca suçluyu yakaladılar sanıyorlar.
Gliniarze znaleźli dragi w pokoju Zeke'a, więc myślą, że złapali sprawcę.
Bu şanslı serseriler yanlış bir telefonla, Wall Street tarihinin en iyi işlerinden birinin rüzgârını yakaladılar.
Skubani farciarze dostali cynk o transakcji wszech czasów przez pomyłkę.
Buna rağmen onu şans eseri yakaladılar.
I mimo to złapali go tylko dzięki fartowi.
Çitlerden atladım ve heykel galerisinde Chewbacca heykeliyle öpüşürken yakaladılar beni.
Przyłapali mnie w galerii rzeźb na lizaniu się z Chewbaką.
Birkaç hafta önce, adamı Venice'te cinsel saldırıdan yakaladılar.
Kilka tygodni temu zwinęli go za napad na kobietę w Venice.
Ralph'ı, bir iş günü dükkanlarından birinde yakaladılar.
Zgarnęli Ralpha w jednej z pralni w środku dnia.
Skandalı açığa çıkardık, sonra beni uyuşturucudan yakaladılar.
Mieliśmy wszystko ujawnić, ale potem aresztowali mnie za narkotyki.
Ailesini yakaladılar ve Başkan'ı mı öldürtmeye çalışıyorlar?
Mają jego rodzinę i zmuszają go, by zabił prezydenta!
Ve çantalarında gizli kameralar olan adamdarımdan bazılarını yakaladılar.
Złapali kilku ludzi z ukrytymi kamerami w torbach.
Adoni-Bezek kaçtı, ama peşine düşüp onu yakaladılar; elleriyle ayaklarının başparmaklarını kestiler.
I uciekał Adonibezek, którego oni gonili; a pojmawszy go, poucinali palce wielkie u rąk jego, i u nóg jego.
Böylece onu yakaladılar, bağdan atıp öldürdüler.
Tedy porwawszy go, wyrzucili go precz z winnicy i zabili.
Böylece onu yakaladılar, öldürüp bağdan dışarı attılar.
I wziąwszy go zabili, a wyrzucili precz z winnicy.
Bunu yapınca öyle çok balık yakaladılar ki, ağları yırtılmaya başladı.
A gdy to uczynili, zagarnęli ryb mnóstwo wielkie, tak że się rwała sieć ich.
Askerler İsayı götürürken, kırdan gelmekte olan Simun adında Kireneli bir adamı yakaladılar, çarmıhı sırtına yükleyip İsanın arkasından yürüttüler.
Gdy go tedy wiedli, uchwyciwszy Szymona niektórego Cyrenejczyka, idącego z pola, włożyli nań krzyż, aby go niósł za Jezusem.
Onları yakaladılar, akşam olduğu için ertesi güne dek hapiste tuttular.
I wrzucili na nie ręce, a podali je do więzienia aż do jutra; bo już był wieczór.
Böylelikle halkı, ileri gelenleri ve din bilginlerini kışkırttılar. Gidip İstefanosu yakaladılar ve Yüksek Kurulun önüne çıkardılar.
A tak wzruszyli lud i starszych, i nauczonych w Piśmie; a powstawszy, porwali go i przywiedli do rady.
Yedi günlük süre bitmek üzereydi. Asya İlinden bazı Yahudiler Pavlusu tapınakta görünce bütün kalabalığı kışkırtarak onu yakaladılar.
A gdy się miało wypełnić siedm dni, niektórzy Żydowie z Azyi, ujrzawszy go w kościele, wzbudzili wszystek lud i wrzucili na niego ręce,
0.63032293319702s
Pobierz naszą aplikację z grami słownymi za darmo!
Połącz litery, odkrywaj słowa i wyzwij swój umysł na każdym nowym poziomie. Gotowy na przygodę?