Tłumaczenie "aşıklar" na Polski


Jak używać "aşıklar" w zdaniach:

Şimdi de serin mi serin bir gecede yalnız kalmış aşıklar için güzel bir parça.
A teraz coś ładnego dla samotnych kochanków w tę chłodną noc.
Ama, muhteşem biri ve birbirlerine aşıklar.
Jest niesamowita, a Vince ją kocha.
Quill'le birlikte aşıklar yolundan döndüğünüzde... kapıda sizi dövmedi mi?
Nie uderzył pani przy furtce, gdy wróciliście z Quillem... ze ścieżki kochanków?
Aşıklar önce ayrılır, sonra biraraya gelirler.
Kochankowie rozstają się, a potem do siebie wracają. - Proszę pani.
Frank Sinatra ve Rita Hayworth aşıklar.
Frank Sinatra i Rita Hayworth są zakochani.
Evlerindeki aşıklar için tempoyu biraz düşüreceğiz.
Przestań gadać głupoty. - Mira? - Mira!
O ve diğer herif Aşıklar Yolu'nda iki çocuğu başlarının arkasından vurmuştu.
Razem z drugim facetem zabił dwójkę dzieciaków strzałem w tył głowy.
3. bir kurban daha var, 16 yaşında, aşıklar yolunda bulunmuş.
Mamy trzecią ofiarę. 16-letni chłopak w alejce kochanków.
"Aşıklar sitarcının mütevazı evinde buluşurlar mı?" sahnesi.
"Czy Kochankowie Spotkają Się w Skromnym Mieszkaniu Grajka".
Siz ikiniz yoksa o kader yazgılı aşıklar mısınız?
Wy pewnie jesteście słynnymi Kochankami Losu?
Aşıklar buluşur, Sen Nehri kıyısında ilk öpücüğü paylaşır.
Spotkania kochanków, pierwsze pocałunki nad brzegiem Sekwany.
Demek istediğin aşıklar yerinde iki insanın bir şeyler yapmaması mı?
Czyli chcesz nagrać dwoje ludzi, którzy są na randce?
Aşıklar, vakitsiz gelen kazaları örtmek için yalana ihtiyaç duyarlar...
/Kochankowie potrzebują go, / /by zamaskować niewygodne wypadki./
"Aşıklar ve deliler, fantazilere şekil veren... haşlanmış beyinlere sahiptirler... kavranan güzel cevaptan bile fazla endişe ederler."
"Lovers and madmen have such seething brains, "such shaping fantasies, that apprehend more than cool reason ever comprehends. "
Eski aşıklar şimdi iş ortağı mı oldular?
Byli kochankowie, a teraz partnerzy biznesowi?
Birbirlerine yakın tut çünkü birbirlerine deli gibi aşıklar.
Muszą być blisko siebie, bo kochają się do szaleństwa.
Bakalım stadyumumuzda bu gece hangi aşıklar varmış.
Spójrzmy, jakich młodych kochanków mamy dzisiaj na stadionie.
Hayır bundan fazlası, her günün her saati ve her saatin her dakikası aşıklar için bir gün iliştirilecek
Nie, więcej niż to. Każda godzina, każdego dnia, każda minuta w każdej godzinie jest tęsknotą kochanków.
Talihsiz aşıklar için masallara şayan bir son.
Bajkowy happy end dwojga nieszczęśliwych kochanków.
Talihsiz aşıklar tıpkı Romeo ve Juliet gibi.
Nieszczęśliwi kochankowie. Jak Romeo i Julia.
Tüm aşıklar resmi erkek arkadaş statüsüne düşünülmeden önce benimle tanışmalı ve yine bizzat benim tarafımdan gözlerinin korkutulması gerek.
Muszę osobiście przestraszyć każdego adoratora, aby ten mógł ubiegać się o oficjalny status chłopaka.
O zaman bu vakti birbirimize karşı dürüst olarak geçirebilir ve birbirimize öneriler verip ikimizi de daha bir sonraki sevgilisi için daha iyi aşıklar haline getirecek yapıcı eleştiriler yapabiliriz.
Możemy wykorzystać ten czas by być wobec siebie szczerymi i nawzajem sobie doradzić, i konstruktywnie skrytykować, żeby stać się lepszymi kochankami dla następnych osób.
Tamam, öncelikle o "aşıklar" lafını öyle kafana göre kullanamazsın.
Dobra, po pierwsze, słowa "kochankowie" nie przepchniesz.
Konuşuyor olabilirdiniz, bir aşıklar kavgası bile olabilir, ne bileyim, ve kesinlikle silah görmedim.
Mogła to być pogawędka, nawet sprzeczka kochanek, nie wiem, a już na pewno nie widziałem broni.
Bu tür bir olay beceriksiz aşıklar tarafından olur, bekar ve yalnız olan biri, hiç gerçek ilişki yaşamamış biri, muhtemelen bakir ama asıl amacı seks değil.
Z tego obrazka aż bije kiepskim zalotnikiem. Ktoś samotny, kto nigdy nie był w związku.
Yıllar, aşıklar, şarap kadehleri insana karşı asla merhamet göstermezler.
"Lata, kochankowie i kieliszki wina, to trzy rzeczy, których liczyć nie wypada".
Sadece iki gün önce tanıştılar fakat çok aşıklar ve mükemmel uydular.
Poznali się zaledwie 2 dni temu, lecz są bardzo zakochani i idealnie dopasowani.
Aşıklar aşkınızı unutun ve bunlar aşkının listesi.
"Kochankowie, przestańcie na chwilę, słuchajcie o ich miłości."
Sevgili aşıklar bugün Tanrı'nın huzurunda buluşmamızın sebebi bu adamla bu kadını ve bu adamla bu kadını evlilik bağıyla birleştirmektir.
Moi drodzy, zebraliśmy się tu dzisiaj w obliczu Boga, aby połączyć tego mężczyznę i tę kobietę, a także tego mężczyznę i tę kobietę, świętym węzłem małżeńskim.
Boyalı yüzlerine, kostümlerine bakardım, şarkılarını dinler genç aşıklar birbirlerinin kolunda ölünce ağlardım.
Ujrzałam pomalowane twarze, kostiumy, słuchałam piosenek. Rozpłakałam się, gdy młodzi kochankowie umarli.
Başta her şey kusursuz görünür mesela sonra birden uzaylı, canavar, yaratık benzeri bir şey ortaya çıkar ve Aşıklar Yolu'ndaki çocukları öldürmeye başlar.
Na początku wszystko jest perfekcyjne, a nagle, bummm, jakiś potwór z kosmosu zaczyna zabijać dzieciaki na Lovers Lane.
Aşıklar Yolu'nda başka yaralılar da var.
Jest więcej rannych na Lovers Lane.
Bu kızla Aşıklar Yolu'nda ne işin vardı evlat?
Co robiłeś z tą dziewczyną na Lovers Lane, chłopcze?
Aslında çiçeği burnunda aşıklar gibiyiz. Dolayısıyla birlikte çok vakit geçiriyoruz.
To dość nowa znajomość, więc sporo czasu spędzamy razem.
Karşılaştıkları günden beri birbirlerine deli gibi aşıklar.
Szaleli za sobą od dnia, w którym się poznali.
Ve aşıklar caddede yürürken, Mısır'da ya da Tunus'ta bir kalabalık duygusal bir etkilenmeye derin bir iç içe geçişe yakalandıklarında bunu görürüz.
Widzimy to kiedy kochankowie spacerują po ulicy, kiedy tłum w Egipcie czy Tunezji daje się ponieść uczuciowej zarazie, wielkie przenikanie.
Ve çoğumuz bunu sevgide hissederiz aşıklar kenetlenmiş hissettiklerinde.
Wielu z nas to czuje w miłości kiedy kochankowie czują się połączeni.
Ve genç aşıklar gibi korkuyoruz, ya çok muhabbet tez ayrılık getirirse diye.
Boimy się, jak młodzi kochankowie, że zbyt wiele gadania zepsuje romans.
Beynin içinde bir "satın al" düğmesi bulamadık henüz ya da insanların beyin taramalarına bakarak yalan mı söylüyorlar, aşıklar mı henüz ayırt edemiyoruz ve hormonlar sayesinde günahkarları azizelere çeviremiyoruz.
Nie znaleźliśmy obszaru w mózgu odpowiedzialnego za kupowanie rzeczy, nie potrafimy określić, czy ktoś kłamie czy jest zakochany jedynie na podstawie obrazu jego mózgu. I nie potrafimy hormonami przemieniać grzeszników w świętych.
Neden bazı aşıklar hayatları boyunca birbirlerine bağımlı kalıyorlar?
Czemu niektóre pary pozostają uzależnione od siebie przez całe życie?
0.73797583580017s

Pobierz naszą aplikację z grami słownymi za darmo!

Połącz litery, odkrywaj słowa i wyzwij swój umysł na każdym nowym poziomie. Gotowy na przygodę?