Marine One'ı göstermesi için Ajan Todd'u kaçırdım.
Ooo nie Donna, chyba porwałem ci sukienkę.
Evet! Oh, hayır, Donna, Sanırım elbiseni yırttım.
Porwałem listonosza i zmusiłem go do zjedzenia "Pennysaver" (tygodnik).
Postacıyı kaçırdım... ve ona Şamdan Dergisi yedirtmiştim.
To powiem im, że nie porwałem.
Ve ben de onlara kaçırmadığımı söylerim.
Myślicie, że porwałem jego żonę by zmusić go do milczenia?
Mitch'in karısını onu susturmak için kaçırdığımı mı düşünüyorsunuz?
Porwałem twojego tatę. Chcę milion za uwolnienie go.
Bak, sevgili yaşlı babanı kaçırdım ve serbest bırakmak için bir milyon dolar istiyorum.
Dlatego, że zakradłem się do namiotu Bena i porwałem go.
Çünkü birkaç saat önce Ben'in çadırına dalıp onu kaçırdım.
/Porwałem ją i dzisiaj odetnę jej ucho.
Onu kaçırdım ve bugün bir kulağını keseceğim.
Przykro mi to mówić, ale to nie ja porwałem pańską żonę.
Bunu size söylediğim için kusura bakmayın ama karınızı ben kaçırmadım.
Co, myślicie, że porwałem własnego syna?
Ne yani, kendi oğlumu kaçırdığımı mı sanıyorsunuz?
Tak, boję się, i nie, nie jestem dumny z tego, co-- ale--ale nie porwałem dziecka.
Evet, korkuyorum, ayrıca yapmış olduğum şeyden de memnun değilim ama bebeği ben kaçırmadım.
Nawet jeśli szukałem większego wyzwania, co się stało takiego, że porwałem Lishę?
Daha büyük bir meydan okuma arıyor olsam bile yani ne yanlış gitmiş olabilir de ben Lisha'yı kaçırmak isteyeyim?
A teraz zjawiasz się tu twierdząc, że porwałem ci syna!
Bu yüzden buraya gelip oğlunu kaçırdığımı iddia ediyorsun!
Porwałem Kathryn i trzymałem ją w piwnicy opuszczonego domku letniskowego nad jeziorem.
Kathryn'i kaçırıp kullanılmayan bir yazlığın bodrumunda tuttum. Hastaneden bana kalbi getirmesi için bir çalışana rüşvet verdim.
Weź mój telefon i powiedz, że cię porwałem i gdzie jesteś, a wtedy przyjdą po mnie.
Telefonumu al. Onlara seni alıkoyduğumu söyle. Nerede olduğunu ve gelip beni almalarını söyle.
W zeszłym roku porwałem grecki statek.
Geçen yıl bir Yunan gemisi kaçırmıştım.
"Mam na imię Jamal Colorado, porwałem waszego syna."
"Ben Jamal Colorado ve oğlunuzu kaçırdım!"
Dobra: porwałem ich Cyberplanistę i teraz tak trochę kontroluję tego Cybermana.
İyi haber, Siber Planlayıcıyı kaçırdım ve şimdi bu Siber'in kontrolü bende.
To nie ja ukradłem komórki, porwałem ciężarówkę i na pewno nie ja zadźgałem śrubokrętem rosyjskiego gangstera.
Cep telefonları çalan ben değilim, bir kamyonu soyan ben değilim ve bir Rus hayduduna tornavida saplayan da kesinlikle ben değilim.
Porwałem chłopca imieniem Alex i zastrzeliłem jego matkę.
Alex adında bir çocuk kaçırdım, annesini vurdum...
Jeśli ktokolwiek to znajdzie, chcę, byście wiedzieli, że nie chciałem nikogo skrzywdzić i nikogo nie porwałem.
Eğer bunu biri bulursa, Kimseyi incitmek istemediğimi bilmenizi istiyorum ve kimseyi kaçırmadığımı da.
Na twoje szczęście to ja go porwałem.
Onu alan ben olduğum için şanslısın.
Porwałem agenta Burke'a z całkowicie innego powodu.
Ajanınız Burke'i tamamen farklı bir sebepten dolayı kaçırdım.
Kiedy towar był gotowy, podwiozłem go, nie porwałem.
Teslimat hazır olduğunda onu evinden aldırdım, kaçırmadım.
Porwałem Patti Levin i wywiozłem ją do chaty.
Patti Levin'i tuttum, sonra onu kabin'e götürdüm.
Porwałem twoich, więc ty porwałeś mojego?
Sizden iki kişiyi aldım, sen de benden birini mi aldın?
To jeden z przypadków gdy porwałem zasłonkę.
Duş perdelerinden birini de o zaman yırtmıştım.
To byłoby głupie, bo to ja ją porwałem.
Onu kaçıranın ben olduğumu düşünürsek bu biraz aptalca olurdu.
Porwałem mu córkę i chciał mi nakopać.
Rüyamda kızını kaçırıyordum o da peşime düşüyordu.
Będę musiał pogadać ze wszystkimi, których porwałem i przycisnąć ich czy widzieli cokolwiek, co doprowadzi mnie do Natalie.
Beni Natalie'ye götürecek bir şey görüp görmediklerini öğrenmek için kaçırdığım tüm insanlarla konuşmak zorunda kalacağım.
A grzech wasz, któryście byli uczynili, to jest cielca, porwałem, i spaliłem go ogniem, i skruszyłem go, tłukąc dobrze, aż się w proch obrócił, i wrzuciłem proch jego w potok, który płynął z onej góry.
Yaptığınız günahlı nesneyi, o buzağıya benzer dökme putu alıp yaktım. Parçalayıp ince toz haline getirinceye dek ezdim. Sonra tozu dağdan akan dereye attım.
1.5916180610657s
Pobierz naszą aplikację z grami słownymi za darmo!
Połącz litery, odkrywaj słowa i wyzwij swój umysł na każdym nowym poziomie. Gotowy na przygodę?
O parayla hayatı değişecekti ve ben önüne geçip hayatına sıçtım. 