Kaslarının zayıflamış olması gerekiyordu ama hücresel yenilenme durumundalar.
Vaš žilava Ukoliko eBay odumire, izgovora, umjesto da su u državi stanične regeneracije.
"Tokso", genellikle tedaviye yanıt verir. Ama beyinde lezyonlara sebep olabilmesi için öncelikle bağışıklık sisteminizin çok zayıflamış olması gerekir.
Obično reagira na terapiju, ali izaziva lezije u mozgu samo ako je imunosni sustav izrazito oslabljen.
Havanızın şu ana kadar bayağı zayıflamış olması gerek.
Zrak se kod vas sigurno dosad vrlo prorijedio.
Lobide veya hediyelik eşya mağazasında tekrar karşılaşırsak söz veriyorum, çok zayıflamış olacağım.
Ako opet naletimo jedno na drugo u predvorju ili suvenirnici, obećavam da ću biti tako vitka!
Öyle zayıflamış ki orta siklet gibi görünüyor.
Reći ću vam, toliko je smršavio da izgleda kao srednja kategorija.
Güneş ışığı zayıflamış, eflatun renge bürünmüştü.
Svjetlost koja je dolazila izvana postala je purpurna i blaga.
ama benim zayıflamış sağlığım, asistanım olmadan onu tamalayabilir miyim bilmiyorum.
Ali sa mojim slabim zdravljem, ne znam hoću li ga moći završiti, bez mog pomoćnika.
Onun hükmü biraz zayıflamış... ve diğerleri acı çekiyor.
Ne prosuđuje jasno pa drugi trpe.
Ama yaşam bağı öyle zayıflamış ki, çoğu öldüğünü düşünüyor.
Ali nit života je tako tanka, da većina misli da nije živ.
Bu topluluk neredeyse çökecek kadar zayıflamış.
Ovo je leglo postalo slabo, dekadentno.
Senden sonra, zayıflamış da olsam bütün ırkını temizleyecek kadar gücüm var.
Pored tebe, ova slabasna mala Moc koja je bila ima toliko dovoljno snage da unisti cijelu tvoju rasu.
Eğer Bishaan paylaşılan bir tahta döneceğimi düşünüyorsa çok zayıflamış demektir.
Ako Bishan misli da ću dijeliti prijestolje, halucinira.
Zayıflamış Turan kalesine birinin girdiğinden ve küreyi saklandığı yerden...aldığından şüpheleniyoruz, Majesteleri.
Velicanstvo, plasmo se da je neko probio Juransku tvrdavu odnio orb na drugo mjesto.
Eskiden Christopher Kapısının olduğu yere örülmüş olan duvar, zayıflamış.
Zidine uz Kristoforova vrata su oslabljene.
Tamam, bu testlere göre karaciğer fonksiyonları zayıflamış.
Pa, sudeći po ovim testovima, funkcija jetre se povećala.
Bunun onları daha da zayıflamış gibi gösterdiği düşünülebilir.
Čovjek bi pomislio da zato izgledaju slabije.
Pili zayıflamış sen hazırlan, ben de biraz şarj edeyim.
Baterija je gotovo prazna. Ti se pripremi, a ja ću je napuniti.
Caesar'ın emriyle, şaşırtma taktiğiyle savaş başladı, onun zayıflamış merkezi kanadı tarafında ki, piyadeler saldırdılar
Po Cezarovoj zapovijedi, bitka počinje diverziranim napadom, uz pješadijski napad njegovih oslabljenih centralnih redova.
Kişisel hislerim dolayısıyla zayıflamış olabilirim ama sen kendininkiler yüzünden kör olmuşsun.
Ja sam možda zasljepljen svojim osjećajima, ali i ti si sa svojima.
Anneleri 5 aydır beslenmiyor ve neredeyse yarı yarıya zayıflamış durumda.
Majka nije jela pet mjeseci, i izgubila je pola svoje težine.
Kız kardeşin Tina ne kadar da zayıflamış öyle.
Tvoja sestra Tina je baš smršala.
Sebebi de, bu zayıflamış organların kaldıramayacağı kadar büyük bir ameliyat olması.
Zato što je operacija bila praviše opsežna, a organi preslabi da izdrže.
Zayıflamış pillerin kapaklarını açmak için mi?
Da otvoriš poklopac na tvojim čudačkim pilulama?
Ancak, siz ve yolcularınız, uzun süredir düşük miktarda yer çekimine maruz kaldığından kemikleriniz zayıflamış olabilir.
No zbog efekata mikrogravitacije, ti i tvoji putnici će možda pretrpjeti.......mali gubitak pokretljivosti.
Öyle bir güçten dokuması zayıflamış olabilir.
Možda bi postojao način da se to dogodi pod jakom silom metka, da.
Besbelli ki, şu anda teneffüs ettiğiniz koku oldukça zayıflamış durumda.
Očito je da je miris kojeg sad osjetite prilično oslabljen.
Bir sonraki aşamada, kendinizi zayıflamış, bir köşede sallanırken, sadece tek bir şeye tek bir kez daha sahip olabilmek için ruhunuzu bile satabileceğinize emin bir halde bulursunuz.
U sljedećoj fazi mršava si, treseš se u kutu i jedino znaš da bi prodala dušu kada bi još jednom to mogla dobiti.
İspanyolcam biraz zayıflamış ama galiba Başkan Perez aynı fikirde değil.
Moj španjolski je malo zarhđao, ali mislim da se predsjednik Chavez ne slaže.
Zayıflamış bir Milano, zayıflamış bir Venedik zayıflamış bir Mantua.