Brand ga je vjerojatno pretovrio u hranu za aligatore.
Çocuğu yem olarak mı kullanmak istiyorsun?
Onda ti želiš iskoristiti klinca kao mamac?
Yem olarak beni kullandığın tuzağından kaçarken yakalandım.
Uhvaćen sam zbog provođenja tvoje stupice, bio sam vaš mamac.
Russell, eğer acele etmezsen kaplanlara yem olursun.
Rasele, ako ne požuriš poješce te tigrovi.
Aşksız yaşamaktansa solucanlara yem olmayı tercih ederim.
Bolje napustiti ovaj svet, nego živeti u njemu bez ljubavi!
Onu yem olarak mı kullanmak istiyorsun?
Hoćeš da ga koristiš kao mamac?
Bu adamı yakalamaya yemin ettiğinizi biliyorum Dedektif ama kendi kızınızı yem olarak kullanmanız aşırıya kaçıyor.
Znam da ste se zakleli srediti ga, ali vlastita kćer kao mamac, to je led ledeno.
Haberiniz olsun diye söylüyorum, psikopatların önüne et atarmış gibi çaresiz bir kızı yem etmek hiç hoşuma gitmiyor.
Samo da se zna, baš i nisam obožavatelj mahanja bespomoćnom curom pod nosom psihopatu za mamac.
Yanlış alarm ama bir dahaki sefere seri katiliniz için yem olmayı önerirsem beni reddedin.
Lažna uzbuna, ali ako se opet ponudim biti mamac serijskom ubojici, odbij me.
Hemen bizi bırakmazsan... Gecenin Öfkesi ile burayı yakıp yıkar... ve bütün gemi filon balıklara yem olur.
I ako nas ne pustiš, smjesta, prohujat će ovuda na Noćnom bijesu i raznijet će ti čitavu flotu na komadiće.
Demek bu senin yem olduğun büyük bir tuzakmış.
Dakle, ovo je veliku zamku... s vama kao mamac.
Atlara yem ile su verilsin ve iyice tımarlasınlar.
Pobrini se da se konji nahrane i očiste.
Lane'i yakalamak için diski yem olarak kullanırsın.
Iskoristiš disk kao mamac da ulovite Lanea.
Yok, sen kendini yem olarak kullandın.
Ne, sama si sebe iskoristila kao mamac.
"Sonra gözlerini yuvalarından sökeceğim ve seni köpeklerime yem edeceğim."
A onda ću tebi izvaditi oči, a psima ostaviti ostalo.
Tabii bizden büyük bir şeye yem olmadılarsa.
Ako ih nije pojelo nešto veće od nas.
Süper domuzlarımız büyük ve güzel olmakla kalmayacaklar, çevre üzerindeki ayak izleri asgari olacak, daha az yem tüketip daha az dışkı üretecekler.
Naše supersvinje neće biti samo velike i lijepe. One će također minimalno uticati na životnu sredinu. Trošiće manje hrane i izlučivaće manje ekskremenata.
Geminin geri kalanında oksijen seviyesi düşük olduğu için oksijen mumlarını yem olarak kullanabiliriz.
Sa razinom O2 na nižoj razini u ostatku broda, usmjerit će se na svijeće kisika Mogu ih koristiti kao mamac
Bu benim kullandığım optik bir yem.
Ovo je optički mamac koji sam koristila.
Ve burada gördüğünüz bir yem kutusu bir parça - denizin hamamböcekleri olan - balık kenesi ile her yerinde balık kenesi var.
A ono što vidite ovdje je kutija za mamac s hrpom -- poput oceanskih žohara -- izopodi su ih prekrili.
Bir zamanlar, Scarlet köpek dövüşlerinde yem olarak kullanılıyordu.
Jednom davno, Scarlett su upotrebljavali kao mamac u borbama pasa.
Sonra dev, bir figürün yaklaştığını görür ve şöyle der, "Bana gel ki derini cennetin kuşlarına ve toprağın canavarlarına yem edebileyim."
Div ugleda lika koji mu prilazi i izazove ga: "Dođi k meni, da dam tvoje meso pticama nebeskim i zvijerima zemaljskim."
"Bana gel ki senin derini cennetin kuşlarına ve toprağın canavarlarına yem edebileyim, " dediğinde, anahtar nokta, "Bana gel."
Kad on kaže: "Dođi k meni, da dam tvoje meso pticama nebeskim i zvijerima zemaljskim! ", ključan je izraz: "Dođi k meni"
"Bana gel ki senin derini cennetin kuşlarına ve toprağın canavarlarına yem edebileyim, " dediğinde, "bana gel" sözü savunmasızlığına dair bir ipucu.
Kad on kaže: "Dođi k meni, da dam tvoje meso pticama nebeskim i zvijerima zemaljskim", izraz "dođi k meni" nagovještaj je njegove ranjivosti.
Sonrasında yem kabında fıstıklar bulunduğunu görüyorlar
Tad će primijetiti kikiriki ovdje na ploči za hranjenje
‹‹Bizde saman ve yem bol, geceyi geçirebileceğiniz yer de var.››
Još mu doda: "Ima slame i p§iće kod nas u obilju, a i mjesta za prenoćište."
Böylece adam eve girdi. Lavan develerin kolanlarını çözdü, onlara saman ve yem verdi. Adamla yanındakilere ayaklarını yıkamaları için su getirdi.
Tako čovjek uđe u kuću. Rastovare deve i dadu im slame i p§iće, a njemu i ljudima koji su ga pratili donesu vode da operu noge.
Konakladıkları yerde içlerinden biri eşeğine yem vermek için torbasını açınca parasını gördü. Para torbanın ağzına konmuştu.
Kad na prenoćištu jedan od njih otvori svoju vreću da nahrani magarca, opazi svoj novac ozgo u vreći.
Kâhya onları Yusufun evine götürüp ayaklarını yıkamaları için su getirdi, eşeklerine yem verdi.
Čovjek zatim uvede ljude u Josipovu kuću; dade im vode da operu noge, a njihovoj magaradi baci p§iće.
Ölüleriniz bütün kuşlara, yabanıl hayvanlara yem olacak; onları korkutup kaçıran kimse olmayacak.
I mrtvo tijelo tvoje postat će hranom svim pticama nebeskim i svoj zvjeradi zemaljskoj. Nikoga neće biti da ih plaši.
Eşeklerimiz için yem ve saman, kendim, cariyem ve uşağım için ekmek ve şarap var. Hepimiz sana hizmet etmeye hazırız. Hiçbir eksiğimiz yok.››
Imam i slame i krme za svoje magarce, a i kruha i vina za sebe, za svoju ženu i za momka koji prati mene, tvoga slugu. Imamo svega dosta."
Volovi i magarci što obrađuju zemlju jest će osoljenu krmu, ovijanu lopatom i vijačom.
Bu halkın ölüleri yırtıcı kuşlara, yabanıl hayvanlara yem olacak; onları korkutup kaçıran kimse olmayacak.
A mrtva tijela ovoga naroda bit će hrana pticama nebeskim i zvjeradi zemaljskoj, i nitko se neće naći da ih poplaši i otjera.
Çobanları olmadığı için dağıldılar, yabanıl hayvanlara yem oldular.
I tako se ovce raspršiše nemajuć' pastira, i raspršene postadoše plijen zvijerima.
Viran edeceğim asmalarını, incir ağaçlarını, Hani, ‹Bunlar oynaşlarımın bana verdiği ücrettir› dediği; Çalılığa çevireceğim onları, Yem olacaklar yabanıl hayvanlara.
(2:14) Opustošit ću joj čokote i smokve za koje je govorila: 'To je plaća što mi je dadoše moji milosnici.' Obratit ću ih u šikarje, i životinje će ih poljske obrstiti.
Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin. Haksızlığı hoş göremezsin. Öyleyse nasıl hoş görürsün Bu hain adamları? Doğrular kötülere yem olurken Neden susuyorsun?
Prečiste su tvoje oči da bi zloću gledale. Ti ne možeš motriti tlačenja. Zašto gledaš vjerolomce, šutiš kad zlikovac ništi pravednijeg od sebe?
1.090705871582s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?