Da li si se ili nisi sreo sa zamenikom pravobranioca?
Kurumsal Çözümler bölümünün başkan yardımcısıyla toplantımız vardı.
Imamo sastanak sa podpredsednikom korporativne strategije.
Onu buldum, ama şu lanet bölge savcı yardımcısıyla konuşmak üzereydi.
Našao sam ga, ali je razgovarao sa pomoćnikom okružnog tužitelja.
Sonya, Fransa büyükelçiliğinde büyükelçi yardımcısıyla tanıştı.
Sonja je upoznala francuskog zamjenika ambasadora.
Bu işi halleder halletmez savunma bakanı yardımcısıyla görüşürüm.
Pričat ću s zamjenikom ministra pravosuđa. Čim nam uspije izvesti ovo. Ma daj.
Yardımcısıyla bu öğlen görüşeceğim ve yardımın lazım.
Ispitaću njegovu suradnicu popodne, i treba mi tvoja pomoć.
Metatron'un yardımcısıyla cennetin en çok aranan ismi beraber gelirse pek iyi olmaz.
Ako se Metatronov zamjenik pojavi s najtraženijim u raju, predstava je završena.
Başkan yardımcısıyla evlenmiş olmak nasıl bir duygu?
Moram zaposliti još ljudi. Kako je žena dopredsjednika?
Demin Müdür yardımcısıyla konuştum ve derecesini onayladı.
Upravo sam pričao sa zamenikom direktora, i on je dao odobrenje.
Bir zamanlar Orta Doğu'daki en gizli bilgilere yetkisi olan emekli bir askeri istihbarat görevlisi FBI'dan bir başkan yardımcısıyla gizlice buluşuyor.
Bivši vojni obavještajac koji je nekada imao pristup našem najosjetljivijem Bliskom istoku intel ima off-knjiga sastanak sa zamjenikom direktora FBI.
Bakan yardımcısıyla ilgili tavsiyemi uyguladın mı?
Jesi li se držala mog savjeta o pomoćniku kongresmena?
İçeri müdür yardımcısıyla girmek pek hoş olmaz gibi.
Ući sa zamjenicom ravnatelja nije fora.
Özel Ajan Booth'a çok uğraştığı kariyerini geri verirsen duyduğum her şeyi unutur artık ne babamı ne de seninle ve Baş Müdür Yardımcısıyla olan ilişkisini araştırırım.
Zaboravit ću sve što sam čula... Prestat ću njuškati o mom ocu i njegovoj vezi s E.A.D... Ako pustiš da se agent Booth vrati karijeri za koju se vrijedno izborio.
Sandy Morris, Manitowoc İlçe Şerif Yardımcısıyla evliydi.
Sandy je bila u braku sa zamjenikom šerifa.
Şu anda, yozlaşmış başkan yardımcısıyla kusurlu parçaları satın almak için bir anlaşma yapmak üzere.
Upravo će sklopiti dogovor da kupi neispravnu opremu od našeg korumpiranog dopredsjednika.
Sanırım Bay Krasnov'u bir savcı yardımcısıyla tanıştırmanın vakti geldi.
Mislim da je vrijeme smo uveli gospodina Krasnov S pomoćnikom okružnog tužitelja.
Mark... başkan yardımcısıyla konuştuk... ve senin fikrinde karar kıldık.
Marče... Podpredsjednica i ja smo raspravili i složili se s tvojim stavom.
O sırada halka, ‹‹Herkes geceyi yardımcısıyla birlikte Yeruşalimde geçirsin›› dedim, ‹‹Gece bizim için nöbet tutsunlar, gündüz de çalışsınlar.››
(4:16) U to sam vrijeme još rekao narodu: "Svaki sa svojim slugom neka noći u Jeruzalemu: po redu ćemo noću stražariti, a danju raditi."
1.5268518924713s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?