Prijevod od "yardımcısıyla" na Hrvatski


Kako koristiti "yardımcısıyla" u rečenici:

Genç, enerjik bir başkan yardımcısıyla silahlandırabiliriz.
Možemo ih naoružati mladim, potpredsjednikom koji zrači.
Tam ofisten çıkarken patron bu dosya yığını ve iki yardımcısıyla geldi dedi ki, "Ted, bunları yarın sabaha kadar temizle."
Baš sam napuštao ured, kada je šef ušao unutra sa tom hrpom stvari i dva asistenta i rekao "Očisti ovo do sutra ujutro."
Birleşik Devletler Başkan Yardımcısıyla aralarındaki ortak nokta nedir?
Što on ima zajedničko sa potpredsjednikom Sjedinjenih Država?
Onu en yakın yardımcısıyla sığınağa kaçırdı.
Poslala ga je da se sakrije, sa svojom najbližom pomoćnicom.
Sabah güneş doğmasın, hep gece olsun. Doktorun yardımcısıyla sevgimiz hiç bitmesin.
A kad svane dan, čekat ću da padne noć i doktorovog pomoćnika.
Müdür yardımcısıyla saygısızca konuştuğun ve tehdit eder gibi baktığın için seni rapor edebilirim.
Mogao bih te zapisati zato što odgovaraš zamjeniku direktora, i što me gledaš tako prijeteci.
Yapma, Ed, başkan yardımcısıyla yattığımı hatırlarsa reklam önerilerimi reddetmekten vazgeçebilir.
Ej, ovdje ništa od toga. Daj. Možda ako podsjetimo Eda da sam sa senior v.p., prestat će da ubija moje reklame.
Çocuklar şu eski başkan yardımcısıyla takılmanızı istemiyorum, tamam mı?
Djeco, ne bih htio da se više družžite s tim eks potpredsjednikom.
O, savunma Bakanı için dans ederken, biz yardımcısıyla konuşacağız.
Dok pleše pred ministrom odbrane, razgovarat ćemo sa zamjenikom. Bože.
Evet ama başkan yardımcısıyla da konuşsam zararı olmazdı.
Da, ali ni ja ne bih imao ništa protiv da popričam sa podpredsjednikom.
Joy, duruşmasının tarihi yaklaştıkça geriye kalan birkaç pürüzü halletmek için sağır avukatının... yardımcısıyla görüşüyordu.
Vidi kroz zidove. Kako se Joyin dan suđenja približavao sastajala se s pomoćnikom svoje odvjetnice da prođu još nekoliko stvari.
Biliyor musun, mutfak yardımcısıyla oturmak benim ünümü zedeliyor.
Znaš, to što sedim sa kuhinjskom pomoćnicom uništava mi reputaciju.
Korkarım başkan yardımcısıyla dün tatsız bir karsılaşmamız oldu.
Bojim se da smo se nas dvojica jučer zakrvili.
Emniyet müdürü yardımcısıyla ufak bir görüşme yaptım ve cinayet masasının sensiz olamayacağını söyledim.
Malo sam porazgovarala sa šefom, i rekla mu da Ubojstva ne mogu da priušte da te izgube.
Cho ve benim savcı yardımcısıyla mahkeme toplantımız var.
Cho i ja imamo ročište, sa zamjenikom glavnog tužioca.
Bütün günümü, borçlar bölümünün müdür yardımcısıyla konuşarak harcadım.
Potrošila sam cijelo poslijepodne u razgovoru s dopredsjednikom banke.
Bir sürü hayvan hakları derneğiyle uğraştım. Dekan yardımcısıyla uğraştım.
Nosio sam se s raznim grupama za prava životinja i sa prodekanom fakulteta.
Louisiana Eyalet Polis Merkezi'nde komiser yardımcısıyla başkomiser arasındaki rütbe farkı nedir?
Koji je čin između narednika i kapetana, u Državnoj Policiji Luisiane?
Muhafız burada olmadığını söyledi yardımcısıyla konuşmak istiyorum.
Stražar je rekao da ga nema i da potražim njegovog asistenta.
Savcı yardımcısıyla görüştüm bugün her şeyi anlatmak için son bir görüşme.
Susreo sam se sa službenikom ovo poslijedpodne... jedan poslijednji razgovor da ih obavijestim.
Parayı çaldıktan sonra dışarıdaki talihsiz şerif yardımcısıyla olan bir çatışmada cesurca kaçmayı denerken, kahramanca ölüyorsun.
Pošto si ukrao novac, hrabro si poginuo u unakrsnoj vatri sa nesretnim zamjenikom dok je odvažno pokušavao spriječiti tvoj bijeg.
Evlât, Başkan Yardımcısıyla görüşmem olduğunu söylemiştim.
Rekao sam ti, moram ići s potpredsjednikom.
Kusura bakmayın efendim ama bekli de başkan yardımcısıyla konuşmalıyım.
Uz svo poštovanje g-dine, možda trebamo dovesti zamjenika pomoćnika direktora ovdje.
Telefon kayıtlarına göre geceleri güzel, genç yardımcısıyla bir çok görüşme yapıyormuş.
Sudechi po podacima sa telefona, upuchivao je mnogo kasno-nochnih poziva mladoj, lijepoj koleginici.
Konsolos yardımcısıyla konuşup Nicholas Barclay'i sorduğumda onun İngilizce konuştuğunu ileri sürdü.
Pricao sam sa zamjenikom konzula i pitao ga o njegovim vezama sa Nicholasom.
Başsavcı Yardımcısıyla görüştün mü, görüşmedin mi?
Da li si se ili nisi sreo sa zamenikom pravobranioca?
Kurumsal Çözümler bölümünün başkan yardımcısıyla toplantımız vardı.
Imamo sastanak sa podpredsednikom korporativne strategije.
Onu buldum, ama şu lanet bölge savcı yardımcısıyla konuşmak üzereydi.
Našao sam ga, ali je razgovarao sa pomoćnikom okružnog tužitelja.
Sonya, Fransa büyükelçiliğinde büyükelçi yardımcısıyla tanıştı.
Sonja je upoznala francuskog zamjenika ambasadora.
Bu işi halleder halletmez savunma bakanı yardımcısıyla görüşürüm.
Pričat ću s zamjenikom ministra pravosuđa. Čim nam uspije izvesti ovo. Ma daj.
Yardımcısıyla bu öğlen görüşeceğim ve yardımın lazım.
Ispitaću njegovu suradnicu popodne, i treba mi tvoja pomoć.
Metatron'un yardımcısıyla cennetin en çok aranan ismi beraber gelirse pek iyi olmaz.
Ako se Metatronov zamjenik pojavi s najtraženijim u raju, predstava je završena.
Başkan yardımcısıyla evlenmiş olmak nasıl bir duygu?
Moram zaposliti još ljudi. Kako je žena dopredsjednika?
Demin Müdür yardımcısıyla konuştum ve derecesini onayladı.
Upravo sam pričao sa zamenikom direktora, i on je dao odobrenje.
Bir zamanlar Orta Doğu'daki en gizli bilgilere yetkisi olan emekli bir askeri istihbarat görevlisi FBI'dan bir başkan yardımcısıyla gizlice buluşuyor.
Bivši vojni obavještajac koji je nekada imao pristup našem najosjetljivijem Bliskom istoku intel ima off-knjiga sastanak sa zamjenikom direktora FBI.
Bakan yardımcısıyla ilgili tavsiyemi uyguladın mı?
Jesi li se držala mog savjeta o pomoćniku kongresmena?
İçeri müdür yardımcısıyla girmek pek hoş olmaz gibi.
Ući sa zamjenicom ravnatelja nije fora.
Özel Ajan Booth'a çok uğraştığı kariyerini geri verirsen duyduğum her şeyi unutur artık ne babamı ne de seninle ve Baş Müdür Yardımcısıyla olan ilişkisini araştırırım.
Zaboravit ću sve što sam čula... Prestat ću njuškati o mom ocu i njegovoj vezi s E.A.D... Ako pustiš da se agent Booth vrati karijeri za koju se vrijedno izborio.
Sandy Morris, Manitowoc İlçe Şerif Yardımcısıyla evliydi.
Sandy je bila u braku sa zamjenikom šerifa.
Şu anda, yozlaşmış başkan yardımcısıyla kusurlu parçaları satın almak için bir anlaşma yapmak üzere.
Upravo će sklopiti dogovor da kupi neispravnu opremu od našeg korumpiranog dopredsjednika.
Sanırım Bay Krasnov'u bir savcı yardımcısıyla tanıştırmanın vakti geldi.
Mislim da je vrijeme smo uveli gospodina Krasnov S pomoćnikom okružnog tužitelja.
Mark... başkan yardımcısıyla konuştuk... ve senin fikrinde karar kıldık.
Marče... Podpredsjednica i ja smo raspravili i složili se s tvojim stavom.
O sırada halka, ‹‹Herkes geceyi yardımcısıyla birlikte Yeruşalimde geçirsin›› dedim, ‹‹Gece bizim için nöbet tutsunlar, gündüz de çalışsınlar.››
(4:16) U to sam vrijeme još rekao narodu: "Svaki sa svojim slugom neka noći u Jeruzalemu: po redu ćemo noću stražariti, a danju raditi."
1.5268518924713s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?