İçeri girmeye çalışanlar ölsün diye bubi tuzakları kurmuşlar.
To sam i rekao! Zamke da umru svi koji uđu unutra!
Ne çeşit bubi tuzakları kurduklarını kim bilebilir ki?
Tko zna kakve sve zamke ima ova stvar.
Şimdi düşünmemiz gereken şey odalardaki tuzakları nasıl geçeceğimiz.
Treba smisliti kako da zaobiđemo klopke.
Bubi tuzakları Bay Tarr'ın tarzı değildir.
To nije u stilu, g. Tarra.
Duvarı yıkıp içeri sızacak kadar şanslı olsalar bile,.... daha içeriye giremeden bubi tuzakları onları halledecek.
Čak i ako budu imali sreće i sruše zid...zamke će ih srediti prije nego što dođu ovdje.
O zaman tuzakları geçip, hemen yem koyalım.
Onda ću preskočiti zamke i krenuti s primamljivanjem.
Garajdaki yerini tam olarak belirledim... tekerleklerin açısını not aldım... ve belki de sana bubi tuzakları hazırlamış olabilirim.
Zabeležio sam tačnu poziciju u garaži... ugao točkova... i možda sam samo postavio još par zamki.
Hey, ya adaya bubi tuzakları döşemişse?
Hej, što ako on ima cijeli ovaj otok u zamkama?
Hayır, ama fareler delik açmaya başladıklarında, tuzakları indirebiliyorlar.
Ne, ali kad počnu plaćati režije, mogu stavljati ljudske zamke okolo.
O rakun gelirse diye tuzakları kurmalıyım.
Moram postaviti zamke u slučaju da se onaj rakun vrati.
Aslında dün bir takım hayvan tuzakları gördük.
Mi smo juce vidjeli gomilu zamki za zivotinje.
Geçen sefer bu kabloyu ormana doğru takip ederken Rousseau'nun gizli ölüm tuzakları yüzünden az daha şiş kebap oluyordum.
Kad sam zadnji put pratio ovu žicu u džunglu, skoro me je na ražnjiće isjekla smrtonosna zamka od Rousseau.
Cuma merak ediyor, ne çeşit bir aptal bütün bu tuzakları kurduktan sonra silahsız bir şekilde bağırarak sahile doğru koşar.
Petko se pita, kakav idiot može napraviti sve one zamke, a onda otrčati, vikajući, na plažu, bez oružja?
Endişe ettiğim tek şey, düşmanın savaşta hazırlayacağı tuzakları farkedememen olur!
Samo brinem o onim neprijateljima koje ne možeš videti. Straža je nemoćna pred njima.
Tüm kültürlerdeki tılsımları ve tuzakları kullandım.
Zamke i talismani iz svake vjere na svijetu.
Çok hızlı olduğundan, tuzakları yoklamayı unutmuş olmalısın.
Očito si bio previše brz pa si zaboravio provjeriti ima li zamki.
Wesley'in takımı burayı bulduğunda bubi tuzakları kurmuş.
Kada je Weslejev tim pronašao ovo mjesto ono je bilo minirano.
El yapımı bomba ya da bubi tuzakları falan mı hazırlayacaksın?
Napravit ćete bombu ili neku zamku, zar ne? -Ne.
Lisede kimya derslerinden öğrendiğimiz gibi sodyum metal gibi kimyasallar hava ile temas ettiklerinde alev alırlar bu da onları bubi tuzakları için biçilmiş kaftan yapar.
Srednjoškolska hemija nas uči da će zapaljive hemikalije poput metalne soli gorjeti kada dođu u kontakt sa vlagom u zraku, što ih čini idealnim obaračima za naročito zeznute mine iznenađenja.
Zekâmı, süper ölüm tuzakları yapmak için harcamayacağıma söz verdim.
Znam da sam obecao da necu trositi svoj intelekt na precizne super smrtne zamke!
Onlar tuzakları koruyorlar yani kendi tankları engel olmayacaktır.
Prekrivaju zamke da njihovi tenkovi ne zaglave.
Kurtlar yollarındaki tuzakları görme konusunda uzmanlardır.
Vukovi su vješti u izbjegavanju zamki.
Hatta avcılar, kurtların tuzakları tehlikeli hale gelmeden önce kazarak etkisiz hale getirdiklerini bildirmişlerdir.
Lovci su čak prijavili da su iskopali zamke i deaktivirali ih prije nego su postale problem.
Catherine, sence neden o tuzakları kurdum?
Možemo ga namamiti. Catherine, za što misliš da sam postavio te zamke?
Bu vahşi doğa rehberleri hangi bitkilerin yenilebilir olduğunu ve hangi tuzakları kurabileceğimizi anlatıyor.
Ove brošure za divljinu objašnjavaju koje biljke su sigurne za jesti i koje zamke možemo napraviti.
Bütün açıklıkları, delikleri, tuzakları ve pencereleri aklıma yazdım.
SVAKA RUPA, OTVOR, ZAMKA I PROZOR JE UPISANA U MOJU GLAVU.
Bu da, davetsiz misafirler için kurdukları tuzakları atlamamızı ve şüphelimizin gittiği yolu bulmamızı sağladı.
To nam je omogućilo naći put kretanja osumnjičenog dok smo izbjegavali različite zamke za uljeze koje su postavili putem.
Sadece sizin benim için hazırladığınız tuzakları bitirmenizi bekliyordum.
Samo sam čekao da vas dvoje završite s postavljanjem vaše male zamke za mene.
Smudge oralara aydınlatma tuzakları yerleştirmişti değil mi?
Postavili su nagazne mine tamo dolje, zar ne?
Her yer bubi tuzakları dolu gibi görünüyor.
Izgleda da su dobili mjesto zamku.
Gider onları alırım, tuzakları da evin etrafına kurarım.
Ja ću ih dobiti i postaviti zamke oko imovine.
Eroinli hayat tarzının bütün tuzakları var.
Dakle, učiniti sve druge zamke načina života heroinom.
Tavşan avlıyorsa, tuzakları güneye doğru kurar.
Ako nanjuši zečeve, onda postavlja zamke na jugu.
Ölüm tuzakları hayatımın geri kalan kısmını düzeltirken mi?
Da popravljam ove krntije cijeli život?
Yavaş ol, düşün işte o zaman tuzakları görürsün.
Uspori malo, razmisli i tada ćeš vidjeti sve zamke koje ti se spremaju.
Tamam, tavan arasında çakal tuzakları olmalı, belki biraz da av tüfeği fişeği.
Dobro, trebamo nekoliko zamki za kojote s tavana, možda koju patronu za pušku.
Demek istediğim, o problemleri kurşunla çözüyor, Elektrik tuzakları ve zehirle değil.
Mislim, on probleme rješava mecima, ne otrovima i postavljanjem strujnih žica.
Pantanal'da GPS tasmaları yanında başka bir teknik de kullanıyoruz: Kamera tuzakları.
U Pantanalu, osim GPS ogrlica, koristimo još jednu tehniku: foto-zamke.
Ölüler diyarının bağları sardı, Ölüm tuzakları çıktı karşıma.
Užad Podzemlja sputiše me, smrtonosne zamke padoše na me:
Ölüler diyarının bağları sarmıştı, Ölüm tuzakları çıkmıştı karşıma.
(18:6) Užad Podzemlja sputiše me, smrtonosne zamke padoše na me:
0.83013105392456s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?