Beni Longmont, Colorado'dan bir ankesörlü telefondan aradı.
Nazvao me s govornice u Longmontu, Colorado.
Mike Milligan'ın ağzının sulandığını neredeyse telefondan duyabiliyordum.
Skoro sam mogao čuti kako Mike Milligan slini preko telefona.
Ona edilen her telefondan haberimiz var.
Ne može ni telefonirati, a da mi to ne znamo.
Haydi, Birleşik Devletler Başkanıyla bu telefondan konuşmayı dene.
Naprijed. Pokušajte dobiti Predsjednika Sjedinjenih Država na telefon.
Diyor ki telefondan çok fazla şeker yediğimi anlayabilmiş.
Kaže da može čuti preko telefona kako jedem previše šećera.
Catherine'in gece ikide bir telefondan öğrenmesini istemem başına bir şey geldiğini.
Ali neću da netko zove Catherine u 2 ujutro...... ikažeda ti se nešto dogodilo.
"Onu telefondan çekmezsen seni delirteceğiz. "
"Dovest ćemo te do ludila ako ga ne skineš s telefona."
Kampüsteki ankesörlü telefondan Emily'yi aramamı istedi.
Rekla mi je da pozovem Emily na govornicu u studentskom gradu.
Aylardır bu adamın arkasında hiç ceset yoktu ama telefondan gelen sesler savaş alanından geliyor gibiydi.
Nijedan leš od njega mjesecima, a uhvatimo ga na telefonu i zvuči kao ratna zona.
Bir hafta önce, isimsiz bir ihbar aldık. İhbarın, iskeledeki bir dalış dükkanındaki ankesörlü telefondan geldiğini tespit ettik.
Primili smo anonimnu dojavu prije oko tjedan dana iz telefonske govornice kod prodavaonice ronilachke opreme na doku.
O halde kurtul o telefondan ve işini yap.
Riješi se telefona i idi raditi svoj posao.
Evet çünkü babanı hatırlatan telefondan sonra çok yüklendin kendine.
Zato što si se preforsirao nakon poziva o svom ocu.
Otelin olduğu istasyona gelince hiçbir şeyden şüphelenmeyesiniz diye sizi ankesörlü telefondan aradı.
Kad je stigla na stanicu kod hotela, zvala vas je iz govornice da vi ništa ne posumnjate.
Bunları Matt'in, Wendy'nin ve Claire'nin telefondan çıkardım, bunları da onların son yirmi dört saat içinde kesiştikleri bir nokta olup olmadığını bulmak için- Bulmak için kullanıyorum.
Našao sam Mattova, Wendyina, i Claireina pa pokušavam vidjeti gdje su bili u zadnjih 24 sata i jesu li... Jesu li se sreli.
Bana bir daha bu telefondan ulaşamayacaksınız.
Više me nećete moći dobiti na ovaj ovaj telefon.
Ödemeli bir telefondan gelen yanlış aramayı neden kabul ettin?
ZAŠTO SI PRIMIO POZIV NA SVOJ RAČUN ZA POGREŠAN BROJ?
İsimsiz bir kontörlü telefondan aramalar alıyormuş.
Primala je pozive sa anonimnog pre-paid broja.
Birincisi, bir buluşmanız sonrasında telefonu yanlışlıkla bıraktığınızı ve geri gelip telefondan kurtulacağınızı düşündü polisin telefonu önce bulacağını düşünemedi.
Jedan od njih, on vas mislio ostavio ga ondje greškom nakon randevu i ste bili planiranje vratiti ga dohvatiti, raspolagati, nemajući pojma da je policija bi ga oporaviti prvi.
Ama ne olur ne olmaz gece ninnisini telefondan söyleyeyim bari.
Ali svejedno ću mu otpjevati uspavanku preko telefona.
Ve lanet telefondan da uzak dur.
I makni se sa jebenog telefona.
Kurban bagajdan tek kullanımlık telefondan arıyor...
Žrtva je u prtljažniku auta sa telefonom bez čipa.
Yukarı çıkıp konuşabilir misin, yukarıdaki telefondan?
Možeš li preuzeti ovaj poziv preko telefona na gornjem katu?
Seni telefondan ve diğer teknoloji türlerinden ayırmanın atılacak en doğru adım olduğu kanısındayım.
Vjerujem da je odvajanje od njega, i od svih ostalih oblika tehnologije, najbolji pravac djelovanja.
Polis halktan onlara yaklaşmamasını ve 800-555-0199 numaralı telefondan Syracuse Polisi ile irtibata geçmesini istiyor.
Policija upozorava da ne prilazite paru, već da nazovete broj telefona 800-555-0199.
Ön ödemeli bir telefondan düzenli olarak bir dizi arama gelmiş.
Naišao sam na uzorak u prijenosima. Seriiju poziva upućenu s jednokratnih mobitela.
Sonra parası önceden ödenmiş, takip edilemez gizli bir telefondan Bert'i ararız.
Onda zovemo Berta na slijepi telefon. To je prepaid i ne mogu ući u trag.
Kontürlü telefondan arayabilirsin, 5 dakikan var.
Imaš govornicu vani. Imaš pet minuta.
Telefondan bir çağrı yaptın mı olur işte.
Jedan poziv sa telefona bi bio dovoljan.
Üç gün önce Ruiz'e 11. caddedeki ve Lincoln caddesindeki bir telefondan arama yapılmış.
Prije tri dana, Ruiz je primio poziv iz telefonske govornice sa ugla 11. ulice i Lincolnove.
Dairesindeki telefondan bir şey çıktı mı?
Što je sa mobitelom iz stana?
Belki de artık telefondan dinleyemedikleri için sinir olmuşlardır.
Možda su se razbesneli jer ne mogu više da nas prisluškuju preko telefona.
Aramalar, Maryland'ın kırsallarındaki bir benzinlikteki ankesörlü telefondan gelmiş.
Pozivano je sa benzinske stanice u Merilendu.
Çantana yerleştirdiğim izi sürülemez telefondan gelecek milyonlarca aramaya hazır ol.
Spremi se da dobiješ milion poziva na taj satelitski telefon koji sam ti stavila u torbu.
Ama Sam'in telefon kayıtlarına göre, Sam ondan sonra Lila'yla kullan at telefondan bir kaç kez daha konuştu.
Medutim, prema rijecima telefonske zapise Sam-a, Sam razgovarao s lila na nju plamenik nekoliko puta nakon toga.
Bizi Stark silahlarına ulaştıran isimsiz ihbarın yapıldığı telefondan parmak izi çıkarabilecek miyim diye bakacağım.
Anonimni poziv koji nas je odveo da Stark oružja, pogledat ću da li mogu da izvučem otisak sa tog telefona.
Başvurularımı kontrol ettiğimde, telefonda çok kibarlar ta ki ismimi duyana kadar, sonra telefondan sinyal sesi geliyor.
I kad sam poziv da se učine, su ljubazni na telefonu Dok čuju moje ime A zatim birajte ton.
Ki, eğer bir akıllı telefondan Google'a girmişlerse, 15 sene önce Başkan Clinton'ın sahip olduğundan daha çok bilgi ve istihbarata erişimleri var.
A ako ima smartphone s Google-om imaju pristup većem znanju i informacijama nego što je imao predsjednik Clinton prije 15 godina.
Sayılardan anlamıyordum; telefondan anlamıyordum, ama tek planım da buydu.
Više ne razumijem brojeve. Ne razumijem ni telefon, no to je jedini plan koji imam.
Sonunda bütün numarayı çevirdim ve telefondan gelen sesi dinlemeye başladım; iş arkadaşım telefonu açtı ve bana şöyle dedi: "Voo voo voo voo" (Kahkahalar) Şöyle düşündüm kendi kendime: "Allah Allah, aynen bir Golden Retriever köpek gibi çıkıyor sesi!"
Konačno, sve su znamenke otipkane i ja prinesem slušalicu, a moj kolega s druge strane kaže mi: "Vu vu vuu vuu vuu." (smijeh) A ja si pomislim: "Zaboga, pa on zvuči kao zlatni retriver!"
Telefondan okuyordum. Dedim ki, siliveririm gider.
Gledao sam u svoj mobitel i razmišljao kako bih to mogao jednostavno izbrisati.
''Görmüş olduğunuz en iyi internette gezinme deneyimi; dizüstünden çok daha iyi, akıllı telefondan çok daha iyi.
" Najbolje iskustvo pretraživanja koje ste ikada imali, daleko bolje od prijenosnog računala i pametnog telefona.
3.242213010788s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?