Prijevod od "sağlayacağım" na Hrvatski


Kako koristiti "sağlayacağım" u rečenici:

Bir gün annemi öldüren kişiyi bulacağım ve babam için adaleti sağlayacağım.
Jednog dana naći ću onog koji mi je ubio majku. I ocu oprati ime.
İlk baskında olduğu gibi bundan kurtulmanı sağlayacağım.
Sredit ću to kao i prošli put.
Ve bu dersi verirken adımdan korkulmasını sağlayacağım.
I u toj lekciji leži strah od pravog imena.
Bu geceyi sağ salim atlatmanızı sağlayacağım.
Moram se pobrinuti da preživite ovu noć.
Ancak Queen Holding'in tüm kaynaklarının bunun peşine düşmesini sağlayacağım.
Ali upotrijebit ću sve resurse Queen Consolidateda za to.
Yakın bir zamanda bunu ben sağlayacağım.
Uskoro, ja ću se pobrinuti za to.
Ve Scarlett, ben senin güvende olmanı sağlayacağım.
Obećavam, Scarlett, pobrinut ću se da si sigurna.
Şimdi sizin elinizdeyiz ama bundan ötürü hapse girmenizi sağlayacağım!
Sad smo u vašim rukama, ali ja ću vas zbog ovog strpati u zatvor!
Sana dergi haberi sağlayacağım dedim, ve seni bir dergiye sokuyorum.
Rekao sam ti da ću ti nabaviti naslovnu stranu i ubacit ću te u časopis.
Ve madem Çin yemeklerini seviyorsun yeni sekreterimin şehirdeki en iyilerin bir listesini sana yollamasını sağlayacağım.
A budući da volite kinesku hranu, reći ću novoj tajnici da pošalje popis najboljih u gradu.
Herkesin hak ettiği tatlıya çarptırılmasını sağlayacağım.
Pobrinut ću se da svi dobiju pravi desert.
Sen Jimmy O'Phelan'ı öldür sana söz veriyorum Abel'ın, sevgi dolu ailesinin kucağında eve dönmesini sağlayacağım.
Ubij Jimmyja O'Phelana i ja ti obećavam da ću se pobrinuti da Abel ide kući u rukama svoje voljene obitelji.
Bilincimi transfer edebileceğim bir zamana kadar bu güvenli yerde kalıp dünya ile iletişimimi bu yolla sağlayacağım.
Dok ne uspijem preseliti svoju svijest, ostat ću na sigurnoj lokaciji i sa svijetom komunicirati ovako.
Eğer benden üstün olduğunu düşünüyorsan böyle olmamasını sağlayacağım.
A ako misliš da si predobar za mene sada, Ja cu uciniti da neceš biti.
Büyüdüğümde zengin seçkin bir işadamı olacağım New York borsasında çalışıp batan yabancı ekonomilerden kar sağlayacağım.
Kad odrastem, postat ću bogati elitistički biznismen koji radi na Wall Streetu i zarađuje na slomovima stranih ekonomija.
Sana ihtiyacın olan tüm korumayı ben sağlayacağım.
Pružit ću ti svu potrebnu zaštitu.
Her şeyin eskisi gibi olmasını sağlayacağım.
Popravit ću sve i izgledat će kao i prije.
Bu bir daha olursa, uzaklaştırılmanızı sağlayacağım.
Ako se ponovi, idete na neplaćeni dopust.
Bir daha polis gücünde hiçbir şekilde çalışmamanı sağlayacağım.
Pobrinut ću se da više nikad ne radiš u policiji.
Bölge Savcısı olarak bu adamın kanunun izin verdiği ölçüde yargılanmasını sağlayacağım.
Kao okružni tužilac pobrinut ću se da bude kažnjen najviše što zakon dopušta.
Tek bildiğim, bir adam kardeşimi öldürdü ve bunun için asılmasını sağlayacağım.
Samo znam da je taj čovjek ubio mog brata i da ću gledati kako visi zbog toga.
Senin için, senin savaşını kazandığımda bunu anlamanı sağlayacağım.
Pobrinut ću se da to shvatiš kada dobijem ovaj rat za tebe.
Haddini aştın ve ben de yakında kapı dışarı edilmeni sağlayacağım.
PRETJERAO SI I SADA SAM UREDIO DA TE USKORO NE BUDE.
Bu adayı kaybedersek hepimizin düşeceği tehlikeyi fark etmelerini sağlayacağım.
Objasniću im koliku bi pretnju po sve nas predstavljao naš gubitak ovog ostrva.
Tanıman gereken insanlarla seni tanıştıracağım ve ihtiyacın olan danışmanlığı sağlayacağım.
Ću vam predstaviti ljude što trebate znati i dati savjet koji vam je potrebno.
Bu şehrin kalbini tekrar bulmasını sağlayacağım, sana söz veriyorum.
Pomoći ću ovaj grad ponovno naći svoje srce, ja vam obećajem da.
Bir gün, annemi öldüren kişiyi bulup babam için adaleti sağlayacağım.
Jednog dana ću naći majčinog ubojicu i oprati očevo ime.
Bu olduktan ve Omega güvenceye alındıktan sonra istediğiniz herhangi bir yere gitmenizi bizzat sağlayacağım.
Nakon što je postignuto i Omega-a osiguran, Pobrinut ću se da idete bilo koje mjesto u svijetu koju želite ići.
Bir gün annemi öldüren kişiyi de bulacağım ve babam için adaleti sağlayacağım.
I jednog dana, naći ću tko je ubio moju majku... Mama! I dobiti pravdu za mog oca.
Böyle bir adam varken bölüğümde disiplini nasıl sağlayacağım?
Kako da održavam disciplinu s takvim čovjekom u postrojbi?
İhtiyacın olan yardım alman sağlayacağım ve her şey düzelecek.
Naci cu ti psihijatra i sve ce biti u redu.
Ayrıca şirketimizin parktaki hisselerini büyük ölçüde artırmasını sağlayacağım.
I pobrinut ću se da naša tvrtka bitno poveća naš udio u parku.
İnan bana, ona zarar gelmemesini sağlayacağım.
Vjeruj mi, pobrinut ću se da mu nitko ne naudi.
Gemiyle iletişime geçip olabildiğince hızlı gelmelerini sağlayacağım.
Kontaktirat ću brod da dođu što prije.
Beni adamlarıma götür, genç Colleen'e yardım etmesi için Claire'e güvenli geçiş sağlayacağım.
Otprati me do mojih ljudi, pa ću dati Claire siguran prolaz da pomogne mladoj Colleen.
Ama biliyorum ki hep bildiğini yapacak, bu yüzden ona hep destek sağlayacağım çikolata ve yağmur çizmeleriyle. Çünkü çikolatanın tamir edemeyeceği hiçbir üzüntü yoktur.
Ali ja znam da će svejedno, pa ću umjesto toga uvijek držati dodatnu opskrbu čokolade i čizmi za kišu u blizini, jer ne postoji slomljeno srce koje čokolada ne može popraviti.
"Eğer elindekini yere bırakırsan onun hayata gelmesini sağlayacağım,
I kaže, "Ako ga polegneš, učinit ću da oživi.
‹‹Halkımın Mısırlıların gözünde lütuf bulmasını sağlayacağım. Gittiğinizde eli boş gitmeyeceksiniz.
Dobro ću raspoložiti Egipćane prema ovome narodu, pa kad pođete, nećete poći praznih ruku.
‹‹ ‹Ülkenize barış sağlayacağım. Korku içinde yatmayacaksınız. Tehlikeli hayvanları ülkenizden kovacağım. Savaş yüzü görmeyeceksiniz.
Zemlji ću dati mir; tako ćete počivati a da vas nitko ne plaši. Štetne ću životinje iz zemlje ukloniti; mač neće prolaziti vašom zemljom.
Kral Barzillaya, ‹‹Benimle karşıya geç, Yeruşalimde ben senin geçimini sağlayacağım›› dedi.
(19:34) Kralj reče Barzilaju: "Pođi sa mnom, ja ću te u tvojim starim danima uzdržavati kod sebe u Jeruzalemu."
Ama barışsever bir oğlun olacak. Onu her yandan kuşatan düşmanlarından kurtarıp rahata kavuşturacağım. Adı Süleyman olacak. Onun döneminde İsrailin barış ve güvenlik içinde yaşamasını sağlayacağım.
Gle, rodit će ti se sin; on će biti miroljubac i dat ću mu mir od svih njegovih neprijatelja odasvud unaokolo; ime će mu biti Salomon. Mir i pokoj dat ću Izraelu za njegova vremena.
Bunun üzerine, ‹‹Ah, Egemen RAB, peygamberler bu halka, ‹Kılıç yüzü görmeyecek, kıtlık çekmeyeceksiniz; burada size kalıcı esenlik sağlayacağım› diyorlar›› dedim.
Tada rekoh: "Ah, Jahve Gospode! Eno, proroci im govore: 'Nećete vidjeti mača, niti će vam biti gladi, nego ću vam dati postojan mir na ovome mjestu.'"
Kızgınlıkla, gazapla, büyük öfkeyle onları sürdüğüm ülkelerden hepsini toplayacağım. Onları buraya geri getirip güvenlik içinde yaşamalarını sağlayacağım.
"Evo, ja ću ih sabrati iz svih zemalja u koje ih prognah - u gnjevu i jarosti svojoj - i vratit ću ih na ovo mjesto da ovdje spokojno žive.
‹‹RAB diyor ki: Bu halkın başına bütün bu büyük felaketleri nasıl getirdiysem, onlara söz verdiğim bütün iyilikleri de öyle sağlayacağım.
Jer ovako govori Jahve: "Kao što sam na ovaj narod doveo svu ovu strašnu nesreću, tako ću na njih dovesti svu sreću koju im obrekoh.
‹‹ ‹Yine de bu kenti iyileştirip sağlığa kavuşturacağım. Halkına şifa verecek, bol esenlik, güvenlik içinde yaşamalarını sağlayacağım.
Evo, ja ću zaliječiti njihovu ranu, ja ću ih iscijeliti i ozdraviti i pružiti im obilje istinskoga mira.
Sizi yoklayıp antlaşmama bağlı kalmanızı sağlayacağım.
Provest ću vas ispod štapa svojega, podvrći vas brojenju:
Ülkenize insanların, halkım İsrailin girmesini sağlayacağım. Sizi sahiplenecekler. Siz de onların mirası olacaksınız. Onları bir daha çocuklarından yoksun bırakmayacaksınız.
Dovest ću k vama ljude, narod svoj, Izraela, i zaposjest će te i bit ćeš im baština i nećeš im više djecu otimati.'"
Ruhumu içinize koyacağım; kurallarımı izlemenizi, buyruklarıma uyup onları uygulamanızı sağlayacağım.
Duh svoj udahnut ću u vas da hodite po mojim zakonima i da čuvate i vršite moje naredbe.
‹‹ ‹Egemen RAB şöyle diyor: Sizi bütün günahlarınızdan arıttığım gün, kentlerinizde yaşamanızı sağlayacağım; yıkıntılar onarılacak.
Ovako govori Jahve Gospod: 'A kad vas očistim od svih bezakonja vaših, napučit ću opet vaše gradove i sagraditi razvaline;
0.9389979839325s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?