Planı yeniden inceleyip, başka bir seçeneğimiz var mı bakalım.
Pa, da ispitamo plan i vidimo ima li drugih mogućnosti.
FBI yıllardan beri kütüphaneleri inceleyip kayıtlar tutuyor.
FBI već dugo nadgleda knjižare i vodi evidencije.
Bu ufak kızın, zihnin inceleyip duruyordum, ve nadir bulunan, ilginç bazı şeyler keşfettim.
Istražio sam um te djevojčice... I pronašao zanimljive sposobnosti!
Bu bantları ileri geri inceleyip duruyoruz.
Vec smo prošli kroz ove vrpce i naprijed i nazad.
İnceleyip 30 dakika içersinde rapor verin.
Provjerite to, trebam izvještaj za pola sata.
Öğrenci kayıtlarını inceleyip herkesi daha iyi tanıyordum ve eski okulundaki notlarının yollanılmadığını fark ettim.
Pregledavao sam dosjee svih studenata da bih bolje upoznao i primijetio sam da nemamo ništa iz tvoje prijašnje škole.
Latonalılar'a ileri derecede inceleyip inceleyemeyeceğimizi sormak akıllıca olacaktır.
Bilo bi mudro pitati Latonijance možemo li ga detaljnije proučiti.
Danışmanlarım her şeyi inceleyip, kontrol ettikten sonra 12 milyon dolarlık bir fon kurmamızın uygun olduğunu söylediler.
My advisors have gone through everything and agree Moji savetnici su sve pregledali i složili se - that a sum of 12 million dollars is realistic. - da je suma od 12 miliona dolara realna.
Dosyalarınızı inceleyip, bir takım oluşturana kadar,...farklı bölümlerde çalışan herkese ihtiyacım olacak.
Potreban mi je svako u svakom odelenju u toku s tim šta mi radimo. Dok ja pregledam vaše dosijee i sastavim jedinicu.
Dinleme dosyalarını oluşturup Monk'ın, senin ve diğerlerinin cep telefonlarınızı inceleyip örgütün varlığını ispatlayacaklar.
Dobit će po "glavi 3." i kažu da će pregledom Monkovog telefona, tvog telefona, i drugih, dokazati zavjeru. Vidiš?
Dün gece uyuyamadım, ben de gecenin büyük bir kısmında bu listeyi inceleyip depoda bizimle olan kişileri bulmaya çalıştım.
Nisam mogla spavati, pa sam skoro cijelu noć provjeravala popis, pokušavajući pronaći nekoga tko je bio u skladištu s nama.
Aile üyelerini inceleyip, ortak tanıdıkları var mı diye baktın mı?
Prošao si kroz članove obitelji, zajedničke prijatelje iz službe?
F maddeli 68A delilini esas alarak sorarım ki olay yerinde bulunan objelerin her birini inceleyip hepsindeki kan gruplarını belirlediniz mi?
Što je sa dokazima SSA do F, dali ste ispitali te dokaze sa mjesta zločina i ustvrdili krvnu grupu prisutnu na njima? Da.
Olay yerini inceleyip, en ufak bir kanıtı bile değerlendirirler ve bir kokuyu takip edebilirler.
Mogu pratiti miris, obraditi mjesto zločina, procijeniti dokaze.
Hatta o radyo sinyalleri bile inceleyip anlamak için yetersizler.
Ali čak ni te radio signale nismo u stanju analizirati i shvatiti.
Son görüntü teknolojisiyle birleştiğinde onları derinlemesine inceleyip hiç olmadığı kadar çok şey öğrenebildik.
U kombinaciji sa najnovijom tehnologijom stvaranja slika, uspjeli smo ići dublje i otkriti više nego ikad prije.
İnceleyip aralarında ilginizi çeken bir aile var mı diye bakarsınız.
Pročitajte i recite ako vas dirne koji sastav.
Evet, cumartesi tekrar bir inceleyip güzel olmayanları keseceğim.
Da, provjerit ću u subotu i riješit se onih koji uvenu.
Neden McMurtry'in hayatını inceleyip başka gerekçesi olan birini bulmuyoruz?
Provjerimo McMurtryjev život da vidimo da li je netko imao motiv?
Görevdeki meclis üyelerini teker teker inceleyip öne çıkan var mı bakalım.
Prijeđimo kongresnike da vidimo upada li koji u oči.
Kitabını inceleyip kaynak dosyalarla şüpheli listesi arasındaki referansları karşılaştırıyorum.
Prošao sam vašu knjigu i usporedio je s originalnim fajlovima i listom osumnjičenih.
Hatırlasana, Dexter her şeyi inceleyip anlatmıştı.
Sjećaš se, Dexter nam je objasnio.
Yargıç Varick'in tüm notları inceleyip kendi kararımı bir ay içinde vereceğim.
Pročitati ću sve bilješke Suca Varicka, kao i svoje, te donijeti odluku unutar mjesec dana.
Bunu inceleyip Linda ile temasa geçerim.
Linda će vas nazvati čim ih proučim.
Ondan sonra mahkemeden bir gün alacağız ve ben aile mahkemesine başvuracağım ve sonra da sosyal hizmetler görevlisi evinizi inceleyip ebeveyn olmaya uygun olduğunuzdan emin olacak.
POSLE TOGA ĆE BITI ODREĐEN DATUM NA SUDU, SOCIJALNI RADNICI ĆE UTVRDITI DA LI STE SPOSOBNI DA... BUDETE RODITELJ.
7 mühendisten oluşan bir takımın tüm kodları inceleyip hatamı bulması bir hafta sürdü.
Grupi od 7 inženjera bilo je potrebno više od tjedan dana da pročešljaju kroz kod i nađu moju pogrešku.
Bunu demem çok şeytanca ama geçen gece o uyurken suratını biraz inceleyip şunu düşünüp durdum...
Ovo će zvučati super zlo, ali prošle noći dok je spavao, samo sam mu zurio u facu.
Yaptığı tüm alıntıları, tanıştığı herkesi, verdiği her oyu inceleyip bunları onun aleyhinde kullanmanın yollarını arayacağız.
Pregledat ćemo sve što je rekao, koga je upoznao, svaki glas koji je dobio, i tražiti način da to iskoristimo protiv njega.
Hepsini inceleyip mallarını ortaya dökmek istiyorum.
Želim pretresti svaku torbu i nabacati njihovo sranje na veliku gomilu.
Radyoyu inceleyip verici olup olmadığına baktılar.
Provjerili su radio da nema predajnika.
Hayatta olsaydı muhasabe defterlerini inceleyip bağış gününe hazırlanmamı beklerdi.
Da je živ, očekivao bi da pregledam knjige i organizujem tromesečni dan.
Seni inceleyip Nazi ajanı olmadığından emin olmak istiyordur.
Sigurno te procjenjuje. Želi biti siguran da nisi nacistički agent.
Kuşları inceleyip kitabı üzerinde de çalışabilir.
Može promatrati ptice. Raditi na knjizi.
Defterlerinizi inceleyip her şeyin usule uygun olup olmadığına bakmaya geldik.
Došli smo pregledati vaše knjige da se uvjerimo kako je sve po propisu.
Yolculuğuma Kaliforniya'da Kaliforniya Üniversitesi, Berkley deki eski bir yıllıktaki öğrenci fotoğraflarını inceleyip o öğrencilerin hayatları boyunca gösterdikleri başarıyı ve hayat kalitelerini ölçmeye çalışan 30 yıllık bir araştırmayla başladım.
Započeo sam putovanje u Kaliforniji s longitudinalnim istraživanjem od 30 godina na UC Berkley-u koje je ispitivalo fotografije studenata u starom godišnjaku i pokušavalo izmjeriti njihov uspjeh i blagostanje kroz njihov život.
Biyoloji ve İnşa edilmiş Çevre Merkezinde bir hastanedeki havayı inceleyip havadaki mikropların DNAsını çıkardığımız bir çalışma gerçekleştirdik.
U Centru za biologiju i građevni okoliš, proveli smo istraživanje u bolnici gdje smo uzeli uzorak zraka i izvadili DNK iz mikroba u zraku.
Giambattista della Porta, 16. yüzyılda yaşamış bir Neopolitan bilgin, doğal dünyayı inceleyip araştırmış ve nasıl manipüle edilebileceğini görmüş.
Giambattista della Porta, napuljski učenjak, u 16. je stoljeću proučavao prirodni svijet i vidio kako se njime može manipulirati.
Deneyci baştan sonra inceleyip “hı hı” dedi ve kağıdı yanlarındaki öbeğin üstüne koydu.
Zadužena bi ga osoba pogledala, detaljno istražila od početka do kraja, rekla "aha" i stavila na hrpu pokraj sebe.
İyi haber de şu, birinin yaptığı şeye basitçe bir bakıp, inceleyip, “hı hı” demek tamamıyla yeterli olarak görünüyor ve insanların motivasyonunu önemli ölçüde artırıyor.
Dobra vijest je da kroz jednostavno naziranje na nešto što je neki drugi napravio, pogledati i reći "aha", je čini se prilično dovoljno da dramatično poveća ljudsku motivaciju.
yol açtığı semptomlar mı? Bunu muhtemelen beyni çok daha yakından inceleyip anlayana kadar bilemeyeceğiz.
Vjerojatno nećemo saznati prije nego što budemo imali puno bolje razumijevanje mozga.
Yeni elektronik metinlerinizde tıkladığınız her bir denklemin, inceleyip, deneyler yapabileceğini bir şey olduğunu düşünün.
Zamislite -- ovo je moguće: da je svaka jednadžba na koju kliknete u jednoj od vaših novih e-knjiga nešto što ćete moći istražiti i eksperimentirati.
Belli bir çeşit harcamayı derinlemesine inceleyebiliyorsunuz. veya tüm farklı bölgeleri inceleyip karşılaştırabiliyorsunuz.
Možete se ukopati po određenoj vrsti potrošnje, ili možete gledati po različitim regijama i uspoređivati ih.
etrafı inceleyip, gelişmekte olan bu ülkelerdeki hangi mevcut kaynakları kullanabileceklerini görmek.
potražiti uokolo i pronaći: koja su sredstva u izobilju na raspolaganju u kontekstu zemalja u razvoju?
Ezra kendini RABbin Yasasını inceleyip uygulamaya ve İsrailde kuralları, ilkeleri öğretmeye adamıştı.
Jer je Ezra nastojao svim srcem proniknuti Zakon Jahvin, vršiti ga i poučavati Izraela u zakonima i običajima.
1.4452340602875s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?