Bunun bir kısmı da- burada tamamen benim hatam olan kısımdan bahsetmiyorum ama bir kısmı, hayat işte.
Dio toga... i ne govorim o onom dijelu, da sam ja za sve kriva... ali dio toga, je sam život.
Ama tüm bunların benim hatam olduğunu bilmiyorlar.
Ali ono što oni ne znaju, je to bila moja krivica.
Hayır, bu benim hatam değil, bu...
Ne, nisam ja. To... Prvo pravilo vođe:
Bunun benim hatam olduğunu mu söylüyorsun?
Kažeš da je to moja krivica?
Diyelim ki benim hatam, o zaman bana ne olur?
A što će mi se dogoditi ako sam ja kriv?
Meredith saçmaladığım için evden ayrıldı ve bu benim hatam.
Meredith je otišla za tim gmizavcem, a to je moja greška.
Bu nasıl benim hatam olabilir ki?
Kako je moguće da je ovo moja greška?
Her yüzünü görüşümde, o yaraları her gördüğümde bunun benim hatam olduğunu biliyorum.
Svaki put kad joj vidim lice i te ožiljke znam da je to moja krivica.
Bu benim hatam değil, değil mi?
Da nisam i ja ovo učinio?
İşte bu, bir denetçinin inanabileceği bir hikâye, nerede hatam varmış?
To je priča u koju bi svatko povjerovao, pa što mi promiče?
Bu da benim hatam oldu şimdi!
Sad sam i za to kriva.
Bunun benim hatam olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Oh. Želiš da kažeš da sam ja kriva za ovo?
Beni suçlayacağını biliyordum ama benim hatam değildi!
Znala sam da ćeš me kriviti, a nije moja krivica.
Şimdi bu benim hatam mı oldu?
Dakle, sada je to moja krivnja?
Daha sonra bunun benim hatam olduğunu fark ettim.
Tak kasnije sam shvatio moju grešku.
Peki bu nasıl benim hatam oluyor?
I kako je to točno moja krivica?
Ve şimdi bütün hepsi, benim hatam.
A sada, sve ovo je moja krivica.
Ama artık benim hatam olmadığını biliyorum.
Sada znam da nije moja krivnja.
Biliyor musun, sanırım onun eşyalarını karıştırırken ben farkettim ki, benim hatam değildi.
To što sam pregledala njene stvari je valjda učinilo da shvatim da nisam ja kriva.
Ona bir şey olmuşsa hepsi benim hatam.
Što god da joj se desilo, sve je moja krivnja.
Bu boktan halim benim hatam değil.
Nije moja krivica što sam sjebana.
Şimdi de bunlar benim hatam mı oldu?
Sad sam ja kriv za to?
Gidip başka biriyle saç saça kavga etmen benim hatam değil.
Nisam ja kriva što si se bacila na ultimat-fight zbog sladoleda.
Bunun benim hatam olduğunu mu düşünüyorsun?
Misliš da je to moja krivnja?
Hatam, Cal'in yanında seni de öldürtmemek.
(Quinn) Moja pogreška bila / / ne da si ubio uz Cal.
Baban olmasaydı, bu hatam orada bulunan herkesin canına mal olurdu.
Da on nije bio hrabar, moja pogreška odnijela bi živote svih prisutnih.
Finn'in başına gelenler benim hatam değil.
To što se dogodilo Finn nije moja krivica.
Bu benim hatam, Noel sürprizine ihtiyacın var diye düşünmüştüm.
To je moja krivica. Želio sam te iznenaditi za Božić.
Misal... benim hatam senin arkadaşın olmamaktı.
Na primjer, moja pogreška je što ti nisam prijatelj.
Ama hatam, her şeyi düzelteceğini, daha iyi yapacağını düşünmek oldu.
Moja je greška što sam vjerovala da će, da će ovo sve ispraviti, da će učiniti sve dobrim.
Şu film muhabbeti senin için çok zor oldu farkındayım sanki benim hatam yüzünden böyle oldu.
Znam da je cijela situacija sa filmom bila stvarno teška za tebe i ja nekako osjećam da je to bila moja krivnja.
Bunca yıl boyunca, olanları, benim hatam olduğuna inandırmak nasıl hissettirdi?
Kako je to osjećaj si mi dopustio da vjerujem To je moja greška svih ovih godina?
Şu anki bütün bu nefret benim hatam.
Sva ova mržnja... Ja sam kriv za to.
Senin kötü bir sevgili olduğunu düşünmesi benim hatam değil.
Nisam ja kriva što je mislila da si ti loš dečko.
Ne senin ne de benim hatam olmadığını biliyorum.
Znam da nismo ni ti ni ja krivi.
Başına ne gelirse benim hatam olacak.
Što god da se dogodi je moja greška.
Bu benim hatam ve nasıl düzeltirim bilmiyorum.
Ja sam kriv i ne znam kako to riješiti.
Karının meraklı bir orospu olması benim hatam değil!
Nije moja krivica što je ona znatiželjna kučka!
Farketmek yıkıcı olabilir, açığa vurucu olabilir, aslında, komik de olabilir, tıpkı benim aptal Çince yazı hatam gibi.
Mislim, to može biti poražavajuće, može biti i poučno, može biti i prilično smiješno, kao moja glupa greška s kineskim znakom.
Birden ses, artık o kadar da iyi huylu gelmemeye başladı, ve arkadaşım tıbbi yardım almam konusunda ısrar ettiğinde usül gereği kabul ettim ve bu da ikinci hatam oldu.
Odjednom se glas više nije činio tako dobronamjeran i kad je prijateljica inzistirala da potražim medicinsku pomoć, pokorila sam se, što je dokazano bila pogreška broj dva.
En büyük hatam, Şubat sonunda kredi anlaşmasının uzatılması başvurusunu imzalamaktı.
Najveća greška bila je potpisivanje molbe za produljenje sporazuma o zajmu krajem veljače.
1.2145371437073s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?
Nisam ja kriva, ona je pod stresom. 