Çıbanları yırtarak koparmaya çalışırlar ellerini ısırıp damarlarını kanatıncaya kadar kaşırlar acılar içinde bağırırlar.
Bolesnik se pokušava osloboditi muka... grize ruke... noktima dere žile... jauče u agoniji.
Etimin kılcal damarlarını delip geçmesine izin veriyorum.
Puštam ga da prođe kroz kapilare moga mesa.
Bayan çorapları için ve yaşlı erkeklerin damarlarını tıklamak için.
Dobro za ženske čarape, i za, začepljivanje arterija starom čovjeku.
O zaman gece daha sakin ve sessizken, ve damarlarını dolduran kanın sesi kulaklarında çınlarken, onu susturmanın tek yolu, geceye dalarak, aynı seni yaratan avcı gibi, yaşamla ölüm mücadelesine katılmak olacaktır.
Tako, kada je noć mirna i tiha, i zvuk krvi u tvojim venama puni tvoje uši, jedini način da je utišaš je da se iskradeš u noć, i kao lovac koji te je obuzeo, priključiš se borbi na život i smrt.
Začepiš nečije arterije sa kremama, čokoladnim desertima, masnoćom.
Damarlarını o pislikle doldurarak, sahip olduğun her imkânı mahvettin, evlat.
Svaka šansa da ste imali, sine, ste ga pregorio. Nadev svoje vene s tom prljavštinom.
İkimiz de biliyorsuz ki sen daha Vergon 6'ya varamadan arzu damarlarını yakıyor olacak.
Oboje znamo da nećeš doći do Vergona 6 prije nego se počne urušavati.
Sonra dibe dalmaya başladı. Gece sona ermeden önce deniz suyu bütün damarlarını doldurmuştu.
Skinula je čarape i držala ih na vjetru dok ih nije pustila da odlete u noć.
Kolajen yapımındaki genetik bozukluk bağlayıcı dokuları, deriyi, sinirleri organ duvarlarını, kıkırdağı, kan damarlarını etkiliyor, zayıflatıyor.
Genetski poremećaj u sintezi kolagena. Koža, tetive, stjenke organa, hrskavica i krvne žile slabe.
Ameliyatla boynundaki hasarlı kan damarlarını onaracağız ve krizlerin son bulacak.
Popravit cemo ti ostecene zile u vratu i napadaji ce prestati.
Cilt yüzeyine yakın olan kan damarlarını sıklaştırıyor.
Skuplja krvne žile blizu površine kože.
Çünkü sen zafer yerine annenin damarlarını seçtin.
Jer su tebi majčine vene važnije od pobjede!
Eğer McPherson bu Depoyla karşılaşırsa kanı asitlenip anında kendi damarlarını eritir.
Ako bi MacPherson protrčao kroz ovo Skladište, onda bi mu se krv pretvorila u kiselinu i istog trena bi progrizla kroz njegove vlastite vene.
Beyin o kadar hızlı şişer ki, kan damarlarını koparır kafatasının içinde kan kaybından ölürsün.
Mozak tako brzo natekne da pokida krvne žile i iskrvariš na smrt u vlastitoj lubanji.
Acaba Elena damarlarını o adama çabucak açar mı?
Pitam se da li bi Elena tako lako dala krv takvom momku.
Bu yüzden bir dayanışma ruhuyla, ertesi gün bitki ağırlıklı bir beslenmeye geçtik. Aslında onun hayatını ve damarlarını kurtarmak için.
Htjeli smo ga podržati i od sljedećeg smo dana počeli jesti biljnu hranu da bismo mu spasili život i arterije.
Büyük, 'Y' şekilli antikorlar kan damarlarını tıkayıp organlarının teker teker iflas etmesine neden oluyordu.
Kompleksi velikih antitijela u obliku "y" začepili su vaše krvne žile, uzrokovali otkazivanje vaših organa jedan po jedan.
Seninle ve beni yaratmam için zorladığın o vampir müsveddesiyle ilgilenmiyorum, damarlarını kurutmadan evvel defol barımdan.
Ne zanimaš me ni ta patetična vampirica koju sam morala napraviti, izlazi iz mog bara prije nego što te iscijedim.
Bay Fornum'a su vererek ve damarlarını açmak için sıcak kompres uygulayarak daha iyi bir iş çıkarabileceğimizi düşünüyoruz.
Mi ćemo napraviti bolji posao sa hidracijom g. Fornuma i koristiti tople komprese da povećamo njegove vene.
Kan damarlarını 3-D yazıcı ve biyo mühendislikle elde etmiştik.
Imamo bio-projektirana krvne žile s 3-D pisač.
Katil uyluk damarlarını parçalıyor ve Nolan kan kaybediyor.
Ubojica kriške bedrene arterije i Nolan krvari iz.
On iki saat kırk dakika süren ameliyatta, doktorlar ikizlerin dokularını, sinir zincirlerini ve damarlarını ayırabildi.
Operacijom od 12 sati i 40 minuta prekinuto je tkivo, živčana vlakna i krvne žile koje su ih spajale.
Kapat o çeneni yoksa bütün damarlarını bizzat kuruturum.
Pazi šta govoriš ili ću te ja ubiti.
Bir de damarlarını uzaylı kanıyla doldurdu.
A da napuni svoje vene s vanzemaljskim krvi.
Kim güzel bir bayanının damarlarını tıkayarak uynadırmasından hoşlanmaz ki?
Tko ne uživa u buđenju kraj ljepotice koja ti koči cirkulaciju?
Soğuk, kan damarlarını büzüyor ve zaten yüksek olan tansiyonunu daha da çıkartıyor.
Hladnoća ti sužava krvne žile i čini tvoj već visoki... krvni tlak još višim. Moraš stati malo.
Çünkü babası, ona göz kulak olaması gereken kişi onu koruması gerekirken düzgün nefes aldığını kontrol etmek için damarlarını eroin ile doldurmakla meşguldü.
Jer je njezin otac, netko tko ju je trebao čuvati, štititi vlastito dijete, bio prezauzet punjenjem vena heroinom da provjeri diše li ona.
Adamın hem damarlarını hem beynini tıkar bu.
Isuse, ima da ti začepi i tijelo i um.
Ona atardamarı kesmeden damarlarını kesmeyi öğrettim.
Pokazao sam mu kako da prereže vene i izbegne arteriju.
Nitrik oksit kan damarlarını genişletir, böylece kan basıncını düşürür.
Dušikov oksid proširuje krvne žile snižavajući tako krvni tlak.
Burada, canlı bir farenin beynindeki kan damarlarını görüntülüyoruz.
Ovdje smo snimili krvne žile u mozgu živog miša.
Kan damarlarını kırmızı ile işaretledik ve beyni çevreleyen BOSu ise yeşil renkte.
Označili smo krvne žile crvenom bojom, a CST koja okružuje mozak jest zelene boje.
Nosiseptör denilen acı reseptörleri uyarılır, kraniyel kan damarlarını iltihaplandıran, başta şişme ve ısıya sebep olan nöropeptit salgılanmasını başlatırlar.
Njihovi receptori za bol, nociceptori, aktiviraju se, dajući mozgu znak da ispusti velike količine neuropeptida koji rade upalu krvnih žila u mozgu, uzrokujući oticanje i zagrijavanje glave.
Aynı zamanda, göğsü açmadan kalp üzerine bypass - atlatma - damarlarını dikebilirsiniz.
Možete također zašiti premosne krvne žile na kucajuće srce bez lomljenja prsnog koša.
kemoterapiden tümüyle farklı bir yöntem olan bu tedavi şekline "anti-anjiogenik tedavi" adını veriyoruz; çünkü bu tedavi özellikle kanseri besleyen kan damarlarını hedef alıyor.
Zovemo to antiangiogenetska terapija, i ona je potpuno drugačija od kemoterapije jer je usmjerena selektivno na krvne žile koje prehranjuju tumor.
Ama ben tersten yaklaştım ve şunu sordum: Ama beslenmemize, hangi doğan anti-anjiogenik besinleri katıp da vücudun savunma sistemini güçlendirip kanserleri besleyen kan damarlarını geriletebiliriz?
No ja sam zapravo zauzeo u potpunosti oprečno stajalište i zapitao se: što možemo uvesti u našu prehranu, a da se ponaša kao prirodni antiangiogenetski faktor koji može ojačati obrambeni mehanizam i pobijediti krvne žile koje prehranjuju karcinom?
0.90150308609009s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?